banner113

Doç. Dr. Faruk ERTAŞ TRT6 'da Oruç ve Kalp Hastalıklarını Anlattı

Prof Dr Nurettin TURGAY'ın sunduğu TRT 6 SAHUR BEREKETİ programına Doç. Dr. Faruk ERTAŞ konuk oldu

Doç.  Dr. Faruk ERTAŞ TRT6 'da Oruç ve Kalp Hastalıklarını Anlattı
Doç. Dr. Faruk ERTAŞ, Ramazan ayının bu yıl da uzun ve sıcak günlere denk gelmesi nedeniyle özellikle kalp hastalarını uyardı.


ERTAŞ şu açıklamalar da bulundu.

"Doktorların önerileri doğrultusunda verilen kurallara uyarak oruç tutmanın kalp sağlığını olumsuz etkilemediği yıllardır tecrübelerimizle sabit olan bir gerçektir. Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Faruk Ertaş, oruç tutanlarda kalp-damar sisteminde pıhtılaşma oluşma riski ve iyi huylu kolesterol olarak bilinen HDL kolesterolün artış gösterdiği, koroner arter hastalığı için risk faktörü olan homosistein seviyelerinin azaldığının klinik çalışmalarda görüldüğünü söyledi. Buna rağmen bazı kalp hastalarında ise oruç tutmanın bazı rahatsızlıklar ortaya çıkarabileceğini ifade eden Doç. Dr. Ertaş, şunları kaydetti:''Ancak bazı kalp hastalarında da oruç tutma sonucu hastalıklarında kötüleşme, ritm bozuklukları, kalp krizi gibi istenmeyen olaylar görülmektedir. "Kalp hastalarının hiçbiri oruç tutamaz" demek doğru değildir. Özellikle koroner kalp hastalığı tedavi edilmemiş kişiler, kontrolsüz hipertansiyonu olanlar, kalp yetersizliği hastaları ve önemli kalp kapak hastalığı bulunanlar için oruç tutmak riskli olabilir. Koroner arter hastalarında, iftarda yağ oranı ve kalorisi yüksek, hızlı yenilen ağır yemeklerden sonra kalp krizi riski yükselmektedir. Yine gündüz içilemeyen sigaraların iftarda ardı ardına içilmesi kalp krizini tetikleyebilir. Kalp yetersizliği hastaları genellikle idrar söktürücü denilen ilaçlar başta olmak üzere bir çok ilaç kullanırlar ve uzun süren oruç dönemlerinde ciddi sıvı ve tuz kaybı gelişebilir. Bu da ani tansiyon düşmesi, bayılma, ritm bozuklukları ve hatta şok tablosuna neden olur.''

İftar ve sahur arasındaki uyku süresinin çok kısa olduğunu ve sahurdan sonra uyumanın mümkün olmayacağını vurgulayan Doç. Dr. Ertaş, şunları söyledi: “Ramazan boyunca öğle saatlerinde ya da öğle sonrası 1-2 saatlik uyku, son derece dinlendiricidir, açlık ve susuzluğun yarattığı stresi azaltır. Uyuduktan sonra geri kalan zamanı daha verimli değerlendirmeyi sağlar. Öğle uykusu uyuyanların uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski yarı yarıya düşmektedir. Çünkü uykuda beden ile birlikte ruhsal dinlenme de vardır. Fizik olarak uykusuzluğa dayanılabilir ama ruhsal olarak dayanmak mümkün değildir. Eğer hafta içi gündüz uykusu mümkün değilse hafta sonu çok iyi uyumaya özen gösterilmelidir.

Ramazan ayının çok sıcak ve uzun günlerde yaşanması, gün içinde artış gösteren sıcaklarda oruç tutulması, vücutta su kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle yeterli sıvı alımı çok önemlidir. Kişinin, gün içinde kaybettiği suyu geri kazanmak için yeterli miktarda sıvı almaması, kanın koyulaşmasına ve daralmış bacak, beyin ve kalp damarlarının pıhtı ile tıkanmasına, kalp krizlerine yol açmaktadır. Ramazan’da su kaybına neden olan kötü bir alışkanlık da sahurda çay ve kahve tüketimidir. İdrar sökücü özelliği nedeniyle gün içinde su kaybına neden olan bu alışkanlığın iftar sonrasına bırakılması, sahurda ise su tüketilmesi gerekir.

İftara sigara içerek başlamak ya da az bir miktar yemeğin hemen ardından art arda sigara içmek son derece tehlikelidir. İftarla birlikte arka arkaya 3-4 sigara içimi, ciddi karbonmonoksit zehirlenmeleri ile birlikte oluşan aritmi sonucunda ani ölümlere neden olabilir. Çünkü karbonmonoksit zehirlenmesi kalpte ritim bozukluklarını tetikler. Aritmi nedeniyle de ani kalp ölümleri ortaya çıkabilir. Kalp sağlığı açısından sahurda da sigara içmemek çok önemlidir. Çünkü sahurda sigara içimi sonrası hemen uykuya dalmak, kalp krizi riskini artırır.

Oruç tutacak kalp hastalarının ilaç alma düzenini bozmamak adına hekimiyle konuyu görüşmesi gerektiğini bildiren Doç. Dr. Ertaş, şunları kaydetti:

Oruç tutacak kalp hastası mutlaka doktoru ile görüşerek ilaçların düzeni bozulmayacak şekilde zaman ayarlaması yapmalıdır. İlaç düzeni günde 2 kez, sahurda ve iftarda olmak üzere ayarlanabilir. Günde 3 kez alınan ilaçlar mümkünse 2 defada alınabilir, ancak bu mümkün değilse oruç tutmamak daha uygun olacaktır. Sıcak yaz aylarında oruç tutmaya bağlı olarak su ve tuz kaybı gelişir ve tansiyon değerlerinde düşme gözlenebilir. Bu durumda tansiyon ilaçlarının dozları geçici olarak azaltılabilir. Yakın takip gerektiren pıhtı önler (kan sulandırıcı) ilaçlar besinlerle etkileşebilecekleri için bu ilaçları kullanan kalp hastalarında Ramazan ayında daha sıkı kontrol ve izlem yapmak uygun olacaktır

Sonuç olarak;

• İftarda ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalıdır.
• İftarın klasik olarak bir bardak suyla açılması uygundur. Arkasından bir çorba içilmesi ve 10 dakika ara verdikten sonra da diğer yiyeceklerin yavaş bir şekilde tüketilmesi gerekir. Ancak yemeğe oturup birden 3 kap yemek tüketmek risklidir.
• Ramazan’da alınması gereken sıvı sudur. Bol su içmeli ve tatlı olarak da sütten yapılmış olanları tercih edilmelidir.
• Sahurda kesinlikle aşırı tatlıdan kaçırmak gerekir. Çünkü bu tatlıların tüketiminden sonra açlık ve susuzluk hissi artmaktadır. Çay ve kahve de idrar söktürücü özelliği nedeniyle sahurda tüketilmemelidir. İftarda bol çay içilebilir.
• İftar sonrası eğer kişi teravih namazına gidiyorsa ve yaşlıysa, uzun süre oturur pozisyonda olması risklidir. Çünkü uzun süre oturma halinde kan koyulaşması ortaya çıkabilir ve bu da emboliye neden olabilir. Bu nedenle ileri yaş hastaları teravih namazı kılacaklarsa, bir sandalye kullanmalıdır.
• İftar sonrası yemek yedikten bir saat sonra yarım saatlik bir yürüyüş de yararlı olabilir. Ancak aktif olarak spor yapan kişilerin Ramazan ayı boyunca spora ara vermesi uygun olur. Sporlarını Ramazan sonrasına ertelemeleri kalbi yorma riskini azaltır"dedi.

Güncelleme Tarihi: 22 Temmuz 2014, 16:12

derik47

YORUM EKLE
YORUMLAR
faruk  ertaş
faruk ertaş - 5 yıl Önce

ben fuat demir ikibin ondorte faruk ertaş dan anjuoldu

SIRADAKİ HABER