banner113

Yapıcıoğlu: `Saldırıların cevabını halk 30 Mart`ta verecek`

Diyarbakır`da halka seslenen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, kendilerine yöneltilen iftira ve saldırılara karşı cevabı, 30 Mart yerel seçimlerinde halkın vereceğini söyledi.

Yapıcıoğlu: `Saldırıların cevabını halk 30 Mart`ta verecek`
DİYARBAKIR - HÜDA PAR, Diyarbakır İstasyon Meydanında, saat 13.00`te `Şeyh Said Kıyamından Roboski`ye Mazlum Müslüman Kürtler` adlı bir miting gerçekleştirdi. Miting, Muhammed Abdulhadioğlu’nun Fetih Suresi’ni okumasıyla, coşkuyla başladı.

Halka hitap eden Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, kendilerine yöneltilen iftira ve saldırılara karşı cevabı, 30 Mart yerel seçimlerinde halkın vereceğini söyledi.

Artık, zalimlere ‘Dur’ deme vakti geldi
Konuşmasında Halepçe katliamına değinen Yapıcıoğlu, “1988 yılının 16 Mart’ında Halepçe’de kimyasallarla yapılan katliamı yapan zalimleri bir kez daha lanetlemek için bir araya geldik. İnsanlık tarihi boyunca insanlığın çok az bir kısmı kitleleri zayıf düşürdüler. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürdüler. Onları birbirine düşürdüler. Kendileri zayıf birer kul iken kan içtiler, kan emdi bu zalimler. Tarih boyunca zalimlerin uyguladıkları taktikler bu olmuştur. İnsanları zayıflatmak için ekonomik ve askeri olarak gücü ellerinde tuttular. Sonra insanlardan aldıkları bu gücü onlara karşı kullanıp onları ezdiler. Bugün de aynı taktik devam ediyor. Dünyanın dört bir tarafına bakın. Bir memleketin bütün sermayesini eline geçiren, o memleketin çocuklarını kendilerine asker yaparak, kardeşlerini, bacılarını ezmek için kullanıyorlar. Zayıf bırakılmışlar, sayıca az oldukları için değil; mustazaflar birliklerini kaybettikleri için, mustazaf duruma düşmüşlerdir. Bizler İnşallah bu meydanda birlik mesajımızı, kardeşlik mesajlarımızı en uzak meydanlara kadar göndereceğiz. Bir zamanlar bizler de mustazafdık, zayıf düşürüldük. Katledildik. Ama oyunu gördük; birleştik, bir araya geldik, kenetlendik. Meydanları doldurduk. Zalimlere ‘DUR’ deme vakti geldi dedik. Artık ‘durun ey zalimler diyeceğiz. Mustazaflar iken bu kenetlenme bir sıkılı yumruk gibi kenetlenme, bir araya gelme sayesinde Rabbimin lütfü ve inayetiyle mustazfların ümidi haline geldi. mustazaflar ümmetsiz değil artık. Ey mustazflar, ey Kürdistan, ey zalimlere karşı sesi kısılmış kardeşlerim. Yükselt sesini, kaldır şehadet parmağını ve hakkı haykır” diye konuştu.

"Davamız, insanlık tarihi kadar eskidir"
“Ey dünya zalimleri korkun, titreyin, sonunuz yakındır” diyen Yapıcıoğlu, “Zira Rabbimin vaadidir. O mustazafları yeryüzünün varisleri yapmayı vaad ediyor. Adalet güneşinin doğması yakındır. Hidayet güneşinin doğması yakındır. Müjde verin mazlumlara… Bu mücadele aslında insanlık tarihi kadar eski bir mücadeledir. İnsanlık tarihi bir yönüyle peygamberler tarihidir. İnancımıza göre ilk insan olan Adem babamız, aynı zamanda ilk peygamberdir. Ve ilk insan ile birlikte hak ve batıl mücadelesi başlamıştır. Tüm peygamberler hak mücadelesi vermişlerdir. İnsanları kul eden zalimlere diz çöktürüp insanları sadece bir ve kahhar olan Allah’a kul etme mücadelesidir. Partimiz henüz yeni olabilir, 15 aydır kurulmuş olabilir. Parti yeni, mücadele insanlık tarihi kadar eskidir. Babamız Adem’in başlattığı mücadeleyi sürdürüyoruz. Hz. İbrahim’in put kırma mücadelesidir. Hz. Musa’nın, Hz. İsa`nın, Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) mücadelesidir. Ne demişti tüm peygamberler, ‘gelin Allah’tan başka ilah yoktur’ deyin. Zalimler ise ilahlık iddia ederek, kimyasallarla bir günde 5 bin insanı katletmeyi hak olarak görüyor. Bu yüzden Suriye’de 140 bin insanın kanını dökmeyi meşru görüyorlar. Binlerce kilometre uzaktan gelip Afganistan, Pakistan’ı işgal etmeyi hak olarak görüyorlar. Kundaktaki bebeleri öldürmeyi kendilerine meşru görüyorlar. İlahlık iddia ediyorlar. Bizler istasyon meydanından bir kez daha haykırıyoruz, La İlahe İllallah. Bu sahte ilahların hepsinin ilahlığını reddetmeden Allah`a kul olmak mümkün değildir. Önce `La` diyoruz. Önce sahte ilahlara `La` diyoruz. Sonra `İllalalah` diyoruz. Gerçekten bu ilahlık iddiasında bulunan tağutların sonu ancak Allah’a kul olan insanların bir araya gelmesiyle mümkündür. Kardeşliğinizi pekiştirin, sevgi bağlarını güçlendirin. Ey dünya mustazafları birlik olun, beraber olun. Birinizin diğerini kullanmasına fırsat vermeyin.” diye belirtti.

"Kurtuluşlun reçetesi Kur’an’dır, İslam`dır"
Zalim ve zorbaların her zaman aynı oyuna başvurarak insanlığın huzurunu kaçırdığını ifade eden Yapıcıoğlu, “İnsanlığın başına bela olmuş zalimler her zaman ayın oyun ve hilelerle insanların karşısında durmuşlardır. Dün Hakkari’de, Yüksekova’da, bugün ise Fiskaya’da olan şey zalimlerin mustazafları birbirine düşürme oyunudur. Tarih boyunca bu zalimlerin zulmünden ve tasallutundan kurtulmaya çalıştık. Bazıları kurtuluşu yanlış yerlerde aramışlardır. Yanlış mücadelelerle kurtuluşa ereceklerini sanmışlardı. Yanlış bir reçete ile kurtuluşa ereceklerini sananlar, başka zalimlerin peşine takılmışlardır. Kendilerine kurtarıcı yaptıkları o zalimler başlarına daha büyük zulümler getirmişlerdir. Ey Kürdistan, ey sahipsiz ve mazlum Kürt’ler uyanın. Kurtuluşunuzun reçetesini yanlış yerlerde aramayın. Yoksa kurtuluş mücadelesini bir ömür boyu verebilirsiniz. Şimdi soruyorum. Siz ey hakları elinden alınmış, ey zayıflatılmış ve ey kalbi Allah ve peygamber sevgisiyle dolu kardeşlerim, siz zulümden kurtulmak istiyor musunuz? Peki, siz sadece zaliminizi mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir zalim gitsin, diğeri gelsin mi istiyorsunuz? Hayır. O halde çare bellidir. Allah’a kul olmaktır. Biz hiçbir kula kul olmayız. Ancak ve ancak Allah’a kul oluruz. Kurtuluşlun reçetesi Kur’an’dır, İslamdır” dedi.

