banner113

EKONOMİK VE FİNANS TERİMLERİ ANLAMLARI -2

Değerli okurlarım,ekonomi de sıklıkla duyduğumuz genelde  anlamını bilmediğimiz birçok terimler vardır.Gün içerisinde ya da olağan akış içerisinde yaşanan hareketliliği anlatma yarayan ve çoğumuzun  duyduğu ama anlamını bilmediğimiz  fakat bizi heyecanlandıran ekonomik terimlerle muhakkak farklı mecralarda karşılaşıyoruz. Bu terimlerin anlamlarını çoğumuz bilmoyuruz. Bu nedenle en azından söylenenleri daha rahat anlama açısından bazı ekonomik terimlerin anlamlarını sadeleştirerek  aşağıda sıralamaya çalıştım.Bir sürü ekonomik terim olduğundan 2.yazı dizisinişimdi sizin ile paylaşacam.Umarım faydalı olup merakımızı giderecektir.
FAİZ :
Üretim faktörlerinden sermayenin elde ettiği getiridir. Diğer bir ifade ile paranın kullanım bedelidir.

FAİZ DIŞI BÜTÇE DENGESİ (PİRMARY BALANCE): Bütçeden gerçekleştirilen faiz ödemeleri hariç tutularak ulaşılan bütçe dengesidir.

FİYAT İSTİKRARI : Para politikasının uzun dönemli temel amaçlarına (büyüme ve istihdam) yönelik olarak ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder.


.FAİZ KORİDORU

 bir döviz kuru kontrol metodu olan faiz koridoru, merkez bankasının borç alma veya borç verme faiz oranlarıyla oynayarak ülke parasının kur karşısında değerinin korunmasını sağlarr. Faiz koridoru olarak bahsi geçen de, merkez bankasının likidite yatırımları ile likidite talepleri için ön gördüğü faiz oranları arasındaki farkı tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Enflasyon: Fiyatların genel seviyesinde sürekli bir artış durumu görülmesine enflasyon denir. Bu terim günlük hayatımızda fazlasıyla kullandığımız ve artık yaşamımızda kabul etmek zorunda kaldığımız terimlerden biri. 

FED (Federal Reserve Bank) Türkçe karşılığı dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'nin merkez bankasıdır..  görevi ise enflasyon ve döviz kurunu yönetmek için resmi faiz oranını belirlemektir. USD (ABD Doları), dünyada güçlü bir para birimidir. ABD de dünyadaki en büyük ekonomi olduğu için FED'in her kararı dünya ekonomisini ciddi anlamda etkiler.

GSMH:    (Gayrı Safi Milli Hasıla): Bir ülkenin cografi sınırları içindeki üretiminin, gelirlerinin ya da harcamalarının toplam degeri

 

HAYALİ İHRACAT
Yurt dışına gerçekte olmayan bir mal sevkinin olmuş gibi gösterilmesidir. Birkaç şekli vardır. Birincisi naylon fatura düzenleyip hiç mal göndermeden yapılır. İkincisi ihracına prim verilen mallar söz konusu ise, başka mal gönderilir. Primli mal işlemi yapılır. Bir de malın gerçek fiyatının üzerinde gösterilmesiyle yapılabilir. Hayali ihracat yapabilmek için alıcı firmaya anlaşmak gereklidir.

HAZİNE
Kamusal gelirlerin toplanması ve kamusal giderlerin düzenlenmesi faaliyetlerini yürüten kurum. Bu hazine işlemleri yurt içi ve yurt dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Yurt içi işlemlerin başlıcaları gelirlerin toplanması, giderlerin ödenmesi ve iç dalgalı borçlara ilişkin işlemlerdir. Yurt dışı işlemler ise genel olarak borçlanma ve kambiyo denetimi faaliyetleridir.
GÖREVLERİ
* Bütçede açık çıkması halinde denkleştirici işlem yapar, yani gelir ve gider dengesizliğinden doğan bu açıkları karşılar.
* Siyasal partilere yardım.
* Yerel yönetimlerin, öteki özerk ve katma bütçeli kuruluşların finansman açıklarını giderme, bunlara çıkaracakları tahvillerde kefil olma.
* Tarım ürünlerine destek sağlama.

HAZİNE AÇIĞI
Hazine, devletin harcama ve gelirlerinin gerçekleştiği soyut bir kasa olan kurumdur. Belli bir dönemde Hazinenin kamusal giderlerinin finansmanı için yapılan ödemeler, toplanan kamu gelirlerini aşması durumunda Hazine açığı ortaya çıkar.

HAZİNE BONUSU
Hazine tarafından vadesi 1 yıldan kısa süreli olarak çıkarılan ve iskontolu olarak işlem gören borçlanma senetleridir.

