2013-08-30 15:21:39

ALİ CENGİZ OYUNLARI VE ABD

Hüseyin Akay

30 Ağustos 2013, 15:21

 
ABD’nin 2003 yılında gerçekleştirdiği Irak işgali ile yakın zamanda verilmesi muhtemel olan Suriye’yi işgal kararı arasında bariz benzerlikler bulunmaktadır. Bu yönüyle ABD’nin, geçen on yıla rağmen, global siyasi tavrında hiçbir değişiklik olmadığı görülmektedir. Bilindiği üzere Irak işgalinin başlıca dört gerekçesi vardı; Irak devletinin kitle imha silahlarına sahip olması, Irak Devletinin El Kaideci gruplardan olan Ensar el İslam örgütünün faaliyet merkezi haline gelmesi, Irak halkının özgürleştirilmesi ve son olarak Irak Devletinin Ortadoğu’nun en önemli petrol bölgelerinden birine sahip olmasıydı (Bu son sebebi ABD halen kabul etmiş değil). Irak işgali öncesi BM Teftiş komisyonu yine Irak Devleti’nde kitle imha silahları bulunduğuna ilişkin bir veri bulunmadığına ilişkin açıklama yapmıştı. Buna rağmen ABD, 20 Mart 2003 tarihinde askeri müdahalede bulunmuş ve bu müdahaleye bir çok Avrupa ülkesi desteğini sunmuştur. Bugün Suriye’de de benzer koşullar oluşmuş veya oluşturulmuştur. Bugün, ABD’nin işgal gerekçelerine baktığımızda, bu gerekçeler; Suriye Hükümetinin kimyasal silah kullanması, El Kaideci gruplardan El Nusra’nın, muhalif örgütler arasında etkin bir statüye sahip olması, Suriye halkının özgürleştirilmesi ve elbette ABD’nin vazgeçilmezi olan petrol kuyularında hisse almak ve Ortadoğu’da ki petrol boru hattı haritasına hakim olmaktır. ABD aynen Irak işgalinde olduğu gibi BM Teftiş Komisyonu raporunu beklemeden bu müdahaleyi yapmayı planlamaktadır. Zaten ABD; Rusya ve Çin’in bulunduğu bir BM den de Suriye aleyhinde bir sonuç beklememektedir.
ABD, 2 yıla aşkın süredir devam eden Suriye’de ki iç çatışmalara görünürde sessiz kalmıştır. Görünürde diyorum çünkü esasında Suriye işgali, Irak işgalinin devamı niteliğinde bir işgaldir. Suriye toprakları, Ortadoğu petrollerinin Akdeniz limanına ulaştırması açısından stratejik bir öneme sahiptir. Yine sanılanın aksine petrol üretimi konusunda da Suriye toprakları azımsanamayacak bir potansiyele sahiptir. Nitekim Suriye Devletinin ihracatının yüzde 68’lik bir kısmı petrol ticaretinden oluşmaktadır. Bu sebeple ABD, birazda Irak işgali esnasında yaşadığı olumsuz tecrübelerden ders alarak Suriye iç savaşını son haddine kadar izleyerek, tüm dünya ülkelerinin sabırlarının taşmasını beklemiştir. Bu sayede; işgal harekatı Müslüman halkları arasında da daha da meşrulaşacak ve işgal sonrası oluşacak yönetimde ABD, bu sayede daha etkin bir rol oynayacaktır.
ABD her ne kadar müdahalenin sınırlı olacağını ve sadece Esed yönetimini uyarma gayesini taşıyacağını belirtse de, esasında bu açıklamayı daha çok İran ve Rusya gibi ülkelerin ilk tepkilerini yumuşatmak için yapmaktadır. Nitekim Suriye Devletine ABD tarafından yapılacak bir saldırıya, Esed yönetiminin tepkisiz kalacağı düşünülemez. Bu yüzden, ABD’nin sınırlı müdahalede bulunacağına ilişkin beyanı hayalci bir yaklaşımdır. Önümüzde, Türkiye’nin de, özellikle iki yıllık Suriye iç çatışmalarında, Esed yönetimine karşı gösterdiği aşırı duyarlı tavrı sebebiyle, baş aktör olarak katılacağı Suriye savaşı vardır. Bu savaş muhtemelen kısa sürecektir, nitekim süresi uzayacak bir savaş, Esed rejimini destekleyen diğer ülkelerin savaşa müdahil olma riskini arttıracaktır. Bu savaş sonrasında hedeflenen şey, Esed rejiminin yıkılarak yerine aynen Irak Devleti’nde olduğu gibi Şii, Sünni ve Kürtlerden oluşan yeni bir demokratik düzenin oluşturulmasıdır. Suriye’nin kuzeyi, Suriye’nin Kerkük’ü olan Rimelan bölgesiyle beraber Kürtlere bırakılacak; El Kaide uzantısı olan El Nursa örgütü Suriye’den tasfiye edilecek ve muhtemelen ülke 2 veya en fazla 3 özerk bölgeden oluşan kısmen uniter bir yapıya dönüştürülecektir. Özellikle Irak da olduğu gibi, petrol bölgelerinin büyük bir kısmına sahip olacak Kürtler yine ABD’nin göz bebeği olacak, geri kalan kısım da yıllarca sürecek bir iç savaşa terk edilecektir. Bu senaryo geçmişte Irak Devleti için gerçekleşen senaryoya uyarlama yaparak oluşturduğum bir senaryo, fakat bunun ayrık durumları da olabilir elbette. Örneğin; süresi uzayan bir savaşta, İran ve belki de Rusya gibi ülkelerin savaşa doğrudan veya dolaylı olarak dahil olma ihtimalleri yüksektir. Bu ihtimal, beraberinde 3. dünya savaşını getirebilecektir. Yada Şii gruplar İran devletinin de desteğiyle ABD’nin bu senaryosuna karşı gelerek ABD’ye ve Sünni halka karşı bağımsızlık savaşı da verebilir. Bu ihtimal, ABD için Suriye Devletini Vietnam’a dönüştürebilir. Irak savaşında tecrübe sahibi olan El Kaideci grupların tasfiyesi mümkün olmadığı takdirde yeni kurulacak Suriye Devleti belki de yıllarca sürecek bir terör eylemine de maruz kalabilir.
Bu saydığımız ve ön göremeyeceğimiz diğer ayrık durumlar mevcut olsa da, Suriye Devletinde ki bu savaşın bir an önce sonlandırılabilmesi için, Suriye’ye dış müdahalenin yapılması zaruri görünüyor. Tek sorun bu müdahalenin yapılış şeklidir. ABD silahlı çözüm konusunda kararlı görünüyor, fakat doğru olan şey diplomatik çözüm yolları tüketilmeden böylesi fevri bir müdahalenin yapılmamasıdır. Aksi takdirde muhtelif felaket senaryolarının gerçekleşmesi içten bile değildir.

Yorumlar (1)

lorin siyabend 11 Yıl Önce

guzel analiz

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.