PAK-ET !

Pak etmek; temiz etmek, kiri izale etmek demektir.
Sorunları PAK-ETmek ve kalıcı çözümler getirmek için gereken bazı düsturlar vardır ki bunlar kısaca şu başlıklar altında toplanabilir:
1-Doğru düşünce.
2-Doğru kişiler.
3-Doğru yöntem.
4-Doğru zaman!

Sorunların izalesi, çözümü de beraberinde getireceği gibi, öncelik sırasında da ilk sırada olmalıdır. İstekte bulunan halk, muhatap da devlet olursa; şayet devlet vatandaşının hakkını verecekse, muhatap veya temsil arayışını bırakması gerekir. Devletin neleri yapması gerektiği konusuna girmeden önce zihnimdeki devlet tasavvuru ve tanımını resmeden iki olayı aktarmak isterim. Kendi öz oğluna had uygulamaktan geri durmayacak kadar hassas olan Hz. Ömer’in, kıtlık senesinde hırsızlık haddini uygulamadığını; daha hafif cezalar tatbik ettiği şöyle rivayet edilmiştir: “Köle sahibi, yiyecek çalan kölesini cezalandırmak için Hz. Ömer'e, getirmiş. Önce, niçin çaldınız oğlum? diye soran Hz. Ömer, "Aç kaldık, ondan çaldık" cevabını alınca; köle sahibine dönmüş ve demiş ki eğer bu suçtan dolayı el kesecek olsam, senin elini kesmem lazım. Çünkü sen bu adamları çalıştırmış ama aç bırakmışsın...”

Bana göre; Devletin insan için olduğunu temel alan bir anlayışla oluşturulan “Demokratikleşme Paketinde” yer alan bazı başlıklar:
1-      Kılık kıyafet yönetmeliği değiştirilerek, kamu kurumlarında başörtü yasağı kaldırılacak.
2-      X, Q ve W harflerini kullanmak serbest olacak.
3-      İlkokullardaki öğrenci andı uygulaması kaldırılacak.
4-      Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı arazisi manastır vakfına iade edilecek.
5-      Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulacak.
6-      Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getirilecek. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak.
7-      Yüzde 10 barajıyla devam edilebilecek. Baraj yüzde 5´e çekilip, 5´li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi uygulanabilecek. Üçüncü seçenek olarak da ülke barajı tamamen kaldırılarak, Dar Bölge Seçim Sistemi getirilebilecek.
8-      Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oran yüzde 3´e çekilecek.
9-      Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanı getirilecek.
10-  Yaşam tarzına saygı TCK ile güvence altına alınacak.
11-  Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kurulacak.
12-  Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engel kaldırılacak. İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesi talebi dikkate alınacak.
13-  Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesi mümkün hale getirilecek.

Bunlar yetiyor mu, sorusunu başbakana da sorsanız; cevabın hayır olacağını tahmin edebiliyorum, ama meseleye ve tarihi arka geçmişine vakıf olan her insanın insaf ve vicdanla hareket etmesi ve söz söylemesi gerekir. Hayatta, her isteğimiz istediğimiz zaman diliminde olacak diye bir kaide yok. Ayrıca JJ.Rousseau’nun da dediği gibi; “İnsanın özgürlüğü; İstediği her şeyi yapabilmesinde değil, İstemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır…” Ve bu pak-et’te o istenmeyenlerden bazıları kaldırıldı ki bu da özgürlük demektir.  Sanırım, bazı insanlar, sihirbaz bir başbakan istiyor ama bunlar; sihrin geçici ve aldatıcı olduğunu da unutmamalı! Kalıcı adım ve çözümler için yasalarla hareket edilmeli veya yasaların o şekilde hareket edebilecek konum ve kıvama getirilmesi gerekliliğini unutmamalıyız.

Peki, bu PAK-ET mükemmel miydi, elbette ki hayır. Fakat bana sorarsanız, mesele mükemmel olmak değil, sahte olmamak! Geçmişle kıyaslandığında PAK-ET’in öneminin daha da iyi anlaşılacağı gibi hatalarımızla yüzleşmek ve istikbal açısından değerlendirildiğinde de önaçıcı ve faydalı olacaktır. Her insanın Ömervarî bir geçmişi olabilir, fakat önemli olan Ömervarî bir geleceği yaşamak ve bunun için imkan sağlayabilmektir. Bu PAK-ET, artık suçluyu değil, suçu ortadan kaldıracak tedbir, yöntem ve yasaları oluşturmamızın zamanının geldiğini işaret etmektedir.

Zaman, herkesin arzu ettiği dilde türkü söyleyerek ve ‘Islık çalarak’ mutlu olmayı hak ettiği zamandır. Artık kimsenin kimseye varlığını armağan etmeyeceği bir zaman dilimi! Andımız da dahil, özgür iradesiyle her ne olursa olsun okumak isteyen kişinin, her sabah kendi evinde, evden çıkarken kendi kapısının önünde veya başkasını rahatsız etmeyecek kaydıyla arzu ettiği yerde okuyabileceği zamana geçiş hali! Birilerinin hemen çıkıp mağdur edebiyatı yapmasına da gerek yoktur. Zira 'andımız' yasak değil. İsteyen özel hayatının her anında okuyabilir...

İnsanların kimi iş ve çözüm üretirken kimi de bahane üretmektedir. Bunların iyice ayırt edilmesi gerektiği gibi önerisi olmaksızın eleştiri yapanları da samimiyete davet etmek gerekmektedir. Ütopik vaatlerle insanları aldatmamak gerekir. İnsan, yapabileceklerini vaad etmelidir. Zira inancımızda: Yapamayacaklarını vaad edenler ve söylemleri ile yaptıkları örtüşmeyenler, yerilmiştir.

Zaman: Sesin, silahtan daha güçlü olduğunu kanıtlama zamanıdır. Bu anlayışın barış ve birlikteliği inşa etme ve sorunları çözme kapasitesinin olmayacağına inananların, barış adına siyaset yapma kapasitelerinin olup olmadığını da sorgulamalıdır! Zira “Bunun bir son” olmadığı bilinmeli ve öyle hareket edilmeli…
 
YORUM EKLE
YORUMLAR
f.ç
f.ç - 11 yıl Önce

bugüne kadar hükümetler tarafından inşa edilen devlet anlayışının,akp hükümeti tarafından farklılaştırmaya çalıştırılması göz önünde bulundurulmalı. topraklara ekilen yanlış tohumlar artık üretilmekten ziyade, doğru tohumlarla tarlalarda daha güzel ürünler yetiştirilmeli, bunun için önce toprağı ekip dikenlerle onları destekleyenlerin bu konuda adım atması gerekir. destekleyenler adım attı. şimdi sıra toprağı ekenlerde. üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz.