Niçin Barış veya Êdî Bese

Barış sürecine karşı duran bir kısım insanlar hiç de iyi niyetli ve mantıki izahı olmayan argümanlar ileri sürmektedirler. Savaştan rant elde edenlerin telaşlı ifadelerinde “bu kadar şehidi boşuna mı verdik?” söylemi hiç de iyi niyetli değil. Çok da milliyetperver görüntü veren bu kişilerin tarihe bakmaları gerekmez mi?

Niçin Barış veya Êdî Bese


Çanakkale Savaşı 1.Dünya Savaşları içinde en kanlı savaş olarak bilinir. Mehmet Akif bu savaşı  “var mı ki dünyada eşi?”,  saldırıları “rezil istila”, saldıranları da “kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela” diye tarif ettiği savaşlar… O kadar çok kan dökülmüş ki savaşın geçtiği yerleri ziyaret edenler bugün bile insan kemikleri ve kan karışmış toprak görmek mümkündür derler. Osmanlı tarafından kayıplar dahil en iyimser rakamla 150.000, İhtilaf devletlerinden de aynı şekilde 150.000 civarında insan hayatını kaybediyor. Yani ortalama 4,5 ay gibi bir sürede her iki taraftan yaklaşık 300.000 insan hayatını kaybetmiştir.

Buna sebebiyet verenler kim diye sorduğumda doğru cevabı herkes verecektir; İngiliz ve Fransızlar… Başka bir ifade ile dünün düşmanı günümüzün müttefik iki ülkesi… Daha ilginç bir durum, ikisinden birine saldırı oldu mu Çanakkale’de şehit olan mehmetçik NATO sorumluluğumuz gereği anında bu ülkelere yardım için savaşa girecek. “Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela”yı başımıza saran İngilizlerin ana dili ilk ve orta öğretimimizin hemen tüm sınıflarında öğretilmekte. Garip bir haldir ki, Anadolu’yu işgale kalkışan İngilizlerin dili, ismi de Anadolu Lisesi olan okullarımızda bir ara eğitim dili olmuştu. İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği AB’ye girip bu ülkelerle sınırları ortadan kaldırıp vizesiz girişlere, ortak para birimine geçmek ve ortak ekonomik programlar yapmak için yıllardır can atıyoruz.

Kurtuluş Savaşı’nda en çok kayıp verilen cephe Yunanistan’la yoğun savaşların olduğu batı cephesidir. İzmir’i işgal eden Yunanlılar Eskişehir’e kadar gelmişler. Başkent Ankara’ya yaklaşık 200 km’ye kadar gelmişler. Yani Ankara’yı da işgal etmiş olsalardı bugün belki de Türkiye Cumhuriyeti olmayacaktı. Yunanlılarla çıkarılan yapay savaş çığırtkanlıklarını saymasak, beraber sirtaki oynadığımız, egedeki insanımızla ortak çok yaşam benzerlikleri gösteren, öbür yakadaki komşumuz onlar. Sıkı durun, “ezeli” ve “ebedi” düşmanımız olarak yıllarca sunulan Yunanistan’a da  herhangi bir ülke savaş açtığında mehmetçik NATO yükümlülüklerinden dolayı Yunanistan’ı da savunmak için savaşa gidecek.

Bu kadar mehmetçik kanı döken, topraklarımıza göz diken, ülkemizi tarih sahnesinden silmeye çalışan bu ülkelerle çok da ortak özelliklerimiz olmamasına rağmen bugün dost ve müttefik durumdayız. Yakın tarihte belki de en büyük acıları bu topraklarda yaşatan İngilizlerin dilini neredeyse Türkçe’den daha çok bir özenle  eğitim sistemimizin tüm kademelerinde okutuyoruz. Niye kimse buna karşı çıkmıyor da 30 yılda 45 civarında cana mal olan Kürd meselesinde barış ihtimali ortaya çıkmışken “bu kadar şehit boşuna mı idi” diye barışa karşı çıkarlar? İngilizlerle ne ortak yönümüz var? Onlarla yaşananlar daha mı az acı verdi bu topraklara?  Çanakkale’de Mehmetçik olup savaşan, şehit/gazi olan Kürd Mehmet’in Kürtçesinin, İngiliz Coni’nin İngilizcesi kadar değeri yok mu ki Kürtlerin Kürtçe eğitim alma isteklerine karşı geliniyor?

Daha çok söylediği Türkçe şarkılarla bilenen ve hatırlandıkça yürekleri acıtan Ahmet Kaya’nın magazinci vatanseverler tarafından Kürtçe şarkı söyleyeceği için linçle karşı karşıya kalırken, memlekete gelip bilumum İngilizce şarkı söyleyenlerin anahaber bültenlerinde bile boy göstermelerini hangi bilmem ne severlikle açıklanacak? Günah çıkarma yarışına girmişse de birileri, geçen sene Aynur Doğan’ı sahnede yuhalayanlar kardeşlik hukukundan nasiptar olacak daha başkalarını da göstermemekte midir?  Sakın bu meselede verilen kayıplar İngiliz ve Fransızlarınkinden daha az olduğu için birileri barışa karşı çıkıyor olmasın? Bu soruları çoğaltmak mümkün…

Türklerle aynı inanca sahip Kürdler, Malazgirt’ten bu yana Anadolu’nun ortak vatan olması için Türklerle omuz omuza mücadele etmiş, kader ve keder birliği etmişler. Bir bütünün aynı parçası olan bu iki kardeşin eşit iki kardeş olarak beraberce yaşaması için, barışmak için o kadar çok sebep varken savaşmak için hiçbir sebep yok. O halde eşit iki kardeş olarak beraberce yaşamak adına êdî bese (artık yeter) diyelim.

 

Güncelleme Tarihi: 01 Mayıs 2013, 12:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER