banner113

Üründü, “Çarıklı Profesöre Veda” Yazısı İle Türkiye'de Yılın Köşe Yazarı Seçildi

Türkiye'de yılın köşe yazarı seçilen Gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Kadir Üründü ödülünü düzenlenen törenle Başbakan Binali Yıldırım’ın elinden aldı.

Üründü,  “Çarıklı Profesöre Veda” Yazısı İle Türkiye'de Yılın Köşe Yazarı Seçildi

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından bu yıl 15 Temmuz’un gazeteci şehidi Mustafa Cambaz anısına düzenlenen 30. Yerel Medya Özendirme Yarışması’da Köşe Yazarı kategorisinde Türkiye'de yılın köşe yazarı seçilen Gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Kadir Üründü ödülünü düzenlenen törenle Başbakan Binali Yıldırım’ın elinden aldı.

Ödül töreni başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca’ın açılış konuşmaları ile başladı.
Törende konuşan Başbakan Binali Yıldırım, yerel basının milletle iç içe olmasının önemine değinerek şunları söyledi: “Şehrimizde, ilçede, caddede, sokakta, her yerde siz varsınız. O yakınlık içerisinde toplumun gerçekleriyle bire bir temastasınız. Sizler yerelin ruhunu yansıtıyorsunuz. Siyasette yereli ihmal eden asla başarılı olamaz. Basında da bu böyledir. Mahallinde olanı ıskalayan bir basın, ideal bir basın olarak görülemez. Onun için yerel basına güveniyoruz. Fedakârca yaptığınız işleri takdir ediyoruz.”


Basın tarihine bakıldığında, yerel basının, Anadolu basınının özel bir öneminin her zaman olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Aslında Anadolu basını gazi basındır. İstiklal Harbi boyunca Anadolu'da çok büyük işler görmüştür, büyük hizmetler ifa etmiştir. O dönem milletimizin moral değerlerini yüksek tutmak için çok ciddi gayret göstermiştir.” diye konuştu.


Yıldırım, kara propagandalara karşı sağlıklı bilgilendirmenin Anadolu basınıyla yapıldığını, dönemin gazetecilerinin top sesleri arasında, çatışma ortamında yayınlarını bin bir zorlukla ama fedakârlıkla sürdürdüklerini anlattı.


Zafer kazanılması ve Cumhuriyetin kurulmasının ardından da Anadolu basının halkın ve demokrasinin sesi, savunucusu olmaya devam ettiğinin altını çizen Yıldırım, “Türkiye’de özgürlük alanları sizler sayesinde gelişiyor ve demokrasimiz sizler sayesinde güçleniyor.” dedi.

15 TEMMUZ VE MEDYANIN GÜCÜ
Konuşmasında 15 Temmuz alçak darbe girişimi sırasında medyanın gücüne değinen Binali Yıldırım, şöyle devam etti: “O gecenin şüphesiz kahramanları var. Bu kahramanların başında kendisini bu ülkeye adamış dirayetli Cumhurbaşkanı, bayrağını, özgürlüğünü, ülkesini, milletini seven dirayetli bir hükümet var. O gecenin kaderini ve seyrini de değiştiren, medya. Medya o gün durumdan vazife çıkararak, hemen devreye girmiş ve alçak darbecilerin oyun planını bozmuştur. Yaptıkları işgal girişimi akamete uğramış ve milletimizin duyduğu haberlerle ümitleri yeşermiş ve meydanlara inmiştir. Medya o gece hakikaten çok iyi bir sınav vermiştir. Ben bu vesileyle bir kere daha yerel, medyayı, ulusal medyayı, internet medyasını, sosyal medyayı bütün medya mecralarını ve orada korkusuzca görev yapan, silahlara karşı kendisini ortaya koyan bütün fedakâr medya mensuplarına ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”


Türkiye'de ne olup bittiğini, ne yaşandığını anlamak için yerel medyaya büyük ihtiyaç olduğunu ifade eden Yıldırım, yerel medya kuruluşlarının sayı ve etkinliklerinin giderek arttığını, bunun da ülke, demokrasi ve gelecek için ümit verici olduğunu belirtti.


Yıldırım, "Hükümet olarak güçlü demokrasi için yerelleşme adına, yerel medyanın güçlenmesi için gerekli çalışmayı geçmişte yaptık, bundan sonra da yapacağız." açıklamasında bulundu.