HİPER ENFİLASYONU
*Çok yüksek enflasyon
*Dörtnala enflasyon olarak adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir. İktisat tarihinde çoğunlukla savaş ya da sonrasında ortaya çıkmış ve yeni bir para biriminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir

HİSSE SENEDİ
Sermayesi hisselere bölünmüş ortaklıklar tarafından çıkarılmış ortak sermaye üzerinde tek ve bölünmez bir hak sağlayan ve sahiplerinin mali sorumluluklarının üstüne yazılı değerle sınırlı olduğu menkul değerler

HİSSEDAR
Bir anonim şirketin hisse senedine sahip olan şahıstır.

HİZMET ENDEKSİ
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece hizmetler sektöründe yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

HOLDİNG
Birçok şirketi içinde toplayan ve onların hisse senetlerine sahip olarak yöneten şirketler grubu. Holdinge bağlı şirketlerin tüzel kişiliği devam eder. Tröstün yasal şeklidir. Holdinge bağlı şirketler biçimsel olarak bağımsız görünür. Gerçekte ise holdingin mali denetimi altındadırlar. Mümkün olan en düşük miktarda yatırımla birçok şirketin denetimini tek elde toplamanın bir aracıdır.

İHRACAT: Ülkede üretilip başka bir ülkedeki alıcılara satılan mal ve hizmetler.

İŞ GÜCÜ : Birleşik Devletler’deki anlamıyla ülkede çalışan ya da iş arayan bireylerin toplam sayısı.

İTHALAT: Bir başka ülkede üretilip ülke içinde satılan mal ya da hizmetler.

İFLAS: borca batıklık borcunu ödeyememe

İFLAS ERTELEME :“İflasın ertelenmesi, bir sermaye şirketi veya kooperatifin borca batıklık bildirimi ile asliye ticaret mahkemesine başvurması üzerine, kanunda sayılan kimseler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması ve iyileştirme projesinin sunulması kaydıyla, borca batıklığı tespit eden mahkemenin, iyileştirme projesini ciddi, inandırıcı ve uygulanabilir nitelikte görmesi üzerine talepte bulunan sermaye şirketi veya kooperatifin iflasının ertelenmesini sağlayan bir hukuksal çaredir.”iflas erteleme alan şirketin yönetimi kayyuma devredilir bu şirkete belirli bir süre icra takibi yapılamaz alacaklılar alacağını isteyemez

KONKORTDATO: iyi niyetli borçlunun alacaklılarıyla yaptığı, ticaret mahkemesinin onayıyla geçerlilik kazanan anlaşmadır. Konkordato elinde olmayan nedenlerle borçlarının tümünü ödeyemeyen iyiniyetli borçlular için kabul edilmiş bir borç ödeme anlaşmasıdır. 

 

KOMÜNİZM: Bütün mallan ve her türlü üretim araçlarını devletin elinde toplayıp ferdi mülkiyeti ortadan kaldıran sosyal ve politik bir düzendir.


KAPİTALİZİM : Üretim araçlarının bireylerin elinde oldugu ve onlar tarafından kontrol edildigi, rekabetin ve kar elde etme dürtüsünün öne çıktıgı ekonomik sistem.

KAR PAYI: Hisse senetlerinden elde edilen kar; genellikle pay sahiplerine hisseleri oranında ödenen karı gösterir.

 

 

KONSOLİDASYON : Bir borcun borçlusu tarafından ödenmeyip zorunlu veya gönüllü olarak vade, faiz, tür ve benzeri yönlerden yeniden yapılandırılmasını ifade eder.

LIBID (LONDON INTERBANK BİD RATE): Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerinden ABD doları üzerinden mevduat kabul etme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır.

LIBOR (LONDON INTERBANK OFFERED RATE): Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerine ABD doları üzerinden borç verme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır. Londra saati ile 11:00′ de sabitlenen bu oran piyasalar tarafından referans faizi olarak kullanılmaktadır.

LİKİDİTE : Döviz, menkul kıymet, gayrimenkul gibi herhangi bir aktifin kısa sürede ve sorunsuz bir şekilde (değer kaybına uğramadan) nakde çevrilebilmesini ifade eder.

MALİYE POLİTİKASIı: l hükümetin tam istihdamı ve enflasyonsuz ekonomiyi başarmak amacıyla harcama ve vergi toplama konularında verdigi kararlar.

MENKUL KIYMETLER BORSASI: Hisse senedi ve bono alım-satımı amacıyla örgütlenmiş borsa.

MERKEZ BANKASI: Bir ülkedeki para çıkarma ve piyasadaki kredi arzını düzenleme gibi anahtar işlevlerden sorumlu temel para kuruluşu.


MALİ ENDEKS
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece mali sektörde yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

MALİ İSTİKRAR
Geniş anlamda mali sistemin ya da altyapısının, dar anlamda da mali piyasanın dengede olmasıdır. Mali sistem, tasarrufların toplanarak yatırımcılara ya da tüketicilere aktarılmasını sağlayan mekanizmalar (banka, kooperatif ya da para, tahvil gibi…) bütünüdür.

MALİ POLİTİKA
Kamunun; vergi, masraf ve borç idaresiyle piyasadaki para miktarını kontrol etmesine yönelik politikaların bütünüdür. Ekonomistlere göre, para politikasından daha etkilidir.

MALİ PİYASA
Fon arz ve talebinde fon akımlarını düzenleyen kurumlar ve bunları düzenleyen kurallardan oluşan piyasadır.

MALİ KRİZ
Parasal bunalım; (1) bir firmanın kredi alabilme ve kullanabilme imkanlarını önemli ölçüde kaybederek ödeme güçlüğü içine düşmesi, (2) menkul değerler piyasasında geleceğe ilişkin kötümser beklentiler nedeniyle kişilerin ve kurumların ellerinde bulunan menkul değerleri satmak üzere piyasaya hücum etmeleri, menkul değer talebinin büyük ölçüde azalması sonucu, menkul değer fiyatlarının çok büyük boyutlarda düşmesi, iflaslar nedeniyle endüstriyel mülkiyette önemli değişmeler olması ve bütün bu gelişmeler sonucunda piyasaya olan güvenin ortadan kalkması, mali piyasanın çökmesi

MALİ SEKTÖR
*Bir ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan tüm kurumların içinde yer aldığı sektör. Bankacılık sistemi, sosyal güvenlik sistemi, sigorta şirketleri, toplu tasarruf kuruluşları ve kredi kooperatifleri, sermaye piyasası ve örgütlenmemiş kredi piyasası, mali sektörü oluşturan temel kurumlardır.
*Ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan kurumlardan oluşan sektördür

MALİ YIL
Bütçe yılı, kamu maliyesi ve ona bağlı olarak bir ekonomide devlet tarafından düzenlenen ya da denetlenen yıllık mali işlemler için kabul edilen 12 aylık süre. Yılın herhangi bir ayında başlayabilir.

MALİYE POLİTİKASI (FİSCALPOLİCY)
Hükümetlerin, istihdam, büyüme ve enflasyon gibi belli amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla gelir toplama (vergilendirme) ve harcama yapma yöntemlerini şekillendirmeleridir.

MALİYET ENFİLASYONU
Enflasyon sürecinin başlangıcının, toplam talep harcamalarından bağımsız olarak üretim maliyetlerindeki artışlara bağlanması

MARKSİZM
Alman iktisatçı Karl Marx tarafından ortaya atılan ekonomik görüş. Felsefe, tarih, ekonomi, sosyoloji ve siyaset bilimlerini birleşik bir sosyal bilim içinde özgün bir bakış açısıyla açıklar. İnsanlık tarihinin gelişimini belirleyen, sınıf mücadeleleridir. Maddeciliğe (materyalizm) dayanır.

MENKUL  KIYMET
Ortaklık veya alacaklılık sağlayan belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları kurulca belirlenen kıymetli evraktır.

MENKUL KIYMET BORSALARI
Menkul kıymetlerin arz ve talebinin karşılaştığı örgütlenmiş piyasalardır.

MENKUL KIYMET İHRACI
Sermaye piyasası araçlarının ihraççılar tarafından çıkarılıp halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satışıdır.

MENKUL KIYMET İRADI
Menkul ve gayri menkullerden elde edilen faiz, kira, rant gibi hasılatı ifade etmektedir.

MERKANTALİZİM
Ticarete dayanan ekonomik sistem; ekonomik ulusalcılık ve devletçilik. Bu akımın doğuşunun temelinde uluslararası ticaretin gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır. Merkantilistlerin önemle üzerinde durdukları noktaların başında bir ülkenin serveti ya da zenginliği ile dış ticaret bilançosu arasındaki ilişki gelmektedir. Ulusal ekonominin gösterdiği gelişmenin farkına varan merkantilistler, devletin ulusal zenginliği çoğaltmak amacıyla ekonomik faaliyetlere müdahalesini savunmuşlardır.

MERKEZ BANKASI
evletin para çıkarmak, para piyasasını denetlemek, altın stokunu, döviz rezervlerini kontrol altında tutmak gibi işlevler için kurduğu banka
*Banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürütmede yardımcı olan, veznedarlık görevini üstlenmiş, devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan bir kurumdur.

MERKEZ BANKASI MÜDAHALESİ
Merkez Bankalarının kısa ve uzun dönemli para politikaları amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak piyasalarda alım-satım yapmalarıdır. Müdahale ile müdahale edilen, döviz ve faiz gibi değişkenlerin piyasa fiyatlarının politika öngörülerindeki düzeylere düşürülmesi/yükseltilmesi hedeflenir. Müdahale yöntemleri farklılık gösterebilir. Merkez Bankaları taraf olup kendilerini göstererek doğrudan ve açık olarak müdahale edebilecekleri gibi dolaylı olarak da müdahale edebilirler. Benzer şekilde, Merkez Bankası müdahaleleri zaman ve miktar açısından önceden bildirilebileceği gibi, herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın da gerçekleştirilebilir. Müdahaleyi gerektiren durumlar, uygulanmakta olan para politikası hedefleri çerçevesinde şekillenir

MERKEZ TAKASI
Borsa’da gerçekleşen tüm işlemlerin takasının yine Borsa’da sonuçlandırılmasıdır.

MEVDUAT
*Tevdiat, rehin, teminat akçesi, vadesi bir yıla kadar olan banka birikimleri.
* Belirli dönem için geri ödemek koşuluyla belirli bir
bedel karşılığında mevduat sahibi kişilerce bankalara tevdi edilen
paradır.

MEVDUAT SERTİFİKASI
Bankalara belirli bir vade ile yatırılan paralar karşılığında mevduat sahibine, yatırdığı mevduatın tutarını ve vadesini göstermek üzere verilen, hamiline yazılı belge. Mevduat sertifikasını, vadeli hesaba sahip mudilere verilen karne veya senet şeklindeki banka tahvili olarak da tanımlamak mümkündür.

MEVSİMLİK İŞSİZLİK
Dönemsel işsizlik; belirli mevsimlerde bazı üretim dallarında iş gücü talebinin artması veya azalması sonucu ortaya çıkan işsizlik. En çok tarım ve inşaat sektöründe kendini gösterir.

MİLLİ GELİR
Bir ülkede bir dönemde yaratılan mal ve hizmetlerin parasal değerlerinin toplamından, amortismanların ve vasıtalı vergilerin çıkarılmasından sonra geriye kalan parasal değer

MİLLİLEŞTİRME
*Yabancı firmalara ait ekonomik kuruluşların kamu mülkiyetine geçirilmesi
*Özel girişimcilerin elinde bulunan doğal kaynak, hizmet ve kuruluşların siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle ulus adına devlete geçirilerek kamu yararına göre düzenlenmesi

MONOPOL
İnhisar, tekel, (1) bir malın üretim, dağıtım ve satışının ya da hizmetinin tek bir kuruluşun denetiminde olması, (2) sermayenin büyüdüğü ve yeni teknolojilerin büyük sermaye yatırımları gerektirdiği koşullarda belli bir malın ya da hizmetin pazardaki payının, malın arz koşullarını ve fiyatını belirleyecek oranını elinde tutan kuruluş.(3) İkame edilemeyen bir mal ya da hizmet üreticisinin piyasayı tek başına denetlemesi.

MORATARYUM
*Borç erteleme; vadesi gelmiş borçların tümünün veya bir bölümünün belirli bir süre için ödenemeyeceğini bildiren resmi duyuru veya hükümet kararı. Moratoryum, konsolidasyonun dış borçlar için uygulanan şekli olarak tanımlanabilir. Vadesi gelen dış borçlarını ödemek için kaynak bulamayan devletler, moratoryum ilan ederek ödemeyi daha sonra yapacağını beyan eder. Moratoryum ilanının sonuçları da konsolidasyondaki gibidir. Moratoryum ilan eden devlete olan güven sıfırlanır ve bu devletin yeni dış borç bulması imkansız hale gelir.
*Bir şirketin ya da devletin ödeyemediği borçlarını ertelemesi işlemidir.
*Borçlanıcının, ödeme gücünü kaybetmesi nedeniyle borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir. Genelde borçlu ve alıcı arasında borcun yeniden yapılandırılması ile sonuçlanır.

MUNZAM KARŞILIKLAR
Bankaların topladıkları mevduatın belirli bir oranını merkez bankasına güvence olarak yatırmaları

MÜLKİYET
Bir eşya üzerinde sahibine kullanma, faydalanma ve tasarruf yetkilerini veren haktır. Mülkiyet hakkına konu olan eşya taşınabilir ise “menkul mülkiyet”, taşınamaz ise “gayrımenkul mülkiyet” adını alır.

MÜTESELSİL BORÇ
Bir borç ilişkisinde birden fazla kişinin alacaklıya karşı aynı nedenden dolayı ve her birinin borcun tamamı için asıl borçlu sıfatıyla sorumlu tutulabilmesi hali. Müteselsil borçlarda alacaklı kişi, borçluların birinden ya da bir bölümünden alacağın tamamını veya bir kısmını isteyebilir. Bir kısmının tahsili halinde ödemede bulunan borçlu da dahil olmak üzere tüm borçlular kalan borcu ödemekle yükümlüdür.

MÜTEŞEBBİS
Üretim faktörlerini belli bir organizasyon dahilinde birleştirerek mal ve hizmet üreten, bunu yaparken de kar veya zarara katlanmak zorunda olan kişi

  MALİYE POLİTİKASI (FİSCL POLİCY): Hükümetlerin, istihdam, büyüme ve enflasyon gibi belli amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla gelir toplama (vergilendirme) ve harcama yapma yöntemlerini şekillendirmeleridir.

