Günümüzde artan teknolojik bağımlılık ile insanlar, yalnızlaşıp, toplumdan izole oluyor.Birincil ilişkilerin yani yüz yüze ilişkiler kısırlaştırılıp etkisiz hale getirilmiş durumda.İkincil ilişkiler yani samimi olmayan, soğuk, birbirinden kopuk ilişkiler insan hayatını sarıp sarmalamıştır.Referans gurupları olarak insanlar artık kendilerini sanal ilişkiler ile internet ortamında sanal gurupları gösteriyor.Sanal cemaatler olarak nitelendirilen bu guruplar, günümüzde yaygınlaşmaktadır.Bu da insanları, statik, yalnız ve kısır ilişkilere sevk etmektedir.

      Sanal ilişkilerin artması ile internet ortamında bir hayal dünyası yaratan insanlar, dünyamızı yalnızlaştırıp, kendine ve topluma yabancılaşan makineleşmiş insanlara bürüdü.Diğer taraftan teknolojinin nimetlerinden faydalanamayan azınlık guruplar yaratıldı.Bunlar fiziksel ve kültürel özelliklerinden dolayı bir tarafa itilip, eşitsizliklere mahkum edildi.

   Dedelerimizden bildiğimiz yakın ve sıcak ilişkilerin yaşandığı cemaatler nerdeyse soyu tükenmiş türlere döndü.İlişkilerin geçici ve yüzeysel olarak yaşandığı cemiyetler türetildi.Bununla akraba ve arkadaşlık ilişkileri törpülendi.İnsanlar arasına uçurumlar koyuldu, iki ve daha fazla insan artık bir araya gelip, sohbet ve sıcak ortamdan soyutlanmış durumda.

      Sosyal medya insanları olmadığı kadar yer ve mekandan koparıp, başını döndürerek ayaklarının yere basmadığı, toz pembe hayallerle dolu bir dünyaya mahkum etti.Sosyal medya insanları birbirine yakınlaştırmadığı gibi, kendi öz benliğinden, gerçeklerinden koparıp, sanal dünyalar vaat ediyor.İnsanlar artık öz kontrollerini kaybedip,egemenliğini sosyal medya da yaşanan alemlere teslim ediyor.Sosyal medya iletişim kanalları olmayan gerçekliklerle baş başa bırakıp,insanların beynini işgal ederek, kendi olmayan insanlar yaratmakla görevlendirilmiş adeta.İletişim kurma, sohbet etme, dertleşme, stres atma ve rahatlama yanılgıları içinde olan sosyal medya; insanlara olmadık yaşamlar vaat edip durmaktadır.Gün geçtikçe sosyal medya dünyamızın içinde yaşamaya, bizi bizden koparıp, ilişkilerimize balta vurmaya, yalnızlaştırmaya devam edecek gibi.

     Sosyal medya bağımlılığı, intihar vakalarını, psikolojik sorunlarını artırıp, hisleri, duyguları, davranışları kısırlaştırmaya son hızla devam ediyor.Saatlerce hatta günlerce internet ortamında sanal iletişim ile sosyal medyada dolaşan insanlar; işi olmayan aylak, ihtiyaçlarını gideremeyen beceriksiz, hayat motivasyonunu kaybeden kaba, asosyal, agresif, özel hayatından yoksun, uçsuz bucaksız, hedefi olmayan bir yolda yolculuk eden seyyahlara döndü.

   Küreselleşme ile artan belirsizlik, gelecek kaygısı, stres ile birlikte travmatik sorunların pençesine itilen insanlık, sosyal medyaya bel bağlayıp, kurtuluş reçetesi olarak adeta hayatımızın her karesine sinmiş durumda.

    Uzun süre bilgisayar başında kalan insanlar; uçsuz bucaksız bir dünyada kendini sanal alemin kollarına teslim edip, uyku düzeni olmaya, ütopik hayallerle hayatın sıradanlığının dışına çıkarak, düzensiz beslenme ile obeziteye davetiye çıkarıyor.Sosyal medya bağımlılığı gelecekte büyük bir hastalık, bir veba hatta çağın hastalığı olmaya aday olacağı kestirmek zor olmasa gerek.