banner113

KÜRTLER VE ÇÖZÜM SÜRECİ

Yaşanan ve yaşamakta olan onca acı geçmişe rağmen şoven milliyetçiliklerin Kürt Halkının sorunları yoktur denilerek yaptıkları ve söyledikleri vatan millet edebiyatlarıyla nereye kadar gidileceği ve nereye kadar sürüleceği bellidir.

Türk-Kürt çatışmalarını istemiyoruz diyen bu çevrelerin çoğunluk olarak Türk şoven milliyetçiliklerini ayaklanmaya bir ortam hazırlayarak ciddi çatışmalara doğru götürmektedirler.

Kürt sorunu denilen şeyin,geçmiş tarihlerden günümüze kadar ki varlıklarını inkar  edilenlerin,ciddi asimilasyonlar ile Türkleştirilmeye ve başkalaştırılmak için çalışılan bir Kürt Halkının,ulus olmaktan kaynaklı olup fakat gasp edilen ve ellerinden alınan haklarının kazanılması ve geri verilmesi içermektedir.
 
Günümüzde Türkiye’sin de yaşanılan bütün sorunların kaynağı olarak bu  sorunların tamamının çözümsüz bir şekilde ortada bırakılması vardır.Siyasal istikrarsızlıkların,ekonomik sıkıntıların,Kürt Halkının toplumlarında ki kaoslar ve huzursuzlukların temel nedenleri ortadadır.Siyasal ve demokratik çözümlerin olmamasıdır.
 
Türkiye Cumhuriyetinin 25.Başbakanı olan ve Türkiye Cumhuriyeti 12.Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Recep Tayip Erdoğan'ın, ”Kürt Halkının,Kürt Sorunu ve Sorunları vardır” diyerek bir gerçeğin altına imza atması ardından,askeriye ordusu ve şoven milliyetçi kesimler  tarafından büyük cepheleşmeye yol açtı.
Recep Tayyip Erdoğan'a karşı cephe alan herkesin ağzında beyninde ve gözlerinden fırlayan tek kelime tek söz  “Kürtlerin,Kürt sorunu diye bir sorun olmadığını ve sadece terör sorunları ve problemlerinin var olduğunu “ demeye başladılar ve Kürt sorunu diye bir sorun yoktur dediler.Bu kafatasçı milliyetçilerin inkarcı zihniyetleri ve propagandaları var olduğu sürece Kürt halkının en doğal hakları inkar ve imha edildiği sürece daha büyük problemlerin aynı zamanda da sorunların zincirin halkaları şeklinde birbirlerine sıkı sıkı kitlenerek ve sorunların çoğalması için beslenerek problemlerin büyümesine devam etmektedir.
 
Kürt sorunu bugünün bir sorunu olmamakla beraber tarihsel bir sorundur.Kürt sorunu  temel hak ve özgürlükler sorunudur.Kürt sorunun,Türkiye bir mozaik değildir, mermer gibi tek parçadır” söylemleridir. Yani inkardır.Kürt sorunlarının en başında ki problemi ve sorunu binlerce yıllık geçmişi olan Kürt halkını yok saymaktır.Yirmi birinci yüzyılın iki büyük kutuplu olan dünyada,bölgede oluşan statüko Kürt sorununun çözümlerine hiçbir zaman olanak tanımadılar.Kürtlerin sorunları her zaman şiddete dayalı olarak insanları katlederek öldürerek ve ortadan kaldırarak çözülmek istenmiştir.Şiddeti her zaman bir çözüm aracı olarak kullanmıştır.Günümüz zamanında global dünyasın da meydana gelen olayların ve gelişmelerin de şiddeti bir çözüm aracı olmaktan çıkarıldı.Bölgenin statükosu da Amerikan Birleşik Devletlerinin Irak’a müdahale etmeleri sonucunda parçalanmalar başlandı.Demokratik ve siyasal mücadelelerin olanakları da ciddi manada artmaya başlandı,Ortadoğu da büyük değişimler sürecide başlandı.Suriye,PKK, İran ve kendini bu anlamda aşamayan benzer güçlerin de değişimlere karşı belirli  dirençler oluşturdular.Burada  şiddetlerin temelin de  oluşan otoriter sistemlerinin aşma gücünü büyük oran da gösteremediler.Tam da savunma psikolojisi içerisin de dayanakları sonucunda büyük oranda kaybederek tecrit sürecine girdiler. Irak Saddam'ın rejiminin  değişimiyle demokratikleşmeyi de reddetti.Yıllarca Bİrleşmiş Milletleri ambargosunun altında tekleşmeyi yaşadılar ve dünyadan da tecrit oldular.Irak Amerikan Birleşik Devletleri müdahalesine karşı değildiler.Değişim sürecine karşı büyük bir direnç içerisinde oldular ve sonuçta olarak kaybettiler.Aynı anlayışları paylaşan ve uygulayan sistemlerin akıbetlerinin de bundan farklı olmayacaktır.
 
Kürt sorunu denilen sorunun sadece bir Türk Kürt sorununun da olmadığını belirtmemiz gerekmektedir.Kürt sorunu bölgesel çapta büyük bir Ortadoğu sorunudur.Ortadoğu Bölgelerinde ki gelişmelerin sorunun çözümlerini kolaylaştırmaktadır.Kürt cephesindeki olumlu gelişmelerin sonuçları  bölgeyi de ciddi manada etkilemektedir.Amerikan Birleşik Devletleri'nin (BOP) Büyük Orta Doğu projesiyle beraber orta doğuya müdahaleleri bu açıdan da büyük önem teşkil etmektedir.Güney Kürdistan bölgesinde ki güç burada ki gelişen  süreçleri iyi değerlendirmeye alarak gerçek ve altını imzalayacakları tarihi bir rol oynadılar  ve ciddi önemli kazanımları elde etmiş oldular.Güney Kürdistan da ki bu önemli gelişmelerin bütün Kürdistanlılar içinde altın değerinde gelişmeler olarak kayda geçirilmiş oldu.Bazı ülke çevrelerin “Kürtlerin altın çağı“ değerlendirmeleri yapmalarına sanırım  doğru ve yerinde sayılır değerlendirmeler olmuştur.
 
Hiç şüphesiz Ortadoğu da ve Mezopotamya da Kürt sorunlarının çözümleri bütün sorunların da kilit noktalarını teşkil etmektedir.Kuzey Kürdistanın da bunların en önemli temel ayağıdır. Kürt sorunu gerçekten de Türk ordusuyla beraber PKK sisteminde kilitlenmiş bir hal almıştır.Tüm sistemlerin şiddete dayalı oluşumları olmuştur.Sanki her zaman birindeki inkarlıklar diğerinde de şiddetlerin olgusu olduğunu ve birbirlerini beslemekte olduğu sistem içerisindeler.Öyle ki inkar politikaların ve şiddet olgularının günümüzde anlamlarını  çoktan yitirdiğini biliyoruz.Bu tür siyasi politikalarla bir yerlere varılamayacağını da yaşanan olayların geçmiş ve  yakın dönemlerin pratiğiyle ispatlanmıştır. İnkarların devam ettiği çözülmediği ve şiddet anlayışlarında ısrarların sürdürülmeleri ile bir yerlere varılamayacaklarının, herkesinde bunlardan ciddi manada zararlar göreceklerini bilinen gerçekler arasındadır.
 
Yaşanan onca acı geçmişimize rağmen halen şoven milliyetçiliğin de içinde yer aldığı bazı çevreler Kürt sorunu diye bir sorun yoktur nutuklarıyla yaptıkları vatan millet edebiyatlarıyla nereye varacakları da bellidir.  Türk Kürt çatışmalarını istemiyoruz diyen bu çevreler aslında burada Türk şoven milliyetçiliklerini ayaklandırmaya çalışarak ortamı da bir çatışmalı ortama doğru götürülmek istenmesidir.Burada etkinin karşısında tepkilerin gelmesi meselesidir.İnkarcı şoven milliyetçilik karşıtlarının yaratmaları peşindedirler.Bu da son derece tehlikelidir ve çatışma ortamına zemin hazırlamaktadır. Meydana gelecek olaylarda ve çatışmalarda Kürtler halkı kadar Türk halkı hatta tüm Türkiye halkları boş yere zarar görmüş olur.Milliyetçi cepheleşmelerinin sonuçlarını hep beraber yaşanan linç olaylarında gördük.

Son dönemde ki aydınların yazarların eğitimcilerin ve sanat camiasında ki insanların sürece müdahaleleri ve girişimleri olması da gerçekten olumlu adımların olduğunu hep beraber görmekteyiz.Mevcut Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan ve eski Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da bu girişimlerin sonucunda “Kürt sorunu vardır bu hepimizin sorunudur” belirlemesi sonucunda siyasi çevrelerde de bir umut yaratmıştır.Fakat ne zaman ki Kürt sorunu belirli bir çözüm noktasına geldiyse derin devletin ciddi  müdahaleleri ile karşılaşmıştır.Türkiye Cumhuriyetinin 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde de Kürt soruna müdahale edilerek başta Turgut Özal olmak üzere siyasilerden birçok insanda kendi yaşamlarından oldu. Müdahaleler çoğunluk olarak yine aynı çevrelerden geldiği de bilinmektedir. 

