Manifestom

Manifestom

Bizim gibi düşünmeyen insanlar için de huzurlu yaşayabilecekleri alan(lar) sağlamadıkça, biz de huzursuz yaşamaya mahkûm kalacağız. Bu bağlamda; hep birlikte huzurlu bir yaşam için gerekli olduğunu düşündüğüm ve kendime düstur edindiğim bazı ilkeleri bir manifesto şeklinde paylaşmak istedim:
1- M. Burhan Hedbi, günümüz dünyasının insanlığa sunduğu tüm getirilerin yanında ve kalben de olsa tüm haksızlıkların karşısında durmayı ilke edinir. HİLFUL FUDUL’un getirdiği tüm referanslara bağlı kalacağını taahhüt eder.
2- “Zalim, kardeşin de olsa sen mazlumdan taraf ol!” İlkesi gereğince; zulüm işlenirken tarafsızlığı erdem saymaz, kalben de olsa taraf olur.
3- İnsanı merkez edinen; din, inanç, ırk, dil ve renk ayrımı yapmaksızın böylesi ayrımcılığın izalesini görev sayar. Her türlü mezhebi ve ırki taassup ve bağnazlığı reddeder. 
4- “Irkçılık şeytandandır” anlayışını önemser. Bu bağlamda: Renkler ve diller övünülecek kendi malımız olmadığına ve aslında ayaklar altına alınması gerekenin etnisite değil, etnisite merkezli tekebbür olduğuna inanır. 
5- Ben merkeziyetçiliği reddeder, çoğulculuğu ve “Biz” anlayışını esas alır ve ilke edinir.
6- Birliktelik, huzur ve iç barış için; insana kılık kıyafetine ve ırkına göre değil, fikir ve düşüncesine göre değer verilmesinin gerekli olduğunu savunur. 21. yüzyılın hastalığı olan: “Giydiklerimizi giymezsen veya giymediklerimizi giyersen bizden değilsin” anlayışını reddeder. 
7- “Doğruluğun sapıklıktan iyice ayrıştığını 2/256” bu bağlamda kimin hangisinin ardından gideceğine dair bir zorlama ve dayatmanın yapılmaması gerektiğine inanır. Ancak doğruluk ile sapıklığı bilmeyenlere bunların en iyi üslup ve tarz ile tanımlanması gerektiğine inanır ve bunu ilke edinir.
8- İnanç ve dünya bakışına “Ve de ki: 'Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin 18/29” anlayışıyla yaklaşmayı ilke edinir.
9-  ‘Hukuksal eşitlik’ ile ‘Mülki eşitliğin’ birbirine karıştırılmamasını, bir işçinin ve bir patronun makam ve mal varlığında eşit olmaması, bu farklı statüdeki insanların hukuksal alanda da eşit olamayacağı anlayışını reddeder. Bir işçinin hukuksal değeri ile bir patronun hukuksal değeri aynı ve eşit olmalıdır anlayışını ilke ve düstur edinir.
10-  Din, can, nesil, akıl ve mal gibi semavî dinlerde de korunması gereken ortak ve evrensel değerlerin; cinsiyet, din veya ırk ayırımı gözetmeksizin korunmasını diler. Eşitliğin her alanda aynılık anlamını taşımadığını; biyolojik, ekonomik, cinsi ve türsel farklılığın ayrıcalık getirmediği gibi her farklılığın kendine özgü avantaj ve dezavantajlarının da olduğunu bilir ve bunları üstünlük vesilesi kılmaz.
11- Hukuksal açıdan, Yaşama hakkı, Özgürlük ve kişi güvenliği hakkı, Adil olarak yargılanma hakkı, Düşünce ve vicdan özgürlüğü hakkı, İfade özgürlüğü hakkı, Eğitim hakkı, Özel yaşam ve aileye saygı hakkı gibi temel hakların dışında, eşit olma (aynılık) durumunun söz konusu olmadığına, herhangi bir bireyin sahip olduğu tavuğun korunması ile bir diğer bireyin sahip olduğu bir ton altının korunmasının aynı hassasiyette olması gerektiğine inanır ve bu yaklaşımı ilke edinir.
12- Hiç kimsenin, hiçbir din veya dünya görüşünü, mensubunun yaptıklarıyla yargılamaması gerektiğini savunur. Zira bir sosyalist ile sosyalizmin, bir demokrat ile demokrasinin aynı olmadığı gibi bir Müslüman ile İslam’ın da aynı olmadığını savunur. Her insanın hata ve günah işleyebileceğini, günahkârların en hayırlısının da günahından dönerek tövbe edendir bilinciyle hareket eder... Her insanın Ömervarî bir geçmişinin olabileceğini, fakat Ömervarî bir geleceği yaşamayı ilke edinir.
13- İsa’yı cansiperane koruyan Meryem’in, tüm servetini Muhammed’in yolunda harcayan Hatice’nin ve bizleri doğuran annelerimizin de birer kadın olduğunu hatırlatır, sözlü ve psikolojik şiddet ve baskı başta olmak üzere kadına yapılan tüm şiddet şekillerine karşı olmayı ilke edinir.
14- İnanç, coğrafya ve ırk ayrımı gözetmeksizin, tüm çocukların masum olduğu ilkesini savunur. Ancak sorumluluk çağına geldikten sonraki evrede yaptıkları yanlış eylemlerinden yükümlü olacağı inancını benimser.
15- Adaletin, eşitliği sağlayacağının tartışılmaz bir gerçek olduğunu, ancak aksinin tartışılır olduğunu savunur. Her alanda adalet olmalıdır. Makam veya mülk/kazanç edinmede imkânların ve kuralların/yasaların herkese eşit olmasını sağlamaya dönük çaba serf eder! Bu bağlamda kendi aleyhinde olsa bile olaylara objektif ve rasyonel yaklaşmayı, adaletin inşası için kınayıcının kınamasından ve mahalle baskısından korkmamayı da ilke edinmiştir.
16- Suçluyu değil suçu ortadan kaldıracak tedbir, yöntem ve yasaların oluşturulmasını savunur.
17- Son olarak: Dünyada ve özellikle de coğrafyamızda, iç ve dış barışın oluşması konusu bu ilkeler ışığında değerlendirilirse, bu ilkelerin sorunu tespit etmede yol gösterici olacağı kadar çözüme katkı sunacağına da inanır. Barış uçurumun kenarındaysa ilk olarak yapılması gerekenin ne olacağı konusunu tartışmamız gerektiğini savunur.  

Bu ilkeler vicdanı, düşünceyi ve sözü muhatap ve esas alır. Sözün bittiği yerde, konuşanın silah olacağını bilir, bu bağlamda sözün gücüne güç katmayı ilke edinir.

Kamuoyuna sevgi ve saygılarımla…

@/MBHedbi 

YORUM EKLE