banner113

Huzur ve Barış İçin Aşiretsel ve Siyasal Husumetlere Son Verilmelidir.

Bölgede gelişen son durumla alakalı OHAK- DER Başkanı M. Burhan Hedbi bir sağduyu çağrısında bulundu. Hedbi, "Huzur ve barış için aşiretsel ve siyasal husumetlere son verilmelidir" dedi.

Huzur ve Barış İçin Aşiretsel ve Siyasal Husumetlere Son Verilmelidir.

 Bölgede gelişen son durumla alakalı OHAK- DER Başkanı M. Burhan Hedbi bir sağduyu çağrısında bulundu. Hedbi, "Huzur ve barış için aşiretsel ve siyasal husumetlere son verilmelidir" dedi.

Son dönemlerde barış ile anılan bölgemiz yine kan davaları ile anılmaya başlandı. Kanaat önderleri, siyasiler ve sivil toplum kuruluşlarının, cahiliye döneminin ahlakı da sayılan bu ahlak ve olgulara önceden müdahil olabilecek ortak bir oluşum kurmaları hayati önem arz etmektedir. 

Sadece birbirlerini öldürenlerin taziyelerine gitmekle görevimizi ifa ettiğimizi sanarak kendimizi kandırmayı bırakmalıyız. Zira taziyelerde oluşan kalabalıkların yarısı bile olaylara önceden müdahale etse, sorunlarımız öldürmeyle çözüm bulma noktalarına varmaz.

Böylesi menfur olaylardan sonra konuşulanları öncesinde söylemek gerekir. İyiyi, güzeli ve doğruyu söylemek veya övmek kolaydır. Gerekli olan bunları uygulamaktır. Zor olan ise, bu konuda irade gösterebilmektir. Bunun için de aydın sayılan insanlara, kanaat önderlerine, siyasilere ve STK’lara çok iş düşmektedir.

Huzurlu bir gelecek ve korkusuz bir yaşam için; Kürd toplumu gerek aşiretsel gerek siyasal küskünlük ve husumetlerine bir an önce son vermek zorundadır.

Bu bağlamda: Halkımız, olayların taraftarlarının dışında; olaylara müdahil olabilecek samimiyet ve kabiliyete sahip “Üçüncü Şahıslara” ihtiyaç duymaktadır. Zira içinde "Üçüncü Şahıs" bulunmayan milletler herhangi bir kargaşada fevri davranıp bunu daha da büyük bir kargaşaya dönüştürebilirler.

Dinen, kan davasını gütmek haramdır. Dindarlıklarıyla bu kadar bilinen bölgemizde haram olan kan davaları neden hala süregelmektedir?

Bu konuya artık devletin de eğilerek bunun sebeplerini araştırabilecek ve çözüm oluşturabilecek; akil insanlar gurubu gibi, bu konuda tecrübe sahibi insanlardan ve kanaat önderlerinden oluşan yasal bir komisyon(lar) kurması gerektiği inancındayım. Ki bu düşüncemi paylaştığım birçok kişinin de benimle aynı fikirde olduğunu müşahede ettim. Din âlimi, sosyolog ve psikologun da aralarında olacağı bir komisyonun oluşturulmasının çok faydalı ve verimli olacağı kanısındayım. Bu komisyonun böylesi olayların oluşmasına sebep teşkil eden ihtilaflara önceden müdahale etmeleri, gerektiğinde adli ve kolluk görevlilerini de haberdar ederek ve gerek gördükleri durumlarda onları da aralarına alarak çözümler sunarak böylesi vahşetler vuku bulmadan, tarafların arasını bulmayı sağlamalıdır. Kürdçede şöyle bir atasözü vardır: “Piştî baranê ga cil nabe!” Yani: “Yağmurdan sonra öküze semer vurmanın anlamı da yok faydası da”. Bir şey yapılacaksa yağmurdan önce yapılmalıdır. 

Bireysel çabalarının yetersiz kaldığı bu dönemlerde devletin de bu meseleye eğilerek her mahalle veya köyde böylesi duyarlı vatandaşları tespit edip bir araya getirmesi gerektiğini düşünüyor ve bu yazıyla gerekli yerlere çağrıda bulunuyorum.

Tüm samimiyet ve içtenliğimle yaptığım bir ÇAĞRIDIR bu: Bari bundan sonra var olan aşiretsel ve siyasal kaos, kargaşa ve kan davalarını daha da büyütmeyecek ve yenilerinin eklenmesini önleyecek, önünü kesecek söylemleri geliştirelim. 

Ataüllah İskenderi’nin de söylediği gibi: “Söylenen her söz üzerinde, içinden çıktığı kalbin kisvesi-elbisesi vardır.” Artık eylemlerimize yansıyan ve kalbimizdeki kin ve nefretin nişanesi olan söylemlerden vazgeçelim ve öncesinde de uyardığım gibi artık birbirimize hakaret etmeden eleştirebilmeyi öğrenelim. Haklı ve haksızı önceden konuşmak ve tespit gerekir. Bir insan öldükten sonra kimin haklı veya haksız olduğunu tartışmanın ne önemi var ki? Artık öncesinden birbirimizi dinlemeyi ve sorunlarımızı konuşarak çözebilme olgunluğunu düstur edinelim!



İlla bizim yüreğimizin yanması mı gerekiyor. Unutmayın ki; “İnananlar bir cesettirler!” Öyle olmalılar.

Yangına körükle gitmenin kimseye bir faydası olmayacaktır. LÜTFEN DEDİKODULARA hemen İNANMAYALIM ve bilmeden sağa sola saldırarak sonradan pişmanlık duyacağımız daha büyük acılara sebebiyet vermeyelim. “Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin!” Artık YETER! Gençler ölmesin, insanımız ölmesin. 



Kamuoyuna.

M. Burhan HEDBİ

OHAK-DER Başkanı

02.03.2014

Güncelleme Tarihi: 03 Mart 2014, 22:38
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER