banner113

Kandan beslenenler mi, Bedel ödeyenler mi Kazanacak?


30 Yıla aşkındır 50 Bin insanımızı kayıp ettik.On binlerce faili meçhul,binlerce köy boşaltmaları, saymakla bitmeyen acı trajediler,yeni bir ülkeyi inşa edilebilecek yüz milyarca dolar telef oldu.

Yaşanan bunca can kayıpların,trajedilerin ve acıların temelinde inkar ve baskı politikaları vardı.

10.Yıl öncesine kadar Kürtler başta olmak üzere diğer azınlıkların kültürel haklarından söz etmek,talep etmek büyük cesaret isterdi.Bunu dile getiren cesur yürekli kalemlere,demokratlara ve özel güvenlik mahkemeleri tarafından vicdanları yaralayıcı,Hukuk ve demokrasi dışı cezalar verilirdi.
Kürtçe klip yapacağım diyen Ahmet Kaya’ya yapılan linç girişimi ve bunun gibi saymakla bitmeyen nice haksız baskılar ve yaşanan zulümler…

Rant ve çıkara dayalı sahte milliyetçilik söylemleri devlet içinde yuvalanmış derin ve karanlık güçlerin desteğiyle her geçen gün ülkeyi bloklaşmanın ve bölmenin eşiğine getirmişti. Ülke öyle bir duruma gelmişti ki Güneydoğu illerinin araç plakasıyla batıdaki bazı illere seyahat etmek büyük risk haline gelmişti.

Olumlu,sağduyulu,yapıcı,halkların birliğini,kardeşliğini ve ülkesini seven samimi insanların görüş ve önerileri önemsiz hale gelmişti.Buna karşın her iki tarafta da yuvalanmış olan ve akan kardeş kanından beslenen,siyasetçi ve maddi rantçılar sahte milliyetçilik maskeleri altında yaptıkları el,parmak işaretleri ve birkaç ırkçı sloganla, umutsuzluk,karamsarlık ve bunalımda olan halkı harekete geçirmeye yetiyordu.

İşte böyle bir dönemde Türkiye’nin yaşadığı derin siyasi ve ekonomik kriz Ak Partiyi İktidara taşıdı. Halk krizden sorumlu tutuğu partileri 2002 yılı seçiminde nerdeyse tasfiye etti. AK.Parti kendisine iktidar yolunu açan temel dinamiğin,halkın siyasal ve ekonomik istikrar beklentisi olduğunu biliyordu.İkinci derce önemde olan ekonomide başarı sağlandı.

Türkiye’nin kanayan yarası ve öncelikli sorunu olan Kürd meselesi konusunda Hükümet tarafından atılan cesur adımlar,kandan beslenen marjinal gruplar hariç toplumun hemen tüm kesimleri tarafından güçlü şekilde desteklendi ve desteklenmeye devam ediliyor.Hükümet çözüm yolunda attığı her yeni bir adımda malum çevreler tarafından yalnızlaştırılmaya çalışılıyor ve çözüme giden yollara takoz konulmaya çalışılıyor.

Son zamanlarda meydana gelen provokatif eylemler hükümeti sıkıntıya düşürmek için kandan beslenenlerin eline malzeme vermekten başka bir işe yaramayacaktır.
Gelinen bu noktada ne Hükümetin, nede örgütün,nede siyasi sorumluların geri adım atma şansları lüksleri yoktur.Devlet İmralı ile görüşüyor bir taraftan da şiddet devam ediyor.Barış,çözüm sürecinin devam ettiği bir dönemde hükümetin kale kom,PKK nin dağa adam takviyesi yapması,tarafların birbirine karşı samimiyetsizliğini ve güvensizliğini gösteriyor.Dünyanın her yerinde bu tür süreçler provokasyonlara maruz kalıyor,bunları aşmak için sürecin ilerlemesi için taraflar güçlü irade göstermelidir.Batıda ve doğuda sürece olan toplum desteğinin kaybolması halinde Allah muhafaza geçmişteki çatışma ortamına dönülürse taraflar bunun hesabını veremezler.
Şimdiye kadar yapılan askeri müdahalelerle sorunun çözülemediği ve çözülemeyeceği gün gibi ortada iken meseleyi çarpıtıp başka mecralara çekmeye çalışan çıkarcı,rantçı gruplar beli ki sükuneti yakalamış bir Türkiye istemiyorlar.Çünkü akan kardeş kanı üzerinden besleniyorlar.

Bu kritik sürecin aşılması,provokasyonların bertaraf edilmesi, kandan beslenenlerin değil, yüreği yanık ciğerparelerini askerde ve dağda yitiren en ağır bedeli ödeyen fedakar anneler bir araya gelip ortak barış çağrısı yapmaları bir çok oyunu bozacaktır. Kazanan bedel ödeyen Anneler olsun Kandan beslenenler olmasın.

Bir Hatırlatma : Çanakkale savaşında 1824 Doğu ve güneydoğulu can vermiştir.

YORUM EKLE