2016-01-17 08:51:14

Orta Doğuda Siyasi Dengeler

Cemil AYDOĞAN

17 Ocak 2016, 08:51

Tarih tekerürden ibarettir. Bundan yaklaşık 4.000 yıl önce dünyanın ilk imparatorlukları olan sümer , hitit ve mısırlıların imparatorluk savaşları bu coğrafyada yaratılan uygarlıklarla beraber acımasız savaş sahnelerinede neden olmuştur.

Arkasında Romalılar , Persler , Emeviler , Bizans , Abasi , Selçuklu , Eyyubi ve Osmanlı İmparatorluklarını ortadoğu coğrafyasında siyasi ve askeri olarak aktif rol aldıklarını söylüyebiliriz.

Bu İmparatoluklarının çıkışları o günün şartlarında inanca dayalı adalet ve güçlü bir savaş politakısına dayanan farklı coğrafyalara hakimiyet amaçları olan devlet yapılarından oluşurdu.

Ne acıdırki Mezopotamya coğrafyasın’da kim hakimiyet kurmuş ise Dünya Coğraflarına göz dikmiştir. Dünyanın her hangi bir coğrafyasında güçlü bir kırallık kuran devletlerde Mezopotamya fethini amaç etmiştir. İlk çağ ve orta çağ tarihlerinde bu coğrafyalar uygarlıklarla beraber en acılı ve karanlık savaş manzaralarınada sahne olmuştur.

Çağımızda uzun süre başını ABD’nin çektiği kapitalist ve emperyalist sistem ile başını sovyetler birliğinin çektiği sosyalist sistem arasında uzun süre devam eden soğuk savaşlar ve sistem savaşlarını beraberinde getirmiştir.

Sovyetlerin yıkılmasıyla beraber ABD’nin siyasii ve askeri olarak dünya hakimiyeti gibi bir görüntüsü ortaya çıkmıştır.

Ancak tek yönlü bir hakimiyetin çağımız dünyasında bilimsel ve toplumsal kriterlerinede uygun düşmediğinide görmek lazımdır.

Çünkü karşıtlar birbirlerinin varlığını mutlak şekilde yaratmaya neden olan olgulardır. Tarihten günümüze kadar kim bu iki dünya dengesine rağmen ayağa kalmaya çalışırsa bu devletin ekonomik ve siyasi olarak ayakta durma şansı çok zordur.

Ortadoğuda İşid savaşı ile yeniden siyasi ekonomik ve Askeri savaşlara neden olan bir denge savaşı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Birinci denge ABD, Avrupa Birliği , Nato , Türkiye ve Irak Kürdistanıdır. İkinci Denge Rusya iran suriye rejimi Irak merkezi hükümeti PKK ve Gorandır.

Görünen köye klavuz istemez diye bir söz vardır. Biz İnsan hakları savunucuları olarak Rusyayı sovyetler birliği olduğu dönemden ‘de çok iyi tanıyoruz Güya Sosyalist olan sovyetler birliği Kürt Politikası ve diğer halkların politikalarında kirli bir sicilleri mevcuttur.

Örneğin 1946’da Sıtalinin İran işgalinde Mahabat Kürt Cumhuriyetini Kurması gibi , İran devletinin

Petrol kullanımını sovyetlere vermesiyle beraber dönemin sosyalist ülkesi mahabat kürt cumhuriyetini satarak İran devletinin insafına bırakmıştır. Sovyet Askeri güçlerinin çekilmesiyle beraber iran silahlı kuvvetleri mahabat kürt cumhuriyetini işgal etmiş Kadı Muhammet ve üst düzel yöneticilerini idam ettirerek bu halkın demokratik taleplerinin üzerine çizgi çekmiştir.

Ey rusya sen sovyetler birliği olduğun dönemde kürt halkı senin ne hayrını görmüştürki bu günkü kapitalist sisteminde hayır görsün .

İranın Ortadoğu Politikası ortadoğu halklarına rağmen şekillenmiş bulunmaktadır. Esada bağlı bir suriye sınır Kürdistanı ve ırak kürdistan federasyonunu yıkarak goran ve PKK’yi hakim duruma getirmesi , Türkiyede’de sonuçsuz ve barışı amaçlamayan bir savaş ortamının devamından yana bir politikayı hayata geçirmeye çalışmaktadır. Ancak Allahında bu kirli projeler karşısında sürekli alternatif projeleri vardır. İran Kürt halkının içinde karanlık ellerini çekerse kanımca kendi lehine olacaktır.

Yeniden bir suni ve şii savaşı irana hiçbir yarar getirmiyecek . Kendi Ülkesine Sadece tahribat ve yenilgiyi getirecektir.

Çünkü ortadoğu tarihine bakıldığında şiilerin bölgesel olarak hiçbir zaferine tanık olunmamıştır.

Tarihi süreçleri biraz bilen bir şahsiyet olarak söylüyorum ; Ortadoğunun bu dengeler savaşında batı yanısı demokrasi cephesi kazanacak. Doğunun diktatörlük cephesi kaybedecektir.

Bu siyasi dengeler ışıgında barış Demokrasi ve özgürlük iddiasında olan bu kritik coğrafyada yer alan siyasi partiler kurum ve kuruluşların kendi özel ve subjektif çıkarlarını bir tarafa bırakarak ilerde oluşabilecek suni şii çatışma yaratabilecek ortamları ortadan kaldırmak lazımdır .

Çağımız dünyasında eksiklikleriyle beraber batıda şekillenen İnsan hakları barış ve demokrasi sisteminde uzlaşma zemini yaratarak herkesin yer alması gelecekte kendi halklarının barış ve demokrasi kulvarlarının yaratılmasını beraberinde getirmiş olacaktır.

Yorumlar (1)

NUMAN ERUMUT 8 Yıl Önce

güzel i̇nsan kardeşi̇m(bırımı)sn.cemil aydoğan a canı gönülden katılıyorum.onu herzaman dua ile anıyorum ve sonsuz sağlık ve başarılar diliyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.