banner113

Mardin’de Eğitim Çalıştayı, Sorunlar ve Çözüm Önerileri (2)


Önceki yazımızda Mardin ilinin eğitim sorunları ile ilgili zihnimizin tasına düşen bir kısım sıkıntıları sıralamıştık. Bu tip sorunları okul-mahalle-köy-belde-ilçe ve il bazında değişiklik arz edeceği ve farklı problemlere şahit olacağımız gibi; farklı yer ve zeminde, aynı problemlerin sıkıntılarıyla da karşı karşıya gelebiliriz.
     Peki, bu kangrenleşen sıkıntıların çözümleri var mıdır?
     İlk önce şunu söyleyeyim. Eğitim sisteminin görünür sıkıntılarının tamamını çözmek mümkün değildir. Çünkü sürekli yenilenen, bilgi teknolojisi ile paralel gelişen ve değişen bir eğitim sistemi; geniş bir döngü içerisinde yeni ve değişken sorunları ortaya çıkarmaktadır. Eğitim çıktısının verimli ürününü ertesi yıl alamadığımız gibi; sorunlarını da kısa bir zaman diliminde çözüp işleri rayına oturtamayız. Bu nedenle eğitim sorunlarının çözümünde; süreci uzun vadeye yaymalı, sabır ve kararlılıkla hareket etmeliyiz.
    İlimizin eğitim sorunları ile ilgili çözüm önerilerime gelince:
    Merkez teşkilatı ile Eğitim Bakanlığında kaynaklana öğretmen açıkları, öğretmen yeterliliği,klavuz kitabların getirdiği hazırlanmama duygusu, kaynak aktarımı ve müfredat ile ilgili sorunları bir yana bırakmamıza rağmen; İlin genel konjöktoründen, zamanında çözülmeyen sorunlarından ve yönetimsel problemlerinden dolayı karşımıza ciddi bir “sıkıntı piramidi” durmaktadır.
1- Okul türlerini yoğun nüfuslu ilçelerimizde yaygınlaştırmalıyız. Sadece birkaç örnek vereceğim: Tunceli ilinde bile iki Anadolu öğretmen lisesi mevcuttur. Ağrı ilimizde 4 tane sağlık meslek lisesi var. Viranşehir ilçesinin nüfusu, Kızıltepe’den az olmasına rağmen bir tane Anadolu öğretmen lisesi mevcut, Burdur gibi küçük bir ilde, Tarım Meslek lisesi ve Harita Kadastro Meslek lisesi var. İyi öğrenciler maalesef il dışına çıkmaktadır. Dışarıdan iyi öğrenci gelmemektedir.
      *- Bir ilin okullaşma oranı, başarı sıralamasındaki yerini 10-15 sıra, yukarılarda ya da aşağılarda yer almasını sağlamaktadır. Varın! Bu durumu siz hesaplayınız.
2. Mümkünlük derecesinde: ilde, il Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mülki Amirlerin inisiyatifindeki öğretmen sirkülâsyonlarını en aza indirmek gereklidir.
3.Yöneticilerin iş başında eğitilmesi için örnek okullara geziler düzenlenmeli, il ve ilçe merkezlerindeki okullara toplu olarak gezi turları düzenlemeli - incelenmeli, örnek uygulamalar yaygınlaştırılmalı, genel kabul gören çalışmaları, kendi okullarında uygulamasını sağlamalıyız. Hatta Türkiye deki özel ve resmi okullara gidilip tecrübeli ve başarılı okul yöneticilerin yönetme tarzlarına bakılmalı, örnekler alınmalıdır. Sıra dışı bir örnek olarak: Yeni atanan okul yöneticileri, başarılı ve tecrübeli okul yöneticilerin yanında bir iki ayda olsa uygulama stajından geçmelidir.
4-Birinci sınıflara özel bir önem vermek lazımdır. Bölgemizde, ara sınıflarda okuma-yazma bilmeyen öğrencilerin sayısı hayli fazladır. Bu olgu ileri ki yıllarda sınıfın, okulun, ilin ve bölgenin başarısını olumsuz etkilemektedir.  Bu öğrencileri, ara sınıflarda okuma-yazmaya geçirmek hem çok zordur. Hem de ayrı bir uzmanlık ve ayrı bir fedakârlık gerektirir. Bu nedenle ilimizdeki birinci sınıfların kaçı okuma-yazmaya geçtikleri belirlemeli; öğrencilerin iyi bir, birinci sınıf eğitim sürecinden geçmesi için tatlı bir rekabet havası oluşturmalıyız.