Merkez Bankası Bağımsızlığı: Kavramsal olarak merkez bankalarının kararlarında dış faktörlerden (çoğunlukla politik) etkilenmeden, kendi öngördükleri para politikası araçlarını serbestçe kullanabilmelerini ifade eder. Bağımsızlık kavramının içeriği ve kapsamı son derece geniş olup, tanımlanması zordur. Bu kavramı sayısallaştırmak, bağımsızlığı ölçmek amacı ile, yasal bağımsızlığı temsil eden Merkez Bankası Kanunu (hedefleri ve araçları kimin saptadığı, diğer kamu kurumları ile ne türden bir ilişkiye sahip olunduğu, başkanın seçilme ve görevden alınma süreçleri vs), ile uygulamadaki bağımsızlığı temsil ettiği düşünülen, o ülkedeki kurumsal ve kültürel yapı ile kişisel faktörler kullanılmaktadır.  Enflasyonla Merkez Bankası bağımsızlığı arasında gözlemlenen yakın ilişki bu kavramın önemini artırmıştır.

MERKEZ BANKASI MÜDAHALESİ: Merkez Bankalarının kısa ve uzun dönemli para politikaları amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak piyasalarda alım-satım yapmalarıdır. Müdahale ile müdahale edilen, döviz ve faiz gibi değişkenlerin piyasa fiyatlarının politika öngörülerindeki düzeylere düşürülmesi/yükseltilmesi hedeflenir. Müdahale yöntemleri farklılık gösterebilir. Merkez Bankaları taraf olup kendilerini göstererek doğrudan ve açık olarak müdahale edebilecekleri gibi dolaylı olarak da müdahale edebilirler. Benzer şekilde, Merkez Bankası müdahaleleri zaman ve miktar açısından  önceden bildirilebileceği gibi, herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın da gerçekleştirilebilir. Müdahaleyi gerektiren durumlar, uygulanmakta olan para politikası hedefleri çerçevesinde şekillenir.

MOROTORYUM : Borçlanıcının, ödeme gücünü kaybetmesi nedeniyle borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir. Genelde borçlu ve alıcı arasında borcun yeniden yapılandırılması ile sonuçlanır.  

NEW YORK MUNKUL KIYMETLER BORSASI : Dünyanın en büyük hisse senedi ve bono borsası.

Q (NATİNAL ASSOCİATİAN OF SECURİTİES DEALERS AUTOMATED QUATATİNS): Tezgah üstü piyasalarda (resmi bir düzenleyicisi olmayan) işlem gören menkul kıymetler için alım-satım fiyatlarının gösterildiği otomatik bilgi ağı .

NET BUGÜNKÜ DEGER (PRESENT VALUE): Bir yatırımın yatırım dönemi boyunca sağladığı getirinin piyasa faizi veya kendi faizi ile iskonto edilmesi, bugüne indirgenmesi sonucu ulaşılan değerdir.

NOMİNAL DEĞER (Par Value, Face Value): Bir kıymetin üzerinde yazan değerdir. Örneğin, T.C. Hazine Müşteşarlığı tarafından çıkarılan her bir devlet iç borçlanma senedinin nominal değeri, üzerinde fiilen yazan değer olan 100.000 TL dir. Benzer şekilde 1.000.000 Türk Lirasının nominal değeri üzerinde yazan değer olan 1.000.000’ dur.
POLİTİKA FAİZİ; bir hafta vadesi olan repo ihale faiz oranıdır ve politika faizi TCMB (Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası) tarafından belirlenir. TCMB, bankaların repo taleplerini bu politika faizi üzerinden belirlemektedir. Bankalar, TCMB ‘dan para alarak ellerinde bulunan tahvil ve bonoları teminat olarak verir ve repo yaparlar. Bankalar bu sayede kendilerine fon yaparlar.

ORTAK PAZAR : Birbirleriyle yaptıkları ticareti zorlaştıran gümrük tarifelerini ve bazı durumlarda da diger engelleri ortadan kaldıran ve birlik dışında kalan ülkelere ortak gümrük tarifesi uygulayan ülkeler gurubu.



ÖDEMELER DENGESİ : Bir ülkenin belirli bir zaman dilimi içinde dünyanın geri kalan kesimiyle yaptıgı uluslararası işlemlerin parasal degerini gösteren hesap açıklaması. Açıklamada bir ülkedeki bireylerin, işletmelerin ve hükümet dairelerinin tüm diger ülkelerde bulunanlarla yürüttügü işlemlerin toplamı yer alır.

 Özelleştirme: Daha önce hükümet tarafından saglanmakta olan hizmetlerin özel sektördeki teşebbüslere aktarılması.

 

PARA ARZI : Ekonomide dolaşımda bulunan para (madeni para, kagıt para ve çek hesabı) miktarı.

PARA POLİTİKASI : Federal Rezerv Sistemi tarafından yüksek istihdamı, ekonomik büyümeyi, fiyat istikrarını ve uluslararası işlemlerin kesintisiz yürütülmesini saglamak için para ve kredi bulundurmak ve onların degerini etkilemek amacıyla yürütülen faaliyet.

 

PİYASA : Satıcıların ve alıcıların aynı ya da birbirine çok benzeyen ürünler için fiyat oluşturdukları ve mal ve hizmet degişiminde bulundukları ortam.

.

PARA KURULU (CURRENCY BOARD): Döviz kuru rejimlerinden biridir. Bu tür bir uygulamada, ulusal paranın değeri yabancı bir para birimine veya yabancı para birimlerinden oluşan bir sepete karşı sabitlenir. Para politikası uygulaması açısından bakıldığında parasal tabanın sadece yabancı para karşılığında yapılan işlemlerle değişmesine izin verir. Diğer bir deyişle, merkez bankasına önceden belirlenmiş sabit bir kurdan döviz satıldığı zaman para miktarı artar, merkez bankasından döviz alındığı zaman azalır.

PARA PİYASASI : Kısa vadeli (uluslararası piyasalar için 90 gün ve daha az), yüksek likiditeye sahip  finansal enstrümanların işlem gördüğü piyasalardır.

PARA POLİTİKASI : Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir.

PARA KURULU POLİTİKASI  – TÜRKİYE CUMHURİYETİ MERKEZ BANKASI (MONETARY POLİCY COMİTTEE): Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejilerinin ve bu stratejiler çerçevesinde Hükümet ile birlikte enflasyon hedefinin belirlemesi, Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirlerin alınması ve yabancı paralar ile altın karşısındaki muadeletini tesbit etmeye yönelik kur rejiminin, yine Hükümet ile birlikte belirlenmesi ile görevli ve yetkili olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde oluşturulmuş bir kuruldur. Para Politikası Kurulu, Başkan (Guvernör)ın başkanlığı altında, Başkan (Guvernör) Yardımcıları, Banka Meclisince üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkan (Guvernör)ın önerisi üzerine müşterek kararla atanacak bir üyeden oluşur. Hazine Müsteşarı veya belirleyeceği Müsteşar Yardımcısı toplantılara oy hakkı olmaksızın katılabilir.

PARANIN DOLAŞIM HIZI (VELECİTY): Bir birim paranın kaç birim mal veya hizmetin el değiştirmesine imkan sağladığını gösterir. GSMH / Para Stoğu ile ifade edilir.

REEL FAİZ ORANI (REAL INTEREST RATE): Nominal faizin enflasyondan arındırılmış halidir. Teknik olarak, nominal faiz oranından, beklenen enflasyon oranının çıkarılması ile bulunur. Örneğin, faiz oranı % 70, beklenen enflasyon oranı % 60 ise, reel faiz oranı % 10’ dur.

Reeskont: İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder. Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır.

RESESYONLAR : Ekonomideki durgunluğa resesyon denir. Uzun süreli resesyonlar ekonomik çöküntüye neden olur.

REESKONT ORANI : Ticaret Bankalarının Federal Rezerv Bankalarından borç almak için ödedikleri faiz oranı.

 

Repo (Repurchase Agreement): Bir kıymetin belli bir tarihte, belli bir orandan geri satım vaadi ile alımını ifade eder. İşleme konu olan kıymet ödünç verilen para için teminat niteliğindedir. Merkez bankası açısından repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasaya, işlem vadesi süresince, repoya tabi kıymetler karşılığında geçici olarak para verilmesini ifade eder.

Revelüasyon: Ulusal paranın yabancı paralar karşısında değer kazanmasına revelüasyon denir. İnşallah o günleri de birgün görürüz.

Stagflasyon: Ekonomide işsizlik oranı artarken, fiyatlarında hızla yükselmesine stagflasyon denir.

 Sabit Döviz Kuru Sistemi: Çeşitli ülkelerin paraları arasındaki kur oranı düzeyinin önceden saptandıgı ve arz ve talepteki oynamalara göre degişmedigi sistem.

 Serbest Teşebbüs Sistemi: Mülkiyetin ve üretim kaynaklarının bireylerin elinde olması, üretkenligi arttırmak için kar elde etme dürtüsünün öne çıkarılması, verimliligi yükseltmek amacıyla rekabetin kullanılması ve mal ve hizmet üretimi ve dagıtımının arz ve talep güçlerine göre yönlendirilmesi özellikleri taşıyan ekonomik sistem.

 Serbest Ticaret: Ülkeler arasındaki ticareti engelleyecek gümrük tarifeleri ve düzenlemeler bulunmaması.

 SERMAYE: Mal ve hizmet üretiminde kullanılan binalar, araç ve gereçler, insan becerileri gibi fiziksel varlıklar. şirketin elindeki pay senedi, borç senedi ve parayı göstermek için de kullanılır.

 SERMAYE PİYSASI: şirket pay senetlerinin ve uzun vadeli (bir yıldan fazla) borç senetlerinin çıkarıldıgı ve alınıp satıldıgı piyasa.

 SOSYAL GÜVENLİK: Emeklilere yardım etmek amacıyla ABD hükümeti tarafından uygulanan emekli maaşı programı. Programın geliri emeklilerin çalıştıkları günlerde kendileri ve işverenleri tarafından yapılan katkılara dayalı olarak saglanır.

 

Sosyalizm: Temel üretim araçlarının belirli bir merkezi planlama yöntemi içinde toplu - genellikle hükümetin - mülkiyet ve kontrol altında bulundugu ekonomik sistem .


Stagflasyon: Sürekli enflasyonun ve ticarette durgunlugun birarada yaşandıgı ekonomik durum.

 

SABİT KUR SİSTEMİ (Fixed Exchange Rate System): Ulusal bir paranın yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet değerine sabitlendiği ve bu değerin sürmesinin para otoritesi tarafından bazen açık bazen de zımni olarak garanti edildiği sistemlerdir. Ulusal paranın değeri önceden belirlendiğinden o andaki arz talep koşullarını yansıtmaz.

Saklama Hizmeti (Custodian Service): Tahvil, bono, altın ve benzeri kıymetlerin sahip olan kişi veya kurum adına bir sözleşme çerçevesinde saklanması hizmetidir (safe keeping). Türkiye’de menkul kıymetlere yönelik olarak müşteri bazında bu tür bir hizmet “Takasbank” tarafından verilmektedir.

Sermaye Piyasası (Capital Market): Bir yıldan uzun vadeli yatırım araçlarının ihraç edildiği ve işlem gördüğü piyasalardır.

TAHVİL: İhraç vadesi 1 yıldan uzun menkul kıymetlerdir.

. TÜFE, tüketici fiyat indeksi anlamına gelmektedir ve Türkiye’de neredeyse mal ve hizmet harcamalarının tamamını kapsar. Yiyecek, içecek, giyim, kültür, seyahat gibi bütün mal ve hizmet harcamalarını içerir. Her ay aylık olarak ayın 25’ine kadar olan kısmı toplanır ve ayın 25’in sonrası olarak yayınlanır.

ÜFE  üretici fiyat endeks’i anlamına gelir ve dört gruptan oluşur. Bunlar; imalat, madencilik, enerji ve tarım’dır. ÜFE, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Türkiye içerisinde beş bölge üzerinden her ayın 25’ine kadar toplanır.

TEFEAçılımı Toptan Eşya Fiyat Endeksi olan TEFE toptan satılan eşyalardaki fiyatların artışını ölçen endekstir. TÜİK tarafından hazırlanan bu endeks yerini artık ÜFE'ye (Üretici Fiyat Endeksi) bırakmıştır

 Talep: Belirli bir dönemde tüketicilerin hangi fiyata olursa olsun almak istedikleri ve alabilecekleri mal ve hizmetler toplamı.

 

 Ticaret Açıgı: Bir ülke ithalatında ihracatı aşan miktar.

 Ticaret Dengesi: Bir ülkenin ödemeler dengesinde belirli bir dönemdeki ithalat ve ihracata, yani mal ve hizmet ticaretine ilişkin bölüm. Mal ihracatı ithalatı aşarsa ticaret dengesinin “olumlu”, ithalat ihracatı aşarsa “olumsuz” oldugu söylenir.

 Ticaret Fazlası: Bir ülke ihracatında ithalatı aşan miktar.

  TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ: ABD Çalışma ıstatistikleri Dairesi tarafından belirli bir tarihte belirli mal ve hizmetlerin perakende fiyatlarıyla temel alınan bir tarihteki (zaman zaman degiştirilir) fiyatlar karşılaştırılarak hesaplanan ABD hayat pahalılıgı ölçütü.

 TÜKETİM VERGİSİ: Gelirden degil harcamalardan alınan vergi.

 YAŞAM STANDRDI: Bir bireyin ya da gurubun alışılagelmiş ya da uygun konumda ya da koşullarda yaşamını sürdürmesi için temel oldugu düşünülen asgari gereksinimler, rahatlıklar ya da lüks mal ve hizmetler.

 YATIRIM: Hisse senedi ya da bono alımı.


Tezgah Üstü Piyasalar (Over the Counter “”OTC””): Organize olmayan, belli bir yapı altında toplanmayan piyasalardır. İşlemler taraflar arasında karşılıklı anlaşma yoluyla gerçekleştirilir.

Türev Ürünler (Derivative Products): Getirisi başka bir kıymetin getirisine bağlanmış, diğer bir deyişle başka bir kıymetin getirisinden türetilmiş mali araçlardır. Futures ve Opsiyon sözleşmeleri bu enstrümanlara örnektir. Bu tür enstrümanlar, döviz, faiz, altın gibi her türlü ürün üzerine yazılabilir. Böyle bir durumda, örneğin döviz üzerine yazılan bir opsiyon kontratında, opsiyon kontratının getirisi üzerine yazıldığı dövizin piyasadaki hareketine bağlı olacaktır.

