Mektebin Yeni Muallimleri/Öğretmenleri


Sevgili Arkadaşım!
Yıllarca gösterdiğin gayretin, verdiğin emeğin ve uzunca bir bekleyişin ardından 22 Haziran itibariyle, o hep hayallerini süsleyen okuluna kavuşmanın ilk adımı olan imzayı attın.
Kimbilir belki de hayatın boyunca atacağın en önemli birkaç imzadan biriydi bu imza. Artık sen de maarif davasının bir neferisin. Rabbim hayırlı kılsın, insanlığa ışık olacak; her daim ahlâkı ve başarıyı yol edinecek nice öğrencilerin olsun...
Sevgili Meslektaşım;
Elbette hakederek geldin buralara, elbette en iyisini yapacak, en güzelini başarmak için gayret edeceksin. Bunda kimsenin zerre şüphesi olmaz, olamaz da. Lâkin bu saatten sonra yükün ağır, yolun dikenli, işin de çetindir. Yoğuracağın hamur, işleyeceğin madde ve en nihayetinde gayen; eşrefi mahlukat olan insana en iyi hizmeti sunmaktır.
Bunun için;
-Kimbilir belki ilk defa binlerce km uzaklara giderek ailenden ve dahi sevdiklerinden ayrı kalacaksın.
-Bundan böyle yanı başında hep başını dizlerine koyduğun anan, basın sıkışınca sığındığın baban olmayacak.
-Bu yaşına kadar havasını soluduğun memleketin, her kederine ve sevincine vakıf arkadaşların olmayacak.
-Dilediğin saatte yatıp, dilediğin saatte uyanmayacaksın.
-Canının istediği veya çektiği ananın yemeği, ananın ocağı olmayacak.
-Dilediğin gün çalışıp, dilediğin gün gezip tozmayacaksın
-Kısacası artık sorumluluğu başkasına yüklü bir insan olarak değil, sorumluluk yüklenen biri olacaksın/olmak zorundasın...
UNUTMA!!!
-Ailenden uzak olsan da; artık yeni aile bireylerin; mesai arkadaşların, öğrencilerin ve velilerin olacak. Yeni aile bireylerini sevmeye çalış ve onlarla da mutlu ol.
-Anan ve baban yanında olmasa da; amirlerin, mesai arkadaşların ve velilerin hem anan, hem baban, hem de ağabeylerin ve ablaların olacaktır. Onları da sevmeyi ihmal etme. Onlarla da mutlu olmaya bak.
-Bugüne dek havasını soluduğun evin ve büyüdüğün memleketinden uzak olsan da; okulun en güzel yuvan, sınıfın en kutsal mekanın ve öğrencilerin en özel sevdiklerin olmalıdır. Öyle gör ve sevmeye çalış.
-Artık dilediğin saatte yatıp, dilediğin saatte uyanmayacaksın. işini sevdiğinde; zaten az uyuyup, erken kalkmak isteyeceksin. Işini sev ki zahmet çekmeyesin.
-Ana ocağından uzak kalacaksın elbet. Ancak diyaloğunu iyi kurduğunda her bir velinin birer anne ve baba olacağını unutma. Diyaloğunu güçlü tut, işbirliğini önemse.
-Evet dilediğin gün çalışıp, dilediğin gün gezmeyeceksin. Ama işini sevdiğinde; her gün ve her saatte sınıfında olmayı isteyeceksin. Bu yüzden işini severek yap. Yap ki; işinde mutlu olasın.
-Sorumluluğu başkasına yükleyen değilsin artık. Okulun, sınıfın, öğrencilerin ve dahi velilerin sorumluğu senin üzerinde. Vazife ve sorumluluktan kaçma. Zamanla mutlu olduğunu göreceksin.
Sevgili Meslektaşım!
Son olarak; işini sev, işine alış, sorumluluk almaktan kaçma, severek git, severek gel okuluna...
Paydaşlarınla samimi ol, sorumluluk yükleyen değil, sorumluluk alan ol. Yeise düşme, küçük problemleri büyütme, problem karşısında metin ol. Her sorunun bir çözümü ve her zorluğun ardında bir ferahlığın olduğunu unutma.
Senin yetiştireceğin nesil 20-25 yıl sonra bu ülkenin gündemini belirleyen ve yönetiminde söz sahibi olan bireyler olacaktır. Ahlakı öncele, işine sıkı sarıl. Mutluluk o kadar da uzakta değildir...
KAL SAĞLICAKLA
m&d 25.06.2020
YORUM EKLE