2013-08-05 03:13:07

AFRİKA DERİNLİĞİNDE YENİ İTTİFAKLAR

FEVZİ ŞAHİN

fsahin2018@hotmail.com 05 Ağustos 2013, 03:13

AFRİKA DERİNLİĞİNDE YENİ İTTİFAKLAR
Ortadoğu, an itibarıyla kasırgaya dönmüş durumda öyle ki; olanlara günlük teşhis koyan uzmanlar, bir gün sonra yaptığı analizin yanlışlığını anlıyor, yapılan hatayı telefi edinceye kadar, olaylar bambaşka bir boyuta geçiyor. Çünkü yerel kaynaklar ile uluslararası hırslar arasındaki yanlış hesaplamalar, politikaların başarısız olmasına neden olmaktadır. Gelişen olayları taktikler ve stratejiler üzerinden oluşan parametrelere göre anlamlandırırsak, Ortadoğu stratejik yapısal ve siyasal bir değişimden geçiyor zira yaklaşık 80 yıllık modeller yıkılmakta yerine yeni ittifaklar ve sistemler kurulmaktadır. Bu değişim sürecini “olgu” olarak ifade edersek, olgular da bir takım olaylar zincirini beraberinde getirir. Hele de burası Batılı gözüyle, az gelişmişlik, dini radikalizm, hukuksuzluk, ekonomik problemler, diktatörlük gibi kavramlarla özdeşleştirilince bölge içinden çıkılmaz bir şablona ve onun içinde de ayrı bir labirente dönüşüyor. Bütün bu yapı değişimlerinde problemler, dalgalanmalar olması kaçınılmazdır.
Değişimde küresel güçlerin rolünü anahtar kelimelerle analiz edersek;
Ortadoğu'da etnik, ana mezhepler ve mikro mezhepler gibi çeşitli kırılganlıklarda fay hatları mevcut. Bunlardan ana fay hattı üzerinde Rusya ile ABD var. Özellikle Suriye ve İran konusunda soğuk bir çatışma mevcut ve eksen enerji hatları ile enerji lojistiğine doğru kaymaktadır. ABD ve Rusya, Ortadoğu'da ortaya çıkacak her türlü değişim ve dönüşümü çok yakından takip ediyor. Parlayan üçüncü büyük güç, Çin küçük ama sağlam adımlarla Ortadoğu'ya giriyor. Avrupa (İngiltere, Almanya ve Fransa), bölgesel güçler Türkiye ve İran'da fay hatları üzerinde farklı taktikler izliyor. Almanya İslamcılık ve Doğu siyaseti ekseninde düşünülmeli bu hatta. Özellikle Avrupa’da yaşanan ekonomik krizden yararlanarak ipleri tamamen ele geçiren Almanya, Avrupa'nın patronu olarak, yeni Ortadoğu senaryolarında, "ben de varım" diyor. Birinci dünya savaşında Sykes-Picot antlaşmasıyla Ortadoğu haritasını masa başında çizen İngiltere ve Fransa, Ortadoğu’da yeni ittifaklarla yeni dünya düzeni kurulurken, dışta kalmamak için önemli hamleler içinde bulunuyor. Daha Libya’ya müdahale tartışılırken Fransa’nın ani bir manevrayla müdahaleye öncülük etmesi ve NATO’nun askeri kanadına tekrar üye olması önemli ipuçlarıdır.
 İsrail’in Filistin ile masaya oturması ayrıca yakından takip edilmesi gereken ayrı bir fay hattı gibi gözükse de bu hat Afrika derinliğinde yani Mısır’da ana hat ile birleşmektedir. Ancak en önemlisi Afrika derinliğinde çıkarları olan ülkeler hesaba katılmalıdır. Afrika jeopolitiğinin en önemli ayağı olan Nil Deltası ve bunun uzantısı olan Yukarı Nil Havzası’nın denetimi tarih boyunca bölgenin kaderini belirleyen etkenlerden olmuştur. Bölgede enerji kaynakları, su paylaşımı, tarım alanları gibi çatışma alanları, bu bölgede yeni bir düzen arayışını da gündeme getirecektir. Burada oyun kurucu konumdaki ABD’nin rolünü Brownlee’nin deyimiyle özetlersek; “Mısır'da demokrasinin ABD'nin önceliği olduğunu pek söyleyemeyiz. Tarihsel olarak da bu böyle oldu, demokrasi ve stratejik çıkarların birbiriyle uyuştuğu bir dönemde ikisi de desteklenir, ama aralarında bir çatışma çıkar ve gerginlik patlak verirse, o zaman ABD stratejik çıkarlardan yana durur.” Çünkü ABD için işbirliğinin ve yakınlığın vazgeçilmez şartları, petrol arzının istikrarı ve İsrail’in güvenliğidir. ABD, bu şartları sağlayan ya da taahhüt eden bölgedeki otoriter rejimleri destekleme konusunda herhangi bir tereddüt yaşamamaktadır.
Mısır ve Suriye'nin durumu?
Suriye'de yüze yakın farklı muhalif grubun varlığından söz edilmektedir. Enerji kaynaklarının önemi ve bölgedeki siyasi gelişmelerin çok boyutluluğunun en ince haliyle ortaya çıktığı Suriye’deki son gelişmeler etrafında kristalize olan sorunlar, Rusya ve Çin vetosu ile Suriye krizini kilitledi. Bölgesel dengeler açısından kritik bir konumda olan Mısır’ın bugün yaşadığı vahim olayları doğru anlamak ve yorumlamak için siyasi tarihine bakmakta fayda vardır. Mısır dünya tarihine yön vermiş uygarlıkların beşiği olması ve jeo-stratejik önemi nedeniyle tarih boyunca, dünya hâkimiyeti kurmak isteyen her devlet için elde edilmesi gereken bir bölge olmuştur.
Bölgesel güç pozisyonuyla Türkiye, hem tarihten gelen dini bağlılıklar hem de yeni dünya düzeninde, bölgede lider ülke olma özelliğiyle tarihi fırsatlar eşliğinde hamlelerini sürdürüyor. Arap ülkelerindeki değişim sürecinde İran'ın Şii Hilali projesine karşı Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Katar’dan oluşan Sünni Dolunayı'nın rotasının Mısır'daki darbenin ardından değiştiği düşünülebilir. Bu gelişme İran'ın bölgedeki yayılmacı politikalarını artırabilir. Hamlelerinden anlaşılan İran’ının hem ittifaklar içerisinde olduğu hem de yönlendirme ve lojistik gibi bir takım destekler içerisinde bulunduğudur. 
Strateji Denklemi
Mısır, Sünni İslam dünyasında önemli bir merkezdir ve Afrika'ya açılan kapıdır.
Ülkenin enerji merkezlerine yakınlığı ve Kızıl Deniz’le Akdeniz’i birbirine bağlayan Süveyş kanalını kontrol etmesi uluslar arası ekonomik düzende ciddi endişelere neden olmaktadır. Mursi, yönetiminin askeri darbeyle devrilmesi, aslında Şii Hilali projesine karşı geliştirilen Sünni Dolunayı projesine vurulan bir darbedir.
Mısır'daki gelişmeler, bu ülke üzerinde, Washington ve Londra'nın bir mutabakata vardığını göstermektedir. Bu durum, Yeni Mısır'ın ABD ile Avrupa arasında bir denge oyunu oynayamayacağı anlamına gelmektedir.
Rusya, enerji gelirlerine bağımlı bir ülkedir ve en büyük alıcı Avrupa'dır. Avrupa, enerji bağımlılığında Rusya'dan kurtulmak istiyor. Bu noktada; bölgede yaşanacak farklı bir ittifak Avrupa için son derece elzemdir.

Sonuç:
 Türkiye ve Mısır’ın dış politikaları incelendiğinde bölgenin hassas konularında uyumluluk içinde oldukları gözükmektedir, bölgede kapsamlı ve adil barışın sağlanması, Filistin meselesine bakış, Suriye vatandaşlarının isteklerinin meşru görülmesi gibi çoğu meselelerde görüş birliği görülmektedir. Çünkü jeo-stratejik düzeyde iki ülke arasında çok benzerlik vardır. Böylesi güçlü iki ülke arasında bölgesel ve küresel düzeyde söz konusu olan işbirliğinin etkisi de büyük olacaktır.

Yorumlar (2)

Timur özcan 11 Yıl Önce

sayın yazar sanırım haklısınız ortadoğuda saatlik stratejiler değişiyor işte bu gün mısırdaki katliamın arkasındaki bağlantılara bakmak lazım. israilede değinmişsiniz sanırım bir şeyler anlaya biliyoruz.

Fevraham 10 Yıl Önce

sayın şahin çok çarpıcı tespitleriniz var. inşaallah yetkili kişiler de bu tespitlerinizden faydalanır. allah ilminizi daim etsin.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.