"Halkımız iftiralara cevabını 30 Mart’ta verecek"
Partilerine yönelik iftiralarda bulunulduğuna dikkat çeken Ypıcıoğlu, “Bizim için bazı iddia ve ithamlarda bulunuyorlar. Diyorlar ki, ‘Bunlar daha yeni kurulmuş bir parti. Bir yıllık geçmişleri var. Ciddi bir tabanları da yok. Bunlar bir şey yapamazlar.’ Bir yandan böyle diyorlar; öte yandan okyanus ötesindeki Amerika’dan, buradaki yerli işbirlikçilerden yardım istiyorlar ve bizlere saldırıyorlar. Madem HÜDA PAR yeni kurulmuş ve güçsüz yeni bir parti iken neden saldırmak için hepiniz güçlerinizi birleştiriyorsunuz? Bu sorunun cevabını vermeleri lazımdır. Türlü türlü ithamlar var. Kimi diyor ki; HÜDA PAR Kürtlerin oylarını kırmak için AK Parti’nin bir oyunudur. BDP bu propagandayı yapıyor. AK Parti diyor ki, bunların BDP ile farkı yok. Bunlar yeşile boyanmış hali. Bunlar Kürtlerin oylarını bölecek. Birileri diyor bunlar MOSSAD oyunudur. Bunlara şöyle diyorum: Biz parti programımızda da yazdık. Filistin toprakları üzerinde korsan bir terör şebekesi olan İsrail’i devlet olarak tanımıyoruz. Böyleyken nasıl olur da MOSSAD, HÜDA PAR’ı kurmuş olur. İnsanda biraz muhakeme olur. BDP yöneticileri kendilerine, AK Parti yöneticileri de kendi partilerine oy versin. Biz halkımızın oylarını istiyoruz. Halkın oyu kendisinindir. Allah’ın izniyle 30 Mart akşamı yüzleri kızaracak. HÜDA PAR’ın tabanı var mıymış yok muymuş göreceğiz.” diye ifade etti.

"Bunların gözlerini kin ve nefret bürümüş"
Şırnak ve Cizre’de yaptıkları miting dönüşünde yaşadıkları olayları hatırlatan Yapıcıoğlu, “Biz dün Şırnak’taydık. Hz. Nuh’un torunlarına veya onlarla gemiye binmişlerin torunlarına seslendik. Şırnak dönüşü Cizre yolunda 12-13 yaşındaki çocuklar otobüsümüze taş attı, otobüsün camı kırıldı. Cizre’de yine bu yaştaki çocuklar sokak aralarına saklanıp otobüsümüzü taşladı. Bunun sebebine biraz değinmek istiyorum. Hür Dava Partisi kurulduğunda Türkiye’de tam 70 siyasi parti vardı. HÜDA PAR 71. Siyasi parti oldu. Amed’de, Cizre’de, Batman’da siyasi parti sayıları 5-10`u geçmiyordu. Yapılan saldırılar ise en fazla bizeydi. Çünkü saldırılar bizim şahsımıza değil; reçetemize karşı kinleri var. Biz sahte ilahlarını reddettiğimiz için bize saldırıyorlar. Hazro’dan gelen kardeşlerimiz Fiskaya’dan geçerken saldırıya uğradılar. Pompalı tüfeklerle de ateş ettiler. Gözlerini bu kadar kan bürümüş. Kendilerine göre burası onların kalesi. Kaleye kimseyi sokmamak gerekir. İyi de sen seçim yapılmasını istemiyorsan; ‘buranın sahibi benim’ diyerek sandık kurulmasın, diyerek seçimi reddet.” diye konuştu.

"Davamızı ve dersimizi Şeyh Said’ten almışız"
Van’da miting dönüşü azgın bir güruh tarafından bayanlara saldırı yapıldığını belirten Yapıcıoğlu, “Geçen Pazar günü Van mitingindeydik. Mitingden dönen 5-6 tane bacımıza insanların yapamayacağı bir şey yaptılar. Kadınları dövdüler. Arka ayaklarıyla da tekmelediler. Buradan ben bu hareketleri yaptıranlara sesleniyorum. Bakın Cizre’de yapanların çoğu çocuktur, dedim. Onlar bilmiyorlar. Taif’i hatırladım. Ama onları yönlendirenlere sesleniyorum: Aklınızı başınıza alın. Bu mücadele babamız Adem’den beri devam eden bir mücadeledir. Bizim kardeşlerimiz; seyidi şüheda Hz Hüseyin’den ve Şeyh Said’den zulme baş eğmeme dersi almış. Haddinizi aşıyorsunuz, kendinize bir çeki düzen verin artık. Bu memleketin huzurunu kaçırmayı bırakın. Sabrımız; milletin huzuru kaçmasın diyedir. Yoksa korktuğumuz için bunlara cevap vermiyor değiliz. Biz istersek; sizlere miting yaptırmayabiliriz. Sizleri sokağa çıkartmayabiliriz. Bunu yapacak gücümüz var. Sizin derdiniz oturduğunuz koltukları kaybetmemektir. Onları biz sömürelim istiyorsunuz, sömürtmeyeceğiz. Biz sistem değişimi istiyoruz. Biz şu veya bu partinin değil; biz sistemin alternatifiyiz. Sizin ağabeyleriniz sizleri bize saldırtıyor. Onlara diyoruz; Kullandığınız hiçbir alet size fayda vermeyecek. Zira güneşin doğma vakti geldi. Bu İlahi bir düzendir. Hiçbir beşeri güç güneşin doğuşunu engelleyemez. Hiçbir güç, doğudan doğup batıdan batan güneşin yönünü değiştiremez. Gücünüz yetiyorsa haydi onu batıdan getirin.” dedi.

