Türkiye’de Seçim Sistemleri



Geçtiğimiz hafta Mardin Küçük Millet Meclisi (TKMM)’nin Mayıs Ayı Formunun ilk oturumunun konusu “Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimi, yetki ve sorumlulukları” üzerine tartışmalar yürütüldü.
TKMM’yi Mardin ile buluşturan aynı zamanda da koordinatörlüğünü yapan Kızıltepe STK Platformu Başkanı Mehmet Şerif Öter’e teşekkür ederek başlamak istiyorum.

TKMM Diyarbakır Koordinatörü Eyüphan Kaya’nın moderatör olarak hazır bulunduğu toplantıda, Mardin’ in bazı sivil toplum örgüt temsilcilerinin yanı sıra “benim de söyleyeceklerim var” düşüncesiyle bende toplantıya iştirak ettim.
Toplantıda, Türkiye’de seçim sistemleri hakkında naçizane düşüncelerimi paylaşma fırsatı buldum. Yaptığım konuşmayı köşemde siz değerli okuyucularımla da paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de seçim sistemi sürekli tartışılmaktadır. Demokratikleşme paketinin açıklanmasıyla birlikte daha çok tartışılmış ve buna paralel olan birkaç sistem gündeme getirilmiştir. Ancak gündeme getirilen sistemler bilinmiyor.

Demokratik sistemleri bugün üç başlık altında toplanmaktadır. Bunlar; Parlamenter sistem, başkanlık sistemi ve yarı başkanlık sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye’de artık Parlamenter sistemin değişikliğini savunanlardan biriyim. Türkiye’de parlamenter sistemin en önemli sorunlarından biri, hükümet istikrarsızlıklarına dolayısıyla siyasal istikrarsızlığa çözüm bulamamasıdır. Parlamenter sistemde hükümet istikrarsızlığının en önemli nedeni de yürütmenin güçsüzlüğüdür. Parlamenter sistem bize dar geliyor artık. Cumhuriyet tarihinden bu yana yaşanılan sıkıntıları biliyoruz.
Parlamenter sistemde kurulan koalisyon hükümetleri genelde kırılgandır ve ufak sorunlarla bile dağılabiliyor. Kurulan koalisyon hükümetlerine bakılırsa ömürlerinin 1 yıl yada 2 yıl olduğu göze çarpar. Koalisyon hükümetleriyle güçlü bir iktidar seçmek imkansız gözüküyor. Cumhuriyet tarihinden bu yana Türkiye koalisyonlarla boğuşuyor. Büyüme hızı oranlarına baktığımız zaman bu oran 5 ve ya 6 yı geçmiyor. Koalisyon demek kavga ve başarısızlık demektir.

Türkiye’de parlamenter sistemin bir diğer sorunu parlamentonun etkin ve verimli çalışmamasıdır. Bir daha seçilmek umudu ve kaygısıyla hareket eden parlamenterlerin, tek tek kendi destekçilerinin sorunlarına çözüm üretme yoluna gitmeleri ve genel çözümler üretmeye vakit bulamamalarıdır.
Parlamenter sistemde temsilde adalet yok,vatandaş ve toplum tam temsil edilmiyor. Parlamenter sistemde siz milletvekilinizi direk seçmiyorsunuz.Siz direk parti genel başkanına oy verip onu seçiyorsunuz.Parti başkanı da seçim bölgesindeki adayı kendi tasarrufunda seçip gönderiyor.Böyle olunca sıkıntı baştan itibaren başlıyor.

Parlamenter sistemde bir diğer dezavantaj da %10’luk Baraj sistemidir.Bu sistem demokratik hukuk devleti ilkesi ve serbest seçim hakkını ihlal etmekte olduğu aşikardır. Baraj sistemi olmamalı yada bu oran düşürülmeli. Siyasi partiler %10 geçemediği için milletvekili çıkaramıyor, dolayısıyla o partiye oy veren insanların oyları boşa gitmiş oluyor,sayılmıyor.Çoğu zaman barajı geçemeyen yerlerde ilk sırada olan, halkın seçtiği kişi ve ya siyasi partiler baraj yüzünden yerini 3. yada diğer sıradaki kişiler ve ya siyasi partiler seçilmiş sayılıyor.Orada oy veren seçmenlere haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.Halkın iradesinin mecliste temsil edilmesini kısıtlayan bu baraj kaldırılmalı yada düşürülmelidir.

Sonuç Olarak Parlamenter sistem bize dar geliyor.Bu elbiseden sıyrılmanın zamanı geldi diye düşünüyorum.Bu sistemin yerine gelecek Başkanlık Sistemi yada yarı başkanlık sistemlerinin konuşma zamanı geldiğini düşünüyorum.
Türkiye için hangi sistem daha kazançlıysa o sistemle yola devam edilmelidir”

Saygılarımla…

YORUM EKLE