"ALNINDA HAİN YAZANIN GÖĞSÜNDE KAHRAMAN YAZSA NEYE YARAR?"
15 Temmuz'un birçok yönüyle ele alınması gereken önemli bir gün olduğuna da işaret eden Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“15 Temmuz sadece Türkiye'de başarısız darbe girişimi olarak değil ama Türk siyasi tarihinde tanka, topa, tüfeğe, uçağa, bombaya karşı imanından, vatan sevgisinden, bayrak sevgisinden başka silahı olmayan milletin ortaya koyduğu bir zaferin adıdır. Bu dünyada hiçbir örneği olmayan bir başarıdır, bir zaferdir. Son 50 yıllık tarihimizde darbeler var. Ama ilk defa bir darbenin püskürtüldüğü bir günden bahsediyorum. 


Demokrasiyi, gelecek nesilleri kurtardık, ülkenin bağımsızlığını, birliğini, kardeşliğini tesis ettik. Bu darbeye yeltenen alçaklar elbette hesabını sonuna kadar vereceklerdir. Tişörtüne kahraman yazmakla kurtulacaklarını, meydan okuyarak bu işten sıyrılacaklarını zannediyorlar. Alnında hain yazanın göğsünde kahraman yazsa neye yarar.”


Başbakan Yıldırım, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişimine katılan alçakların hesabını sonuna kadar vereceklerini belirterek, “Öyle tişörtüne 'kahraman' yazmakla kurtulacaklarını, meydan okuyarak bu işten sıyrılacaklarını zannediyorlar. Alnında hain yazanın göğsünde kahraman yazsa neye yarar? Bu alçaklar, yurt dışındaki akıl hocalarına güveniyorlar. Onlara sürekli rüya tabirleri, birtakım ütopik menkıbeler, formüller göstererek morallerini yüksek tutmaya çalışıyorlar ama o gün gelecek, hepsinin maskeleri düşecek, hukuk devleti içerisinde bunlar hak ettikleri cezayı en ağır şekilde alacaklar.” ifadelerini kullandı.


Şehit yakınları ve gazilerden sabretmeleri ve metanetlerini korumalarını isteyen Yıldırım, şunları söyledi: 
“Bunlar iki şeyin peşindeler. Bu meseleyi uluslararası hukuka taşımak için her türlü çirkinliği, her türlü rezilliği ortaya koyuyorlar. Şu iki şeyi söyletmek için: Adil yargılama yapılmadı, savunma hakkımız tam olarak verilmedi. Bu iki mazereti de onların elinden alacağız. İlk savunmalarını istedikleri kadar yapsınlar. Gözlerimizin içine baka baka yalan söylesinler. Sabırlı olacağız, hukuka güveneceğiz, hukuka inanacağız, sonunda inşallah adalet tecelli edecek.”

“Hiçbir şey, cezasız kalmaz. Mutlaka hak ettikleri cezayı hukuk içerisinde alacaklar.”
Yıldırım, mesele millet, bayrak, vatan ve gelecek olunca gerisinin teferruat olduğunu dile getirerek, 15 Temmuz'u, milletin kenetlendiği, akın akın meydanları doldurduğu, ülkesine ve milletine sahip çıktığı gecenin adı olarak nitelendirdi.


“15 Temmuz’u iliklerimize kadar yaşadık. Yavrularımız, o körpe evlatlarımız, berrak zihinleriyle o geceyi nasıl gördüler? O alçaklara en büyük dersi verdiler.” diyen Yıldırım, 11 yaşındaki torununun kendisine, “Dede, bunlar bizim askerimiz değil mi? Niye insanları öldürüyorlar?” diye sorduğunu anlattı.
“O alçaklar, işte bu sorunun cevabını şimdi mahkemelerde veriyor.” ifadelerini kullanan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Siz, bu milletin dişinden, tırnağından arttırarak ödediği vergilerle alınan tankları, uçakları, helikopterleri, silahları çalıp milletin üzerine ateş açacaksınız ve darbe yapmaya kalkacaksınız. Şimdi tabii bunu yapmaya kalkanlar belki Türkiye’de son dönem darbe tarihini, demokrasiye karşı vesayet girişimlerini okudular, hatmettiler, 'Ya bu iş oluyormuş, geçmişte olmuş, biz de yaparız.' deyip yola çıktılar. Çok da kolay olacağını düşündüler. Kendilerinden de çok emindiler ama onların hesap edemediği bir şey vardı, o da Hakk'ın gücü ve halkın gücü tankın gücünü yenmiştir, bunu hesap edemediler. Şimdi bu, bütün olan bitenler ortada iken 'Böyle bir darbe yoktu', 'Yalandı', 'Bu, bir kontrollü darbeydi' gibi saçma sapan birtakım algı operasyonlarını da yapmaktan geri durmuyorlar.


Milletten topladıkları 'himmet' diye oluk oluk paraları lobi şirketlerine aktararak düzmece raporlar hazırlıyorlar. Ne olacak? Bu raporlar dağıtılacak, çeşitli dillerde hazırlanacak, bunun bir kurgu darbe girişimi olduğu algısı yerleştirilecek. Yemezler. Fitil fitil burnunuzdan gelecek. Nerede olursanız olun, dünyanın öbür ucunda da olursanız olun, bu millet bunun hesabını sizden soracak. Bizim de boynumuzun borcudur, bu hesabı mutlaka soracağız. Bu darbenin arkasındaki bütün odakları da açığa çıkarmak, tek tek milletin önüne getirmek de bizim en önemli görevimizdir.”

"BÜTÜN BİLDİKLERİMİZİ DÜRÜSTÇE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ"

BYEGM tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinden Türkiye'ye getirilerek 15 Temmuz’un anlatıldığı 350'ye yakın basın mensubunun da salonda bulunduğunu anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti:


“15 Temmuz, sizin gözlerinizden, sizin gözlemlerinizden, sizin tespitlerinizden en doğru şekilde bütün dünyaya, dalga dalga yayılacaktır. Buna inancım tamdır. Sizden isteğimiz, talebimiz, bu konuda şehitlerimizin ruhunu rahatlatmak adına, gazilerimizin adına lütfen bu konuları işlerken Türkiye'de olduğunuzu, Türkiye'de bu işlere tanık olduğunuzu ve bu konuda yapılmaya çalışılan saptırmalara, yönlendirmelere karşı lütfen tavır alın, karşılık verin ve bizlerle teması sürekli devam ettirin. Biz size her zaman, her şeyi şeffaf bir şekilde, en doğrusunu olumlu yanlı da olumsuz yanlı da anlatmaya, bütün bildiklerimizi dürüstçe paylaşmaya hazırız.”


BYEGM’nin yerel medyayı güçlendirmeye, özendirmeye yönelik yaptığı organizasyondan dolayı Genel Müdür Mehmet Akarca ve ekibine teşekkür eden Yıldırım, ödüllendirmek, teşvik etmek, başarıyı karşılıksız bırakmamanın yeniden başarının kapısını açacağını dile getirdi.Yıldırım, ödül almaya hak kazanan basın mensuplarını da tebrik etti.


BYEGM’nin yarışmasına 516 basın mensubunun 629 eserle katıldığını ve başvuru sayısının geçen yıla göre iki kat arttığını bildiren Yıldırım, yarışmayı köklü ve geleneksel hale dönüştüren BYEGM’ye teşekkür etti.

BAŞBAKANIN KONUŞMASI
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, törende yaptığı konuşmada “Bu hain çetenin yaptıkları, yapma niyetleri ortada iken bunları, ‘kontrollü bir darbe’ diyerek temize çıkarmaya çalışmak, en az bunlar kadar bu suça ortak olmak demektir.” dedi.

Konuşmasına, Türkiye’nin 15 Temmuz’u hiçbir zaman unutmayacağını ve unutturmayacağını belirterek başlayan Kurtulmuş, 15 Temmuz 2016’nın, iki yüzlü bir madalyona benzediğini ifade etti.

15 Temmuz’un, sadece Türkiye’nin demokrasi tarihi bakımından değil, dünya demokrasi tarihi bakımından da önemli olduğuna değinen Kurtulmuş, şunları söyledi:


“Madalyonun bir yüzünde bu Anadolu ve Rumeli topraklarının tarih boyunca gördüğü en büyük ihanet hareketlerinden biri yer alıyor. Bu topraklar çok ihanet gördü ama bu ihanet, son gördüğümüz, yaşadığımız ihanet, bunların arasında en acı, en haince olanlarından biridir ve milletimize son derece ağır bedeller ödettirmeyi hesaba katarak yola çıkılmış olan bir ihanet hareketidir. Madalyonun öbür yüzü ise büyük bir kahramanlık destanıdır. Yine bu millet, tarih boyuna çok büyük kahramanlık destanları yazmış bir millettir. Ama 15 Temmuz’da hem de 21. yüzyılın başında bu millet, dünyada demokrasinin nasıl savunulacağını, milli iradeye karşı harekete geçen, elinde topu, tüfeği, tankı, uçağı olanlara karşı nasıl mücadele edileceğini dünyaya destansı bir kahramanlıkla göstermiştir.”


Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz’un, gözleri önünde evlatları şehit düşen analar, kucaklarında eşleri şehit edilen hanımlar, evlatları, çocukları ve tanıdıklarının haberlerini en acı şekilde alan insanların hep beraber yazdığı büyük bir destan olduğunu kaydetti.

Bu destAnın kahramanlarının hiçbir zaman unutulmayacağını ve unutturulmayacağını belirten Kurtulmuş, “15 Temmuz’u Türkiye’nin millî birlik ve dayanışmasının önemli tarihsel destanlarından biri olarak kabul ediyor ve inşallah sonraki nesillere bunu aktarmak için bütün gücümüzle gayret sarf ediyoruz.” dedi.

“FETÖ, DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA TÜRKİYE'YE KARŞI ALGI OPERASYONU YÜRÜTÜYOR”
BYEGM’nin programı dahilinde Türkiye’ye gelen yabancı basın mensuplarından da FETÖ gerçeğini bütün dünyaya anlatmakta destek isteyen Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Her vesileyle algı operasyonlarıyla işledikleri büyük suçu örtmeye çalışan bu çete, şimdi dünyanın dört bir tarafında Türkiye karşıtı bütün örgütlerle el ele kol kola girerek Türkiye’ye karşı bir algı operasyonu yürütüyor. Bunları geri çevireceğiz, ters yüz edeceğiz. Hakikati sizlerin vasıtasıyla bütün dünyaya anlatmaya muvaffak olacağız. FETÖ mağdurları edebiyatından tutun da ‘örtülü darbe’ diyerek gerçeği en acı şekilde gizleyen birtakım senaryolara kadar dünyanın her tarafında algı operasyonları yapıyorlar. Bunun neresi kontrollü bir darbedir? 250 şehidin, iki binin üzerinde gazinin olduğu, on binlerce insanın tankların önüne siper olduğu ve insanların büyük dramlar yaşadığı bu darbe girişimi nasıl kontrollü bir darbe girişimi olabilir?”


Kurtulmuş, dün mahkemelerde hiç utanmadan “hero” tişörtüyle provokasyon yapan, algı oluşturan çetenin mensuplarının o gece başarılı olmaları durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aynı şekilde Başbakan Binali Yıldırım’ı, bakanları yakaladıkları yerde infaz edecek, mahkeme açmaya da hiçbir şekilde adım atmayacaklarını ifade etti. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Bu hain çetenin yaptıkları, yapma niyetleri ortada iken bunları, kontrollü bir darbe diyerek temize çıkarmaya çalışmak, en az bunlar kadar bu suça ortak olmak demektir.” diye konuştu.

GENEL MÜDÜR AKARCA’NIN KONUŞMASI
Genel Müdür Akarca, Yerel Medya Özendirme Yarışması’nın, ülkemizde yerel medyaya yönelik en eski geleneksel yarışma olduğunu ifade ederek “Yarışma, Genel Müdürlüğümüze verilen ‘Basınla ilgili münasebetlerin düzenlenmesi ve basının güçlendirilmesi için gerekli faaliyetlerde bulunmak’ görevi gereği yapılmaktadır. Yarışmada amacımız, yerel medyanın gelişimine katkı sağlamak, yerel medya mensuplarının çalışmalarını desteklemek ve basında kaliteyi yükseltmektir.” dedi.


Yarışmanın ilk olarak 1973 tarihinde “Anadolu Basınını Özendirme Yarışması” adı ile yazılı basına yönelik, 7 dalda düzenlendiğini hatırlatan Akarca, 1986 yılına kadar Anadolu’da yayımlanan gazetelerin yarışma için Genel Müdürlüğümüze gönderdikleri nüshalarının değerlendirilmesiyle gerçekleştirildiğini, yarışmaya 1992 yılından sonra 13 yıl ara verildiğini, 2005 yılında ise yazılı basına yönelik olan 5 dalda, yarışmacıların bireysel başvuruları ile yeniden düzenlenmeye başladığını, 2005’ten beri de düzenli şekilde gerçekleştirildiğini anlattı. Akarca, şöyle devam etti:


“2014 yılında yarışma hem içerik hem yöntem olarak geliştirilmiş, yarışmanın markalaşması için çalışmalarda bulunulmuştur. Yarışmanın adı da Yerel Medya Özendirme Yarışması olarak değiştirilmiştir. Başvurular ve değerlendirme sürecinin tamamı personelimizin denetimi altında yarışmanın web sitesi üzerinden gerçekleştirilmeye başlamıştır. Radyo Haber Programı, Televizyon Haberi, İnternet Haber Sitesi dalları yarışmaya eklenmiş ve yurtdışı katılıma açılmıştır. Yarışmamız bu yıl, 15 Temmuz demokrasi şehidi gazeteci Mustafa Cambaz anısına düzenlenmiştir.” 


