banner113

Müslüman Halkı Bundan Sonra Diktatörüne Sahip Çıkarsa.?



Nerede Müslüman bir ülke varsa orada katliam, ölüm, kan, göz yaşı, hukuksuzluk, sömürü, karışıklık huzursuzluk, ihanet, darbeler, idamlar  acı ve trajedi vardır.!

Bu ülkeler Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Ürdün, İran, Yemen, Libya, Tunus, Cezayir, Pakistan, Afganistan ve elbette ki Ülkemiz Türkiye.

Bu saydığım ülkelerde petrol ve diğer zengin yer altı ve yerüstü zengin kaynakların varlığı keşif edildiği 1900’li yılların başından bu yana bir türlü rahat yüzü görmedi.                 Bu zengin kaynakların avcıları olan emperyalist ülkeler acımasız bir şekilde  çoğunluğu Müslüman olan cahil Ortadoğu halkının makam, mal, zevk ve sefa düşkünlüğü gibi zaaflarını çok  iyi kullanarak kardeşi kardeşe kırdırmış, İkinci Dünya savaşında parçalayıp 26  Devlete bölmüş ve her Devletin başına emir ve talimatlarını yerine getirecek diktatörler getirmiş.

Emperyalistler Kendi elleriyle iş başına getirdikleri diktatörleri zaman zaman güç zehirlemesi sonucu yaptıkları yaramazlıkları itaatsizlik sayarak, her zaman yedek olarak hazırda bulundurdukları örgütleri aracılığıyla insan hakları, demokrasi ve özgürlükler adı altında halk ayaklanmaları, isyanlar başlattılar.

Bu gün Libya, Tunus, Afganistan, Yemen, Irak ve en son yanı başımızda Suriye de yaşanan katliamlar ve kıyımlar  vahşet sınırları ötesidir. Emperyalistler Libya’da Muammer Kaddafi’yi çubuklarla halkına öldürttüler, şimdi Libya halkı büyük pişmanlık yaşıyor Ülke harap oldu. Belki de bir asır kendine gelemeyecek. Irakta Diktatör Saddam’ı lağım çukurunda alçalttıktan sonra idam ettirdiler. Kuzey Irak Kürdistan bölgesi dışındaki tüm Irak halkı şimdi  Saddam’ı ve onun dönemini mumla arıyor.  En son Suriye Diktatörü Beşar Esed’i devirme bahanesiyle bölgenin iki büyük Ülkesi Iran ve Türkiye’yi karşı karşıya getirmek ve çatıştırmak için emperyalistler türlü türlü plan ve tuzaklar kurdular. Ne yazık ki Suriye oyununda zarar gören maddi ve manevi bedel ödeyen ve ödemeye devam eden Ülkelerin başında  Türkiye olarak biz olduk. Halkına zulüm eden Suriye diktatörü Esed’i devirme tuzağından uzak dursaydık, belki de DEAŞ gibi bir örgütle Suriye de savaşmazdık. Rojava diye bir sorunla karşılaşmazdık. Çözüm süreci belki de bozulmazdı vb. belkilerimiz çoktur. Başta sözde müttefikimiz  ABD olmak üzere, Rusya, İsrail ve batının Esed’i devirmek gibi bir planları olmadığı aksine korudular. Çünkü Esed onların bir çok stratejik çıkarlarına hizmet ediyor.

Suriye de olan masum ama cahil halka oldu. Birçoğunun canları, namusları, malları ayaklar altına düştü, göç ettiler bazıları denizlerde köpek balıklarına yem oldular, paramparça oldular. Fakat  Esed’in  siyasi konumu  deha da güçlendi. Önümüzdeki günlerde Suriye devletinin toprak bütünlüğünün korunmasının tek yolu diktatör Esed’in  işbaşında kalmasıyla mümkündür denilirse, ve Esed Ortadoğu’nun kahramanı ilan edilirse kimse şaşırmasın.

Çünkü emperyal sömürgecilerin hedefi diktatörler olmadığı, asıl hedeflerinin  Ortadoğu’daki yer altı ve yerüstü zenginlikleri ele geçirmek olduğu ortadadır.                                       Sözde insan haklarının hâkim olduğu emperyal ülkeler, kendi refahları için, insafsızca insan kıyımını izlemekteler. Demokrasi, insan hakları sadece kendi ülkeleri için geçerli. Yıllardır Afrika ülkelerinin yer altı ve yerüstü zenginliklerini sömürdüler. Kolay, emeksiz refaha ulaştıkça, daha acımasız oldular. Sömürdükleri ülkelerden elde ettikleri zenginliklerin bir kısmını, yeni sömürgeler elde etmek için, silah, uçak, tank, top vb savaş malzemelerine yatırıp, sömürdükleri ve sömürecekleri devletleri vurdular. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden elde ettikleri gelirlerle yeniden insan katliamına başladılar.

Artık  halk bu oyunların  bilincine varmış durumda. Devir kenetlenme, birlik, beraberlik günüdür. Dil, din, ırk, mezhep gibi özelliklerimiz, bizim zenginliğimizdir.                                         Bu zenginliklerimize sahip çıkıp, haklarımızı eşit koşullarda paylaşıp, yaşama günüdür.

Bundan sonra Müslüman ülkelerin halkları  katliamla, kıyımla, yıkımla, sefalet ve sahte demokrasi oyunlarıyla perişan olmamak için  diktatörlerine dört elle sarılarak sahip çıkarsa kimse şaşırmasın.!

M. Şerif Öter

 

 

 

 

 

YORUM EKLE