"Ey Müslümanlar, bir olun, birlik olun!"
Birlik ve beraberliğe vurgu yapan Yapıcıoğlu, “Zulmün geriye gitmesi, geri adım atması, mazlum ve mustazafların kurtuluşu ancak bir ve beraber olmalarıyla mümkündür. Sizlere müjde veriyorum. Bu kadar kutlu bir davanın yolcusu olarak, böyle bir hedefi gerçekleştirmeye aday ve yola çıkmış olarak, aranızdaki kırgınlıkları bir kenara bırakın. Bütün Müslümanlar, Allah’a iman etmiş kullar, sadece Allah’a kul olup bütün kulların kulluğunu reddedip birleşin. Ta ki zulümden kurtulun. Ta ki sadece trenin makinistini değiştirmiş olmayasınız; makas da değiştiresiniz. Ve adaleti her tarafa yayasınız, diye birleşin. Bir olun, diri olun güçlü olun ve her tarafa kelime-i tevhidi yani la ilahe illallah’ı haykırın." diye konuştu.

"Bu gün ümmetin yetim halkının tarihteki en büyük katliamlarından birini yaşadığı gündür"
Daha sonra konuşan Hür Dava Partisi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı M. Hüseyin Yılmaz ise, bu günün ümmetin yetimi, değerli sahipsiz bir halkın tarihteki en büyük katliam ve acılarından birini yaşadığı gün olduğunu belirterek Halepçe katliamına değindi.

HÜDA PAR olarak yapılan katliam ve zulümleri unutmayacaklarını belirten Yılmaz, “1925 Kıyamı, Koçgiri, Zilan, Dersim, Enfal, Susa camii ve Halepçe katliamlarından, Roboski’ye halkımıza karşı işlenen tüm katliamları ve zulümleri unutmayacak ve unutturmayacağız, inşallah. Kadın, çocuk, genç yaşlı demeden vahşice katledilen mazlumlara Allah’tan rahmet diliyorum.

Şeyh Said kıyamından, Bediuzaman Saidi Kürdi’nin mücadelesinden, Mustazaflar Hareketine ve HÜDA PAR’a halkımızın İslami kurtuluş mücadelesi devam ediyor. Davamız Saidlerin davasıdır. Mücadelemiz Saidlerin fikirlerini hakim kılma mücadelesidir. Rabbim nasip ederse, Şeyh Said ve dava arkadaşlarını unutturmamak, mücadelelerini canlı tutmak için metfun oldukları yere, Kıyam/Şehidler Mescidi yapacak, darağaçlarının kurulduğu ve idam edildikleri dağkapıdaki meydana da Şeyh Said Meydanı adını vereceğiz.” ifadelerine yer verdi.

“Dağkapı Meydanının ismini Şeyh Said meydanı yapacağız”
HÜDA PAR olarak Dağkapı Meydanına Şeyh Said meydanı adını vermek için girişimlerde bulunduklarını belirten Yılmaz; “Bundan iki yıl önce Mustazaf Der genel başkanı olarak, topladığımız 120 bin imza ile Diyarbakır büyükşehir belediyesine mezar yerlerinin tespiti ve Şeyh Said Meydanı için başvuru yaptık. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı en kısa zamanda belediye meclisini toplayacağını ve meydanın adını değiştireceğini söylemişti. İki yıl oldu halen cevap yok. Demek ki, daha önemli işleri varmış.” diyerek mevcut belediyenin bu konuda bir çalışma yapmadığını belirtti.

“Yusufi mekanlardan sonra Yusufi makamlara talibiz”
İnançlarını yaşadıkları için bedel ödediklerini belirten Yılmaz konuşmasının devamında şöyle konuştu: “Hazreti Yusuf gibi, Yusufi Mekanlardan sonra Yusufi Makamlara talibiz. Sizin içinizden çıkan tamamı yerli olan, İnançlı kadrolarla sizlere hizmet etmek için geliyoruz. Çünkü bizler, ‘Sizin en hayırlınız, insanlara faydalı olandır’ ‘Kavmin büyüğü, halkına hizmet edendir.’ Diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Bunun için diyoruz ki, bizler halkımıza efendilik taslamaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz. Sizler bizleri çok iyi tanıyorsunuz. Bizler ‘Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir’ hadisi şerifindeki uyarıyı dikkate alarak şehrimizdeki fakir ve muhtaçlara, dul ve yetimlere sahip çıkmak, onları korumak ve ihtiyaçlarını karşılamak için hayır kurumları kurduk. Çocuklarımızı ve gençlerimizi her türlü ahlaki yozlaşmadan korumak için, dindar nesiller yetiştirmek için dernekler kurduk. Bunları yaparken de hiçbir karşılık beklemedik. Tek gayemiz vardı o da Allah rızası idi. Bizim en iyi bildiğimiz iş halkımıza hizmettir. İslami çalışmalardır. Bu meydanda her yıl yaptığımız kutlu doğum mevlidi bunun ispatıdır. Tek gayemiz vardır. Toplumun ıslahı, halkımızın tüm haklarına kavuşması ve layık olduğu hizmeti görmesidir. Bizim için halkımızın menfaati, her türlü partisel ve kişisel menfaatin üzerindedir.”

“30 Martta sadece başkanımızı seçmiyorsunuz”
30 Martta yapılacak yerel seçimlerin salt bir seçim olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz; “30 Mart 2014 tarihinde sadece başkan seçmiyorsunuz. Şehrimizin, halkımızın kaderini belirleyeceksiniz. Ya toplumun ıslahı, çocuklarınızın istikbali, şehrimizin hizmet görmesi için çalışanları seçeceksiniz. Ya da toplumu ve gençliğimizi ifade eden, özgürlük adına LGBT sapıklarıyla bir olup, çocuklarınızı eşcinsel yapmaya çalışanları, ihalecileri, partizanlık yapanları seçeceksiniz. Önceki seçimler gibi seçeneksiz değilsiniz. Bu seçimde sizin partiniz var HÜDA PAR var.” İfadelerini kullandı.

Günlük hayatta rastgele seçimler yapmadığımızı belirten Yılmaz; “İşyerine bir tezgâhtar alacaksan, bir kasiyer alacaksan bir eleman alacaksan rastgele mi alıyorsun? Yoksa araştırdıktan sonra, malını çalmayacağından emin olduktan sonra, güvenilir olduğunu anladıktan sonra mı alıyorsun? Sen köylü kardeşim; Sürünü gütmesi için, çoban seçerken araştırmadan ben çobanlık yaparım diyen her şahsı rastgele mi işe alıyorsun? Yoksa kuzularını, koyunlarını çalmayacağına emin olduktan sonra mı işe alıyorsun?” diyerek seçimlerde doğru adayları tercih etmenin önemini vurguladı.

Ev hanımı anne, teyze, bacılara seslenen Yılmaz; “Pazardan meyve sebze alırken, tezgahtaki malı incelemeden, pazarcının poşete doldurduğu malı kontrol etmeden mi alıyorsun. Çürük domatesi, elmayı alır mısınız? Almazsınız. Peki sizin seçeceğiniz ve şehrimizin bütçesinin başına getireceğiniz belediye başkanlarının bir tezgahtar kadar, bir çoban kadar, bir domates kadar önemi yok mu? Şahsi malımızı korumak için gösterdiğimiz hassasiyeti, başkan seçerken neden göstermiyoruz? Satın aldığınız domateslerin içinde çürük bir iki tane varsa diğerlerini bozmaması için hemen ayıklıyorsunuz. Başkan seçerken de aynı hassasiyeti göstermelisiniz. Hizmet görmemekten şikayet ediyoruz. Yetim malı olan belediyelerin malının çalınmasından eşe dosta yandaşa, örgütdaşa peşkeş çekilmesinden şikayet ediyoruz. Adaletin olmadığından, tarafsızlığın olmadığından partizanlıktan şikayet ediyoruz. Bu şikayetlerin bitmesi sizin elinizdedir. Mevcut Adaylar içinden dürüst olanları, adil olanları, size hizmet edecek olanları araştırmak ve layık olanları seçmek ve desteklemek, sizin elinizdedir.

Toplumun ıslahı, şehirlerimizin mamur olması, hemşerilerimizin hizmet görmesi gençliğimizin istikbali için şehirlerimizin idarecileri ve bu idarecilerin taşıdıkları vasıflar çok önemlidir.” diye ifade etti.

HÜDA PAR ile ülkeye bahar gelmiştir
Diyarbakır fethinin Amed halkı için büyük bir başlangıç olduğunu ifade eden HÜDA PAR Bağlar Belediye Başkan Adayı Vedat Turgut da, “Mart ayının sonunda nasıl kış bitiyor ve nasıl bahar başlıyorsa, HÜDA PAR’ın kuruluşu ile de büyük bir bahar mevsimi gelmiştir." ifadelerini kullandı.

"Müslüman olduğumuz için zulümler gördük"
Dünyanın her tarafında zulüm ve zorbalıklar yaşandığını belirten Turgut, “Filistin’e gidelim, bir yandan Yahudi bir yandan Hıristiyan müşrikler Müslümanların başına üşüşmüşler. Afrika’ya gidelim, Afrika’dakiler ten rengi siyahi oldukları için palalarla, satırlarla şehid ediliyor. Arakan’a gidelim, Myanmar’a gidelim oradaki Müslümanlar ashabı Uhdud gibi şehid ediliyor. Türkiye’ye Kürdistan’a gelelim. Zulüm ve zorbalık 90 yıldan bu yana buralarda var. Şeyh Said ve arkadaşları Dağkapı meydanında 46 arkadaşıyla şehid edildi. Yine Erzincan’a gidelim. Orada Seyda Molla İbrahim neden ki Müslüman`dı, idam fermanı çıkarıldı. Erzurumlu İbrahim Hakkı Allah’ın emri ile sabah namazında ruhunu teslim etti. İdam fermanı çıkarıldı ama haber geldi ki vefat etmiş. Vefat edip kefenlenmiş gömülmüş olmasına rağmen, kabristanından bazı askerler tarafından çıkarılarak tekrardan asılıp şehid ediliyor. Bu katliam Mussolini’nin tarihinde görülmemiş. Nemrud’un tairhinde görülmemiş.” dedi.

"Davamız Şeyh Said’in davasıdır"
HÜDA PAR’ın kuruluşunun Diyarbakır ve Amed halkı için büyük müjdeler barındırdığını ifade eden Turgut, “Türkiye’de, Amed’te İslami bir hareket çıktı. Şeyh Said’in davası çıktı. İki yönden zulüm gördük. Şehid Abdulselam’ı işkence ile şehid ettiler. Hakkari’de, Yüksekova’da neden ki Müslüman’dı dernek çatısında Ubeydullah Durna şehhid edildi. Neden ki evleri dolaşıyor, camilerde ders veriyorlardı. Yine aynı şekilde onbinlerce kişi camilerde ders verdiği için cezaevlerine konuldu. Hasan El Bennalar gibi yıllarca zindanlarda kaldılar. Fakat size istasyon meydanından müjde veriyorum. Kafirler ve zalimler bilsinler ki şimdi Kürdistan’da HÜDA PAR adıyla bir hareket ortaya çıkmış, ve esnaf ve köyleri dolaşıyor. Tüm isanları görüyoruz ki Muhammedi İslam`ın vakti gelmiştir. Hz. Ebubekir’in sadakati HÜDA PAR ile gelmiştir. Müjde ey Kürdistan HÜDA PAR geldi. Müjde ey Türkiye HÜDA PAR geldi” diye belirtti.

Miting yapılan dua ve seslendirilen ilahilerle son buldu.
(İLKHA)

Güncelleme Tarihi: 17 Mart 2014, 00:31

derik47

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER