banner113

Modern Kölelik ve Sömürü Düzeni


Parıltılı ışıklar ve güzel sözler ile süslenmiş, modern olarak dizayn edilen kölelik sistemidir.
Geçmiş yüzyıllardan beri yaşayan insan toplulukları için, gelirlerin dağılımlarında ki adaletsizliklerin her zaman büyük sorunlar haline gelmiştir.Devlet dediğimiz organize yapılarını göz önünde bulundurursak,devletlerin her kademelerinde insanların zaaflarıyla ciddi bir şekilde ve orantılı olarak büyük yolsuzluklar ortaya    çıkmaktadır ve toplumların en alt tabakalarında ki insanların ciddi anlamda büyük haksızlıklara ve zulümlere uğratıldığı görülmektedir.
 Ekonomik anlamda farklı ve gelir düzeyleribakımından ayrı olan devletleri karşılaştıracak olursak; gelir dağılım oranlarının adaletsizliği, devleti oluşturan toplumların bilinç düzeylerine göre büyük bir farklılık göstermektedir.Bilinç düzeyleri yüksek olan toplumlarda gelir dağılımlarda ki adaletsizliklere pek rastlanmamaktadır.Toplumların cahilliği ne kadar yüksek ise,gelirlerin dağılımlarında ki adaletsizlikler de o oranlarda da artma göstermektedir.Bilinçli cahil olmayan toplumların,kendilerine karşı,kendi ailelerine karşı, çevrelerine karşı ve kendi devletlerine karşı olan sorumluluklarının farkındadırlar.
 Ülkemizde ki ,toplumsal bilincin azalması demek sorumlulukların ve farkındalıkların azalmasına yer açmak demektir.Mesele Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ki toplumların kendilerine karşı ve ailelerine karşı olsun sorumlulukların  farkındadırlar.Ancak hepimiz çevremize karşı ve milletimize karşı kendimizi asla sorumlu hissetmeyiz. Burada da birçok sebep vardır.Bunlarında başında en büyük sebep olan bencil olmamız ve kendi kişisel çıkarlarımızın çabasıdır.Diğer bir taraftan da en büyük nedenler den biride mevcut yönetim sistemlerinin insanları büyük yolsuzluklara,rüşvetlere teşvik etmeleridir.
 Aptal olan toplumların, akıllı olan tüm toplumdakilerin hükümleri altında yaşadıklarını da biliyoruz.
 Şöyle de bakabiliriz.Batılı olan büyük devletlerin savaşlarda alamadıkları Anadolu'nun tüm topraklarının,kendi insanlarımızın kişisel çıkarlarının ve zaafları sonuçları sebebi ile ekonomik olarak ciddi anlamda bir işgal söz konusu olmuştur.Bu işgaller de halen sürmektedir.Zaafı olup da cahil olan insanları satın almak çok kolaydır. Para denen pislik cehaleti en çok sevendir,idealistlerin her zaman fakir yaşadıklarını biliriz. Vatanını toprağını sevenler,kardeşlik barış isteyenler ise sadece ölürler.
 Sadece tek bir kişinin veya kurumun kişisel zafiyetlerinden dolayı, Türkiye cumhuriyeti Devleti Ülkemizde yabancı batılı devletlerinde dahili oldukları birçok sömürü düzenleri kurulmuş olup ve o kurdukları sömürü düzenleri sayesinde,21.yüzyılın ortasında bulunduğumuz zaman dilimin de bile hala en alt tabaka da  insanlarımız ciddi ekonomik sıkıntılar çekmekte devam etmektedirler.
 Türkiye Cumhuriyet'i Ülkesin de kendi toplumlarına sömürmenin çok çeşitli yöntemleri uygulanmaktadır.En son  sömürge yöntemler ise, banka kartları ,banka kredileri,tüketimlere teşvik eden kampanyaların, tamamen insanları sömürmek amaçlı kandırmaya yönelik televizyon reklamları ön plana çıkmaktadır.
 İnsanlarımızın hemen hemen hepsi kazandıklarından daha fazlasını harcamaya başladılar ve bugünlerde de halkın ve toplumunun büyük bir kesimi de ciddi ekonomik sıkıntılar içinde yaşamaktadırlar. Ekonomik sıkıntı çekmelerinin daha farklı bir nedeni daha da var. 
Çarpıklaşan ekonomik sistemlerin berbat bir şekilde işleyişi.Gazetelerin arşivlerini incelediğimizde zaman da ülkemizin insanlarının  50 seneye yakındır aynı dertlerle boğuştuklarını görebiliriz.70 ve 80'lerin en temel sorunları 21.yüzyılın bugünlerinde de aynı sorunların da  olduğu gibi durmaktadır.Yani bu demek oluyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Ülkesinde bizleri yönetenler ülkenin gerçek sorunlarını ekonomiyi çözemiyorlar yada çözmüyorlar. Peki o zaman bu siyasiler bu kadar bakanlıklar bu kadar milletvekilleri ne yapıyorlar? Geçmiş yıllardan bugüne kadar değişen bir çok şey var,değişenlerin hepsinde de borç miktarlarının yükselişte olduğudur.Ülkemizde ki toplumların borçları yıllar boyunca ciddi artışlar göstermiştir.Yabancı ülkelere ödediğimiz büyük borç faizleri her yıl ciddi bir yükseliş ile katlanarak artmıştır.Türkiye Cumhuriyet'i devletin de yaşayan milletlerin çoğu da aynı şekilde fakirler ve üstüne bu kadar millet borçlu yaşamaya devam etmektedirler.
 Ekonomik olarak her zaman daha kötü durumlardayız. Bugünler de dahi insanlar borçların altına girmeden hiçbir iş yapamıyorlar.Peki bu kadar yüksek miktarda artış gösteren borçlar neyin getirisi olur ? 
Yükselişe geçen borçların beraberinde faizlerin  getirisi de çok olmaktadır.Bizlerin borç alarak yaptığımız işlerin de borcun faizlerini de karşılamak durumundadır.
 Toplumlarımız bugünden başlayarak büyük borç yükleri altında geleceklerinden umutsuz birer yaşam sürdürmektedirler. Alt tabakada ki insanlarımız hiçbir birikimleri yoktur ve hiçbir birikim yapamaz durumlarına gelmişlerdir.Neden ? Çünkü mevcut şartların hepsi bunlara birer engel olarak teşkil etmektedir.Devletler,bütün toplum kesimlerine ağır vergiler yüklemektedirler.Milletler,toplumlar kendi devletlerin elleriyle  sömürülmektedirler. Millet'imiz İnsanlarımız çaresizdirler,insanlarımız yapayalnızdırlar.Devletler,milletlerini hem kendi elleriyle sömürüyorlar, hem de özel şirketlerin,özelleştirmelerin ve bankaların milletlerini toplumlarını sömürmeleri için uygun şartları ve zeminleri hazırlamaktadırlar. 
 Hepimizin de bu gibi soruları sormamız gerekmez mi ?
 Bu devletler kimlerin devletleridir? Bu devletler kimler için vardır? Halk için,toplum için değil midirler? 
 Devletler bunca entrika oyunları çevirirken enteresan ki milletimizin gıkı bile çıkmıyor. Tüm toplumlar hallerinden şikayetçiler ancak, bu şikayetlerini sadece birbirlerine söylüyorlar ve hiçbir kuruma ya da siyasiye iletilmiyor. 
 Sanıyorum ki mevcut sistemlerin de herkesi her türlü pisliklere itmelerine neden oldukları  birer suskunluktur.Toplumlarımız da kilere baktığımız zaman en alt tabakalardan,en üst tabakalara kadar bütün toplum yöneticilerinin yolsuzluklara batmış oldukları görmekteyiz.Bunların yanında da tabii ki milletin kendisi de vardır.
 Devlet sömürü düzenlerini kurdularsa milletler yolsuzluklara uydular ise aslında şikayet edecek bir şeyler de kalmıyor geriye. 
 Bizler artık devletimize kızmamız gerekmiyor. Milletimize kızmamız gerekiyor.
 Toplumlar sustukları zamanlar içerisinde,çevresinde olan bitenler de tepkisiz kaldığı süreçlerde bizi yönetenlerin ülkenin geleceğini,milletin refahını düşünmelerini beklememiz ciddi anlamda aptalca olacaktır.
 
 “Mehmet KIZILKAYA”

YORUM EKLE