banner113

Orta Doğuda Siyasi Dengeler

Tarih tekerürden ibarettir. Bundan yaklaşık 4.000 yıl önce dünyanın ilk imparatorlukları olan sümer , hitit ve mısırlıların imparatorluk savaşları bu coğrafyada yaratılan uygarlıklarla beraber acımasız savaş sahnelerinede neden olmuştur.

   Arkasında Romalılar , Persler , Emeviler , Bizans , Abasi , Selçuklu , Eyyubi ve Osmanlı İmparatorluklarını ortadoğu coğrafyasında siyasi ve askeri olarak aktif rol aldıklarını söylüyebiliriz.

    Bu İmparatoluklarının çıkışları o günün şartlarında inanca dayalı adalet ve güçlü bir savaş politakısına dayanan farklı coğrafyalara hakimiyet amaçları olan devlet yapılarından oluşurdu.

    Ne acıdırki Mezopotamya coğrafyasın’da  kim hakimiyet kurmuş ise Dünya Coğraflarına göz dikmiştir. Dünyanın her hangi bir coğrafyasında güçlü bir kırallık kuran devletlerde Mezopotamya fethini amaç etmiştir. İlk çağ ve orta çağ tarihlerinde bu coğrafyalar uygarlıklarla beraber en acılı ve karanlık savaş manzaralarınada sahne olmuştur.

    Çağımızda uzun süre başını ABD’nin çektiği kapitalist ve emperyalist sistem ile başını sovyetler birliğinin çektiği sosyalist sistem arasında uzun süre devam eden soğuk savaşlar ve sistem savaşlarını beraberinde getirmiştir.

    Sovyetlerin yıkılmasıyla beraber ABD’nin siyasii ve askeri olarak dünya hakimiyeti gibi bir görüntüsü ortaya çıkmıştır.

Ancak tek yönlü bir hakimiyetin çağımız dünyasında bilimsel ve toplumsal kriterlerinede uygun düşmediğinide görmek lazımdır.

   Çünkü karşıtlar birbirlerinin varlığını mutlak şekilde yaratmaya neden olan olgulardır. Tarihten günümüze kadar kim bu iki dünya dengesine rağmen ayağa kalmaya çalışırsa bu devletin ekonomik ve siyasi olarak ayakta durma şansı  çok zordur.

   Ortadoğuda İşid  savaşı ile yeniden siyasi ekonomik ve Askeri savaşlara neden  olan  bir denge  savaşı  ortaya  çıkmış  bulunmaktadır.   Birinci denge ABD, Avrupa Birliği ,  Nato  , Türkiye  ve Irak Kürdistanıdır.   İkinci Denge Rusya  iran  suriye rejimi  Irak merkezi hükümeti PKK  ve Gorandır.

    Görünen köye klavuz istemez  diye bir söz vardır.  Biz İnsan hakları savunucuları olarak  Rusyayı  sovyetler birliği olduğu dönemden ‘de çok iyi tanıyoruz Güya Sosyalist olan sovyetler birliği Kürt Politikası ve diğer halkların politikalarında kirli bir sicilleri mevcuttur.

  Örneğin 1946’da Sıtalinin İran işgalinde  Mahabat Kürt Cumhuriyetini Kurması gibi , İran devletinin

Petrol kullanımını sovyetlere vermesiyle beraber dönemin sosyalist ülkesi mahabat kürt cumhuriyetini satarak  İran devletinin insafına bırakmıştır. Sovyet  Askeri  güçlerinin  çekilmesiyle beraber  iran silahlı kuvvetleri  mahabat kürt cumhuriyetini  işgal etmiş  Kadı Muhammet ve üst düzel yöneticilerini  idam ettirerek  bu halkın demokratik  taleplerinin  üzerine  çizgi çekmiştir. 

    Ey rusya sen sovyetler  birliği olduğun dönemde  kürt halkı senin ne hayrını görmüştürki  bu günkü  kapitalist  sisteminde  hayır görsün .

   İranın  Ortadoğu Politikası ortadoğu halklarına rağmen  şekillenmiş bulunmaktadır.  Esada bağlı bir suriye sınır Kürdistanı  ve ırak kürdistan federasyonunu   yıkarak   goran ve  PKK’yi hakim duruma getirmesi ,  Türkiyede’de sonuçsuz ve barışı amaçlamayan  bir savaş ortamının devamından yana bir politikayı hayata geçirmeye çalışmaktadır.  Ancak Allahında bu kirli projeler   karşısında sürekli alternatif  projeleri  vardır.  İran Kürt halkının içinde karanlık ellerini çekerse kanımca kendi lehine olacaktır.

    Yeniden bir suni ve şii savaşı irana hiçbir yarar getirmiyecek .  Kendi Ülkesine  Sadece  tahribat ve yenilgiyi getirecektir.

    Çünkü ortadoğu tarihine bakıldığında şiilerin bölgesel olarak hiçbir zaferine tanık olunmamıştır.

     Tarihi süreçleri biraz bilen bir şahsiyet olarak söylüyorum ; Ortadoğunun bu dengeler savaşında batı yanısı demokrasi cephesi kazanacak.  Doğunun  diktatörlük cephesi kaybedecektir. 

   Bu siyasi dengeler ışıgında barış  Demokrasi  ve özgürlük iddiasında olan bu kritik coğrafyada yer alan siyasi partiler kurum ve kuruluşların kendi özel ve subjektif çıkarlarını bir tarafa bırakarak ilerde oluşabilecek suni şii çatışma yaratabilecek  ortamları  ortadan kaldırmak lazımdır .

   Çağımız dünyasında eksiklikleriyle beraber batıda şekillenen İnsan hakları  barış ve demokrasi  sisteminde  uzlaşma zemini  yaratarak  herkesin  yer alması  gelecekte  kendi halklarının  barış ve demokrasi  kulvarlarının  yaratılmasını  beraberinde getirmiş olacaktır.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
NUMAN ERUMUT
NUMAN ERUMUT - 8 yıl Önce

güzel i̇nsan kardeşi̇m(bırımı)sn.cemil aydoğan a canı gönülden katılıyorum.onu herzaman dua ile anıyorum ve sonsuz sağlık ve başarılar diliyorum.