Özellikle müdahalelerin  uzantılarında vatan millet edebiyatıyla terörizmi de bayrak yaparak saldırıya başlamışlardır.Çözümlerin yerine Kürt sorununu sürekli olarak gündemde tutarak,kendilerine politika malzemesi olarak kullanmayı,aynı zamanda da bu sorunun  üzerinde de rant elde etmeleri çıkarlarına daha uygun bir durumu getirmektediler.Buda bir gerçektir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölüp parçalamak, bütün milletlerin birliğini bozmak,Türk bayrağını ve Türkleri ortadan kaldıran güçlerde söz konusu olmamakla beraber kardeşçe yaşamayı istiyorlar.Bu toprakların ve Ortadoğu'nun Mezopotamya'nın en eski yerleşim halkı olan kadim Kürtler dünyada ki bütün halkların sahip olduğu haklarını istemektedirler.Kuzey Kürdistan topraklarında yirmi milyondan fazla Kürt Halkı yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin  Kıbrıs Türkleri için tanınan özel hakların Kürt Halkına da tanınmasını istenmektedir.Türkiye Cumhuriyeti:Nüfusu yarım milyonu dahi bulamayan Iraktaki Türkmen Halkı için dil,anadilinde eğitim görme anayasal kimlik,kültür vb. hakları için  ciddi anlamda çalışmalar yapılırken, Kürt sorunlarının gerçekliklerini tümden inkarlarına anlam  vermekte mümkün değildir.Kürt sorunlarının İnkar edilmesi bu kadarı da fazladır diyebiliriz.
 
Avrupa Birliği (AB) yolunda ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kürtlerin varlıklarının  gerçekliklerini ve sorunlarını çözmeden demokratikleşmeden bahsetmek kesinlikle mümkün değildir. Mevcut çözümsüzlük durumunun da Türkiye Cumhuriyetini de büyük zorluklarla karşı karşıya  getirecektir .Kürtlerin bir çok anayasal haklarının kabul edilmesiyle Türkiye Cumhuriyeti demokratikleşebilme yoluna girer ve Avrupa Birliği içerisindeki yerini alabilir.
 
Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve sorunların çözümlenmesi her açıdan önemli bir dönemeci yaşamaktadır. Tarihte ve yakın dönemlerde inkarların ve isyan anlayışlarının hiç kimseye hiçbir şey kazandırmadığını bununla beraber herkese kaybettirdiğini görmüşüzdür ve yaşamışızdır.Artık bizleri (hem Türk Halkı-hem Kürt Halkı) kendi içerisine hapsetmekten vazgeçmeyen,bağlayıcı olan sistemlerin dışına çıkmak,demokratik siyasal mücadelelerin gerçek amaçlara bağlı kılınarak yürütmek vazgeçilmez görevlerden biri olmalıdır.Kürtlerin mücadele birikimleri ve dinamikleri çok güçlüdür. Muazzam tecrübelere birikimlere  sahip bir halktır.İlk defa mücadeleye başlamıyorlar,çözüm süreci ve çözüm aşamalarında bulunan mücadelenin sahipleridirler.
 
Kürt Halkının o kadar dönemdir mücadelelerinin gelindiği ileri aşamalarından geriye çekmek, mücadelelerinin özünden saptırmaları için yeni konseptlerin ortaya çıktığını  görmekteyiz.Mevcut yaşananların çoğu ne çok umut verici bir durumdur ne de umutsuzluğun bir nedenidir.Tabi ki bunlar da Kürt sorunlarının çözümlerin sürecindeki sorunların birer etkileridir diyebiliriz.Halkların beraberlikleri ve birlikleri  geçen her dönemden daha fazla önem kazanmaktadır.Yeni süreçte inkar ve isyan hareketlerinin cepheleşmesine karşı Kürtlerin birliğini ve demokratik siyasal mücadelesini ön plana çıkararak Kürt sorununun çözümlemelerine  kilitlenmek en doğru yaklaşım olsa gerek.Kürt sorununun çözümünü şu yada bu güçlerden beklemek yerine halkınızın en önemli demokratik siyasal mücadelesi belirleyici olacabilecektir.

Bütün yurtsever demokrat olan güçler gerçek amaçların doğrultusu çizgisinden başarıyı gerçekleştirmek için çabalarını birleştirmeleriyle güçlü kılmalıdırlar.
 
Şiddetten,olaylardan,cinayet ve inkar politikalarından  uzak, gerçek demokratik siyasal mücadelelerimi esas alan,Kürt probleminin demokratik zeminde eşit çözümlerden yana olan, Kürt halkının onurunu,tarihini ,kazanımlarını koruyan ayakta tutabilen ve sahiplenmeyi bilen bütün ulusal güçleri her şekilde birlik olmaya çağrılmalıdırlar. Birlik yolundaki her türlü gelişmeyi destekliyoruz.
Kürt sorunu bütün halkların birleşmeleri önündeki en büyük engellerden birisidir. Kürt Halkının sorunları çözülmeden veya Kürt sorununun çözümünü de kapsayan bir demokrasi "demokratik devrim"mücadeleleri verilmeden sosyalizmin zaferinden söz edilemez.

YORUM EKLE