Bu yılki yarışmaya 516 kişinin 629 eserle başvurduğunu söyleyen Genel Müdür Akarca, bu sayının geçen yılki sayının iki katı olduğunu, ayrıca 15 Temmuz Özel Ödülü ve BYEGM Özel Ödülü olmak üzere iki eserin özel ödüle layık görüldüğünü belirtti. Akarca, seçici kurul üyelerine kolaylık sağlanması, değerlendirmelerin objektif kıstaslarla yapılabilmesi amacıyla uzman kişilerden yardım alınarak değerlendirme kriterleri oluşturulup puanlamaların daha adil yapılması yönünde adımlar atıldığını da ifade etti.


Konuşmasında, yerel medyanın önemine ve işlevlerine de değinen Akarca, “öncelikle belirtmeliyim ki, yerel medyamız, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet’in kurulması, demokrasiye geçiş gibi önemli tarihsel süreçlerde, genel anlamda çok iyi sınav vermiştir. Son olarak, geçtiğimiz yıl yaşadığımız FETÖ hain darbe girişimi esnasında ve sonrasında da demokrasiden yana tavır alarak bu mükemmel geleneğini taçlandırmıştır.” dedi. Yerel medyanın, çağdaş demokrasilerin önemli kurumlarından biri ve yerel sorunların, taleplerin, beklentilerin dile getirilmesinde en etkili mecra olduğunu hatırlatan Akarca, vatandaşların, yerel düzeydeki sorunlarının yanında genel siyasi, ekonomik, sosyal konulardaki fikirlerini, şikâyetlerini, özlemlerini de yerel medya aracılığıyla merkezi yönetimlere duyurabildiklerini sözlerine ekledi.


Yerel düzeyde olan ama insan ve toplum yaşamında büyük yer tutan, bireylerin günlük hayatını doğrudan ilgilendiren konuların, sıklıkla yerel medyanın ilgi alanını oluşturduğunu ifade eden Genel Müdür Akarca, “Kısacası yerel medya, bir bakıma demokrasimizin kılcal damarlarıdır. Bu nedenle güçlü bir yerel medya, ülkemiz, milletimiz ve devletimiz için vazgeçilmez değerdedir. Böylesine büyük önem taşıyan yerel medya, Genel Müdürlüğümüzün ana çalışma konularından da biridir. Hedefimiz, yerel medyanın güçlendirilmesi, gerçek işlevini en iyi şekilde yerine getirmesi ve demokrasimize beklenen katkıyı sunmasıdır.” dedi.


Konuşmasında yerel medyaya yönelik sayısal verilerden de bilgiler veren Akarca, TÜİK verilerine göre ülkemizde çıkan gazetelerin yüzde 94’ünün yerel ve bölgesel, yüzde 6’sının ise yaygın olduğunu, fakat tiraj bakımından bu tablonun tam tersi bir durum yaşandığını aktardı. Toplam tirajlar içinde yerel ve bölgesel gazetelerin payının yaklaşık yüzde 16, yaygın gazetelerin payının ise yüzde 84 olduğunu ifade eden Akarca, “RTÜK verilerine göre TV kanal sayıları, yerel 166, bölgesel 13, ulusal 19’dur. Yani yerel ve bölgesel kanallar yaklaşık yüzde 90, ulusal kanal ise yüzde 10 oranındadır. İzlenme oranları bakımından elimizde sağlıklı veri olmasa da gözlemlerimiz, ulusal yayın yapan televizyonların belirgin üstünlüğe sahip olduğu yönündedir.” dedi.
Genel Müdür Akarca, BYEGM’nin yerel medyanın gelişmesine yönelik çalışmalarının bundan sonra da devam edeceğini söyleyerek, Başbakan Binali Yıldırım’a, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a ve diğer konuklara, töreni teşrifleri için teşekkür etti.

ÖDÜL TÖRENİ
Konuşmaların ardından, 30. Yerel Medya Özendirme Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Başbakan Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Köşe yazarı dalında yılın en iyi köşe yazarı seçilen Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü ve Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Kadir Üründü'ye ödülünü verdiler. 

Tören, hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sonra erdi.

Güncelleme Tarihi: 14 Ağustos 2017, 15:09

derik47

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER