MTDF İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın KANLITEPE Kararına İtiraz Etti.

Mardin toplumsal dayanışma federasyonu (MTDF) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın KANLITEPE suç duyurusuna verdiği kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etti.

MTDF İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın KANLITEPE Kararına İtiraz Etti.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Mardin toplumsal dayanışma federasyonu başkanı Mehmet Şerif Öter “ 24.04.2020 tarihinde Kızıltepe ilçemizde meydana gelen olayda 16 yaşlarında bir kız çocuğu silahla vurularak hayatını kaybetmişti. Bu olay nedeniyle ulusal ve yerel basın olayı olduğu gibi aktarırken, TAKVİM gazetesi ise bu haberi ''KANLITEPE'' manşeti ile haber yapmıştı. Bu manşet 300 bin nüfuslu şanlı ve şerefli bir tarihe sahip, ilçemizin adını kanla ilişkilendiren TAKVİM gazetesine karşı halkın büyük bir tepkisi olmuştu. Mardin toplumsal dayanışma federasyonu olarak kin, nefret ve ayrışma içeren bu çirkin söyleme karşı kayıtsız kalmayıp, Kızıltepe ve tüm Mardin halkımız adına TAKVİM gazetesi yöneticileri hakkında yaptığımız suç duyurusunu ifade ve eleştiri özgürlüğü kapsamında değerlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığı kararına itirazda bulunduk.
Ülkenin bir ilçesinde sanki sürekli çatışma, cinayet ve kan akıyormuş gibi bir algının oluşmasına yol açan KANLITEPE manşetini atan TAKVİM gazetesi yöneticilerini Kızıltepe ve Mardin halkından özür dilemeye çağırıyoruz. Öter sözlerini şöyle sürdürdü “Hâkimlerimize, savcılarımıza inanıyor ve güveniyoruz. Basın yoluyla işlenen hakaret, kin ve nefret suçlarına bakan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair Kararın kaldırılacağını ve şüpheliler hakkında kamu davası açılacağını ve gerekli cezayı almalarını bekliyoruz dedi.
Öter “ Bu süreçte her türlü hukuki desteği gönüllü sunan Mardin barosu avukatlarından Sayın Zeynettin Vural’a teşekkür ediyorum”


İtiraz Dilekçesi;

                          İSTANBUL NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
                                                GÖNDERİLMEK ÜZERE
                                KIZILTEPE SULH CEZA HAKİMLİĞİ'NE


SORUŞ NO        : 2020/77578 sorş. - 2020/45359 K

İTİRAZ EDEN
MÜŞTEKİ        : MEHMET ŞERİF ÖTER

ŞÜPHELİ         : TAKVİM GAZETESİ

SUÇ                     : HAKARET

TEB .TARİHİ                 : 06.08.2020

T.KONUSU        : İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 29.06.2020 tarih , ve  2020/77578 sorş - 2020/ 45359 K sayılı  Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının kaldırılması ve şüpheliler hakkında kamu davası açılması hk.

AÇIKLAMALAR    :

24.04.2020 tarihinde Kızıltepe ilçemizde meydana olayda 16 yaşlarında bir kız çocuğu silahla vurularak hayatını kaybetmiştir. Bu olay nedeniyle ulusal ve yerel basın olayı olduğu gibi aktarırken , TAKVİM gazetesi ise bu haberi ''KANLITEPE'' manşeti ile haber yapmıştır. Bu manşetin ilçemizin adını kanla ilişkilendirdiğini ayrıca  kin, nefret ve ayrışma içeren bir söylem olduğunu, bu şekilde ilçe halkının da aşağılandığını belirterek TAKVİM gazetesi yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduk.

İstanbul Cumhuriyet başsavcılığınca KYOK kararında, TAKVİM gazetesi tarafından atılan başlıkta herhangi bir hukuka aykırılık olmadığı, ifade özgürlüğü ile düşünceyi açıklama, bilgi verme ve eleştiri kapsamında kaldığı belirtilerek şüpheli/şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Cumhuriyet başsavcılığı tarafından verilen kararın ne hukuk ne de vicdani bir dayanağı yoktur. Şöyle ki; TAKVİM gazetesi haberde kullanmış olduğu ''KANLITEPE''  manşeti kin, nefret ve ayrıştırma içeren bir söylemi çağrıştırdığından açık bir şekilde Kızıltepe'de yaşayan halkı aşağılamıştır. Gazetenin okurlarından olup Kızıltepe ilçemizi hiç görmeyen bir insanın ilgili gazete başlığını görünce aklında Kızıltepe'ye karşı bir ön yargı oluşacaktır. Oysa ki; Kızıltepe ilçemiz,  300 bine yakın nüfusa sahip olup, insanının iyi niyetliliği dürüstlüğü ve misafirperverliğiyle bilinmektedir. İşte ilgili gazetede atılan başlık açık bir şekilde burada yaşayan insanları adeta cani olarak göstermiştir.

Gazetecilik mesleğinde pek tabi olarak haber yapılırken basın özgürlüğü, ifade özgürlüğüyle birlikte düşünceyi açıklama ve eleştiri hakkı kanun tarafından korunur. Ancak, ne zaman ki bu korunan hakların yasaca korunan başkaca haklarla çatışması durumunda burada durup hangi hakkın daha ağır bastığı değerli mahkemelerce kanun ve hakkaniyet kuralları çerçevesinde ele alınması gerekmektedir.

Burada yanıtlamamız gereken soru şudur: Basına tanınan hak veya haklar; bir yörede yaşayan bir olay nedeniyle bütün bir yöre halkının kötülenmesi/aşağılanması/cani olarak gösterilmesi bu haklar kapsamında mı ele alınacaktır? Bu soruya vereceğimiz cevap şayet evet ise o zaman basına tanınan hakkın veya hakların sınırları nerede çizilmiş, sınırlandırılmış olacaktır? Çünkü, buna vereceğimiz cevap evet ise basın istediği şekilde istediği başlığı/yazıyı basın özgürlüğü çerçevesinde yazabilecektir.

Oysa ki, gerek yasalarca yönetilen demokratik devletlerde gerekse de devletler üstü olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. Maddesinde ifade özgürlüğünün kısıtlanabileceği haller belirtilmiştir. İlgili maddede ''Diğerlerinin haklarını ve itibarını korumak, kamu sağlığının ağır bastığı durumlarda aleni bir şekilde basına tanınan ifade özgürlüğüyle eleştirinin sınırları çizilmiş bulunmaktadır.

TAKVİM gazetesinin ilgili haberde kullanmış olduğu ''KANLITEPE'' başlığının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10 Md. belirtildiği üzere diğerlerinin hak ve itibarını ve kamu sağlığını bozacak/aşacak şekilde atılmış bir başlık olduğundan ilçede yaşayan bütün insanların bu başlıktan etkilendiği ve ilçemizi bilmeyen gazete okurlarının ilçeye olan bakış açısının bu haberden sonra etkilenebildiği ve ön yargıya kapılmalarının pek muhtemel olması nedeniyle, atılan başlığın alenen basına tanınan hakları aştığı aşikardır. Haddini aşan başlığın hukuk âleminde korunmaması gerektiği görüşündeyiz.

Kin ve nefret söylemi içeren, ayrıca ilçe halkını aşağılayıcı ''  KANLITEPE '' manşeti ifade ve eleştiri özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Bu nedenle KYOK kararının kaldırılarak şüphelilerin yargılanmasını talep ediyoruz.

SONUÇ VE İSTEM    : Yukarıda izah ettiğim üzere ve sayın mahkemece resen göz önünde bulundurulacak sair sebeplerle ;  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 29.06.2020 tarih , ve  2020/77578 sorş - 2020/ 45359 K sayılı  Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının kaldırılmasını ve şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 20.08.2020




                                                                                                 Müşteki
                                                                                       Mehmet Şerif ÖTER
                                                                                                                                MTDF Başkanı

Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2020, 12:09

Furkan

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER