Çağımızın Devam Eden Hastalığı Gıybet (Dedikodu)

“Ellerim çiçek kokuyor diye beni çiçek koparmakla suçladılar. Fakat kimse çiçek dikmiş olabileceğimi düşünmedi”. Genelde başıboş, herhangi bir işe yaramayan, toplumda kendine “insan” olarak yer bulamayan, başkalarının başarılı çalışmalarını kıskanan ve bu başarısını engellemek için onun hakkında asılsız ve isnatsız sözler çıkaran ve bunu kişiden kişiye yayan kişilere toplum literatüründe dedikoducu veya fitneci derler.  Bu insanlar toplumda kendilerine bir rol veya statü elde edebilmek, toplumda kendini kabul görülmesini sağlamak için bunu bir meslek haline getirir ve sonucunda bu psikolojik bir hastalığa döner. Dedikodunun Halk arasında “bana başkasını anlatan başkasını da bana anlatır” şeklinde deyim yaygındır. Azerbaycan şairi Süleyman Rüstem’in meşhur “Menden sene, ey gül, ne deyirlerse, inanma/ Senden de gelib günde Süleyman’a deyirler” dizeleri de sanki bu deyimi destekler niteliktedir.

Gıybet/dedikoduya sebep olayın yayılmasında toplumu oluşturan insanların desteği olmazsa, konuşulan konuya herkes önemseyip ilgi gösterilmezse, sohbet de bu kadar derinleşmez. Demek ki, gıybetin sosyal tarafı aslında toplumun ilgisinden doğar. Pek çok durumlarda gıybetin yayılmasının esasında “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” deyiminin genetik kodlaşmamızda oynadığı rol de büyüktür. Bu sebeptendir ki gıybetin/ dedikodunun toplumun psikolojisini açığa çıkaran meşhur “Binmesen de bindi derler” sözü örnek olacaktır

Bir kimsenin gıyabında, onun şahsı ile ilgili eksikliklerinden veya kusurlarından söz edilmesi “Gıybet “ sayılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de gıybet, “ölmüş bir din kardeşinin etini yemeye” benzetilmektedir. İnsanlar arasındaki dostluğu, sevgiyi, merhameti, tehdit eden, insanlığı düşmanlığa ve çatışmaya sevk eden manevi hastalıklardan biri de gıybet, yani dedikodu olup, dinimizde günah sayılmıştır. Bir toplumda gıybet/dedikodu yapan insanlar görüldüğünde o mekanın/cemaatin terk edilmesi gerekir. Dinimizde bu kadar önemli olan ve günah sayılan gıybet/dedikoduyu yapan insanlardan uzak durmak ve bu söylemlere inanmamak ve de bu söylenenler ile insanlar değerlendirilmemelidir. Bu hastalığa sahip olan insanlar, genelde toplumda kabul görmezler. Zamanla toplum bu insanları tanır ve kendinden uzaklaştırır. Bunu alışkanlık haline getiren insanlar yalnız kalmaya mahkum olurlar. Cahil toplumlarda ve cahil insanlarda sıkça görülen bu psikolojik davranış biçimi bazen çok büyük toplumsal felaketlere de yol açabilir.

Gıybet/dedikodu, bir insanın çoğu zaman toplumda istemediği, sevmediği, kin ve nefretle düşmanlık beslediği bir insana saldırı manevrası olarak kullanır. Onu yenmek için belki de son çaresidir. Toplumda onu itibarsız bırakmak için zehirli olan bu son mermisini kullanmak ister. Bu mermi onu öldürmese de yaralayacak ve iz bırakacaktır. “Çamur at izi kalsın”.Toplumu ayrıştıran, insanlar arasına kin ve nefret tohumları eken bu hastalıktan tüm insanlığın vazgeçmesi dileğim ile saygı ve hürmetler…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Vedat KARABOĞA
Vedat KARABOĞA - 3 yıl Önce

Elinize sağlık hocam