Valör (Value Date): Üzerinde anlaşma sağlanan bir işlemin, fiilen yerine getirileceği örneğin, karşılıklı olarak hesaplara alacak ve borç kaydedileceği tarihtir. Benzer şekilde bir fonun, örneğin mevduatın sahibi tarafından fiilen kullanılabileceği tarihi ifade eder.

Volatilite (Volatility): Bir kıymetin fiyatındaki değişkenliğin ifadesidir. Çoğunlukla standart sapma ile ölçülür. Yüksek bir volatilite artan bir belirsizliğin göstergesidir.

Vade
(1) borçluya borcunu ödemesi için verilen zaman, bir borcun veya senedin ödenmesi gerektiği gün. Senedin vadesi taraflar arasında yapılan sözleşme ile alacaklı tarafından ya da kanunlarla saptanır. Ticari senetlerin vadeleri dört şekilde belirlenir. Görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, keşide gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde. (2) bir bankanın diğer bir bankaya sağladığı kredinin başka bir deyişle paranın süresi.

Vadeli döviz piyasası
Dövizin gelecekte belirli bir tarihte ve sabit bir fiyat üzerinden teslim edileceğine ilişkin sözleşmelerin yapıldığı döviz piyasası

Vadeli İşlemler
Spot (iki iş günü) işlem tarihini aşan ileri bir tarihte teslimi söz konusu olacak bir kıymetin (döviz, faiz, mal) vadesi, miktarı ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlandığı işlemlerdir. Forward, future ve opsiyonlar bu tür işlemlere örnektir

Vadeli işlem sözleşmesi
Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlaştırılmış miktardaki bir mali veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir

Vadeli mevduat
Bankalara belli bir süre sonunda çekilmek koşuluyla yatırılan para

Vadeli piyasa
*Alım satıma konu olan bono, tahvil gibi kıymetli evrakların ya da malların gelecekteki bir tarihte ve önceden belirlenmiş sabit bir fiyat üzerinden işlem göreceğine ilişkin sözleşmelerinin yapıldığı piyasa
*Gelecekte belirlenmiş bir zamanda belirlenen bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin satılıp alındığı piyasalardır.

Vadeye Kadar Getiri (Effective Rate of Return)
Bir menkul kıymetin vadesine kadar tutulması sonucu elde edilecek getiriyi ifade eder. “Effective rate of return” olarak da adlandırılır

Valör
(1) Kıymet, para, değer, kaynağın ilk alındığı gündeki değeri, kullanım değeri, (2) Bankacılıkta faizin başlangıç tarihi,(3) Kredi ya da mevduat için bankaca faizin işletilmeye başlandığı tarihe denir.(4) Üzerinde anlaşma sağlanan bir işlemin, fiilen yerine getirileceği örneğin, karşılıklı olarak hesaplara alacak ve borç kaydedileceği tarihtir. Benzer şekilde bir fonun, örneğin mevduatın sahibi tarafından fiilen kullanılabileceği tarihi ifade eder.

Vergi
Devlet veya devredilmiş vergilendirme yetkisine sahip kamu kuruluşları tarafından mükelleflerden alınan para

Vergi iadesi
Vergi sorumlusunun çifte vergilendirilmesini telafi etmek veya ihracatı, üretimi, herhangi bir ekonomik faaliyeti teşvik etmek amacıyla bazı vergi konularında önceden alınan verginin bir kısmının veya tamamının mükellefe geri verilmesi.

Vergi istisnası
Belli mallardan vergi alınmaması veya belirli sınırların altında vergi kesilmemesi. İstisnalarda genellikle bir vergi sınırlandırması vardır.

Vergi muafiyeti
Vergi istisnası; belli kişi ve kurumların ekonomik nedenlerle vergi dışı bırakılması. Verilendirmede kimsenin ayırım gözetilmemesini öngören “genellik” kuralına rağmen sosyal ekonomik, teknik ve bazen de politik bazı istisnalar olmaktadır. Hayır kurumlarının vergi kapsamı dışında bırakılması gibi.

Vergi politikası
Belli ekonomik, mali ve sosyal amaçlara ulaşmak için vergilerin miktarında ve bileşiminde yapılan ayarlamalar. Şu amaçlarla yapılır: (1) Kamu harcamalarının finansmanını sağlamak, (2) Gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak, (3) Ödemeler dengesi açığını azaltmak, (4) Ekonomik kalkınmayı sağlamak ve bölgesel eşitsizlikleri azaltmak amacıyla belli sektör ve bölgelerin gelişmesini teşvik etmek.

Vergi teşvik tedbirleri
Vergileme yoluyla özel yatırımları özendirici araçlar. Teşvik tedbirlerinin iki fonksiyonu vardır. Birincisi vergi yükünü azaltmak yoluyla yatırımlara ayrılacak fonları artırmaktır. İkincisi ise yatırımların arzulanan alanlara kaymasını sağlamaktır. Vergi teşvik tedbirleri, yurt içi ve yabancı sermaye yatırımlarını özendirici araçlar olarak iki temel gruba

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUM EKLE