Yapılan basın açıklamasına DBP, HDP ilçe örgütü, Belediye eş başkanları, KESK birleşenleri, DİSK ve çok sayıda kişi katıldı.”Katliam ve ablukalara hayır”pankartı önünde açıklama yapan Kızıltepe Eğitimsen sözcüsü Erdal Çam,”13 yıllık iktidarı boyunca AKP hükümetinin toplum üzerinde her yönüyle yürütmeye çalıştığı tekçi politikaları bir ürünü olarak halkı korkutma sindirme ve had bildirme yöntemlerinin finalini yaşıyamaktayız. Teker teker bütün muhalif sesleri yok eden toplumun bütün farklılıklarını boğmaya çalışan AKP hükümeti işçi, emekçi yoksulun demokrasi eşitlik ve özgürlük talepleri karşısında adeta darbe hattı olarak varlığını devam etmek için her yolu, savaşı katliamı dahi mubah görmektedir.

Son altı aydır bölgemizde uygulamaya sokulan savaş konsepti’nin tüm yıkıcılığının yanında eğitim alanında da büyük tahribatlarının oluşmasına neden oluyor. Başta Cizre, Silvan, Gever, Varto olmak üzere savaşın mağduriyeti Mardin’de yaşanmaya devam ediyor. Mardin Nusaybin Dargeçit’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı, zaten kısıtlı imkânlara sahip ilçelerimizde hepten bir hak mağduriyetin yaşanmasına neden olmuştur. İlkokul öğrencilerden tutun üniversite öğrencilerine kadar, oradan öğretmenlere kadar adeta herkesimden eğitim birleşenlerinin psikolojisi alt üst etmiştir. Yerle olmayan birçok öğretmen çareyi bulundukları yerleri terk etmede bulmuş, bir şekilde özür gurubunda gidebilmek için her türlü yolu denemeye kalkmışlardır. AKP savaş hükümeti bölgedeki şiddeti ve savaşı tırmandıracak ve sokağa çıkma kararları yaygınlaştıracak kararlar aldığını kaygıyla takip ediyoruz. Cizre’deki öğretmenlerin dönem ortasında hizmeti için eğitim semineri bahanesiyle memleketlerine gönderilmeleri açık bir katliamdır.

Bölgemizdeki yığınla eğitim ve sağlık ile ilgili sorunlar ortadayken, öğrenci taşıma ihaleleri, okul temizlik personelleri öğretmenlerimizin köylerde içinde bulunduğu şartlar ortadayken bölgedeki kaymakam ve valilerin halkı ve çalışanları cezalandırıcısına sokağa çıkma yasakları gibi kararları almaları ve hükümetin savaş ve suç olduğunu ifade ediyoruz. Bir an önce bu politikalardan dönülmesi çağrısında bulunuyoruz.Buradan açıkça sormak istiyoruz, Öğretmenlerin ve sendikaların demokratik haklarını kullanarak emek ve demokrasi çerçevesinde greve gittiklerinde “öğrenciler magdur oluyor” yaygarasını koparan işbirlikçi iktidar yalakaları sarı sendikalar bu hak mahrumiyetleri için acaba gıgınız çıkacakmı.?