5-Özellikle okulların bilgisayar, fotokopi makinesi ve bu makinelerin (toner, bakım, kâğıt vb) masrafları karşılanmalıdır.
6.Okullar, rutin ziyaret edilmeli; okul yöneticileri ve öğretmenleri dinlemeli, motive edilmeli, sorunlar yerinde görülmeli ve anında müdahale edilip; okul müdürünün çözmesi gereken sorunları okul müdürü, İl yetkililerin çözmesi gerekenleri de il Müdürlüğü yetkileri çözmelidir. Beraber çözülmesi gereken sorunlara da; beraber çözümler üretmeliyiz.
7.Okulların, Okul aile birliği toplantılarına İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin katılımı sağlanmalı.
8.İl Müdürlerin sürekli değişmesi: Son on yılda, 10 Milli Eğitim Müdürlüğü değişmiştir. Bu durum istikrarın sağlanmamasına, planlanan proje ve uygulamaların yürütülmesin de aksaklıklar meydana getirmekte, her yeni gelen İl Müdürün farklı uygulamaları daha önce planlanan işleri yarıda bırakmakta ve uygulama şansı bulmadan yürürlükten kaldırılmaktadır. Nasıl ki bir sınıfın, sınıf öğretmenini sürekli değiştirdiğinizde; sınıfın istikrarını baltalamakta, öğrenciler üzerinde oluşan olumsuzluklara da kapı aralamakta ise, veli olarak hepimiz bu durumdan da muzdarip isek. İl Müdürlerin sürekli değişimi de ilin tüm eğitim camiasını olumsuz etkilemekte, eğitim paydaşlarının yeterince motive olmasını engellemektedir. 
     Bu durum görev yaptığı ili, çevreyi, okullarını ve çalışma arkadaşlarını yeterince tanımamasına yol açmaktadır. 4-5 yıl aynı ilde çalışma fırsatını yakalayan il yöneticisi; çalıştığı ilde, personeline adaletli bir ortam sağlayıp ekip ruhuyla hareket etmesi halinde, birlik ve beraberlik içinde çalışması ve iyi bir yönetim sürecini başlattığı andan itibaren; İlin başarısına, 10-15 sıra fark getireceği aşikârdır.
9.4+4+4 Eğitim sistemi ile bir birinden ayrılan okulların eğitim sorunlarına, eğitimsel gelişimlerine ve eğitim anlayışlarına farklı ve yeni bir konsept ile bakılmalı. Örnek: İlkokullarda, daha çok davranışa önem verilmeli,  bu yaştaki çocukların özelliklerine uygun ortamların sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bu gibi okulların eğitim ortamlarını, sınıf düzenlemelerini öğrencilerin sevdiği kahramanların suretleri ile donatılmalıdır. İlgi çekici fotoğraflar, renkli afişler ve oyunlu ortamlarla bu yaştaki öğrenciye okulu sevdirmeliyiz. Ortaokulda ise daha çok bilgi öğrenme rehberliğine dikkat edilmelidir. Derslerin kalıcı olarak kavratılma uygulamalarına, sportif ve sosyal etkinliklere ve ders başarılarının artırılmasına yönelik öğrenme modellerine yönelik çalışmalar yapmalı, okulun fiziki pozisyonları ve ortamları da buna göre değiştirmeliyiz.
    Âcizane önemsediğim ve aslında hepimizin daha sık dile getirmesi gerektiğini düşündüğüm eğitimsel problemlerimizin içinden çıkılmaz olamadığını belirteyim.
    Bize düşen: İmkân ve kaynak sorunlarımızı, çevre ve yörenin kıt imkânlarını kullanıp; problemlerimizi en alt düzeye indirerek bir adım ileriye atlamaktır. “Mazeret ve Çözümsüzlük” öne sürerek; ulaşabileceğimiz en iyi noktayı da karartmak gibi bir paradigmaya fırsat vermemek ve sebep olmamak lazımdır.
         Ve şunu da iyi bilmeliyiz ki!
     Eğitimde ki başarı ve başarısızlıklar; başta İl Milli Eğitim Müdürlüğünün tüm birimleri, sonra okul müdürleri ve öğretmenlerde olup; sonra da denetim makamı olan mülki amirlerin sorumluluğundadır. Asla öğrenci, veli ve bölge profili suçlanmamalı ve sorumlu tutulmamalıdır.
      Selamlar…

YORUM EKLE