Öter Yangına Benzin Değil Su Dökelim!

Kızıltepe Zahireciler Derneği ve Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Onursal Başkanı Mehmet Şerif Öter Kuzey Irak’ta yapılan referandum ile ilgili bir açıklama yaptı.

Öter Yangına Benzin Değil Su Dökelim!

Öter açıklamasında “Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi bundan bir kaç ay önce 25 Eylül de bağımsızlık referandum kararı almıştı. Nihayetinde alınan bu karar bundan 3 gün önce yerine getirildi ve bağımsızlık referandum beklendiği gibi büyük bir farkla bağımsızlık yönünde karar çıktı.

Geçen bu süreçte komşu ülkeler Türkiye, İran ve Irak diplomatik ve siyasi ve ekonomik alanlarda yaptırım uyarıları  kar etmedi ve sonunda referandum yapıldı.  Barzani dik kafalı, meydan okudu vs. yorumlar yapıldı. Birazcık aklı başında olan herkes çok iyi biliyor ki Barzani bu kararı almadı uygulamak zorunda kaldı. Eğer Barzani referandum yapmasaydı Büyük Ortadoğu projesi (BOP) sahipleri ABD, İsrail, İngiltere ve diğer müttefikleri Barzani’yi bir şekilde koltuktan indireceklerdi. Hal böyleyken ABD ve diğer sözde dostlarımız aklımızla alay edercesine bizde referanduma karşıyız dediler. Ama Barzani bizi de dinlemedi yönünde açıklamalarına inanmak, dingilli aptal olmak gerek. Amaç burada Türkiye ve İran’ı Suriye’de olduğu gibi başka örgütler, güçler üzerinden savaştırmak, askeri ve ekonomik olarak zayıflatmak ve her istediğini kolayca yaptırmak. Hele şu Irak’ın Abadisi var ya ABD tarafından atanmış bir kukladır. ABD icadı DEAŞ ‘a Musul kentini teslim etti. Yine talimatla Musul’u DEAŞ’ tan geri aldı. Umut ederim ki Abadi’nin gürlemesine bizim yöneticiler kanmaz. Çünkü Suriye bataklığına Obama’ nın Esat’ı üç ayda devireceğiz sözüne inanarak balıklama daldık. Oysa gelinen noktada Esat’ın koltuğu tüm Ortadoğu liderlerinkinden daha sağlamlaştı.

Kuzey Irak Kürt bölgesinde yapılan referandum meselesini Irak halkına ve bu tuzağı hazırlayanlara bırakmak bu ortamda en akıllıca fikirdir. Geçmiş yıllarda Barzani ile kurulan iyi ilişkiler neticesinde on binlerce Türk şirketi bu bölgede büyük işler yapmakta ve ülke ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır.  Kuzey Irak Kürt bölgesinde çıkan petrolün tek pazar kapısı Türkiye olduğundan İsrail çıldırıyor, ABD rahatsız nitekim bu konuda kendi başına Türkiye ile petrol ticaretinden dolayı geçmişte Barzani’ ye uyarılar yapıldı.

Bu saatten sonra gelinen nokta itibarıyla beka sorunu deyip, Barzani güçleriyle sıcak bir çatışmaya girmek veya kuzey Irak’a askeri hareket düzenlemek veya işgal etmek tamda ABD ve İsrail’in istediği tuzağa düşmektir. Çünkü böyle bir durumda karşınızda savaşan güç peşmerge elbisesi giymiş ABD, İsrail güçleri ve silahları olacak. Tıpkı kuzey Suriye’deki ABD  RUS. vs. askerleri ve silahları, bayrakları karşımıza çıktığı gibi.

Yapılması gereken biran önce sert söylemlerden uzaklaşmak, ılımlı ve yapıcı bir dil kullanmaktır.  Emperyalistler 14.000 Km.den menfaatleri için burnumuzun dibine kadar gelip, çıkarları için Barzani ve diğerlerine sempatiyle yaklaşıyor, dost oluyor. Biz ise dinde kardeş ve komşu ve akraba olduğumuz ve en önemlisi bu gün ve gelecekte büyük ekonomik kazancımızın söz konusu olacağı ırak Kürt bölgesiyle düşman olmak telafisi olmayan maddi ve manevi kayıplara yol açabilir. Birinci körfez savaşı başlarken rahmetli Özal tüm bu senaryoları görmüştü. 90 lı yıllarda rahmetli Eşref Bitlis’in Irak’a gidip gelmesi, 92 yılında rahmetli Özal’ın Barzani’ye kırmızı pasaport vermesi ve Saddam zulmünden kaçan Kürtleri Türkiye’ye getirmesi, hem Eşref Bitlis’in hem de Özal’ın üç ay arayla öldürülmesine sebep oldu. Aynı yıl, Adnan Kahveci, araştırmacı yazar Uğur Mumcu ile birlikte kısa sürede ve peş peşe şüpheli bir şekilde muhtemelen emperyalistlerin içerdeki hain işbirlikçileri tarafından ortadan kaldırıldılar. Türkiye gibi büyük bir ülke 600 yıllık Osmanlı imparatorluğunun mirasçısı ve Devlet tecrübesine sahip bir ülke.  ülkemiz ve bölgemiz üzerinde oynan oyunları baştan görmeli ve ona göre strateji geliştirmeliydi ve tedbir almalıydı. Ne yazık ki geçeni geri getirmek mümkün değil. Ama geleceğimizi kurtarmak ve ucuz tuzaklara düşmemek için geçmişten ders almalı akıllı bir yol izlenmeli.

Bölgede Kürt, Arap, suni ve şii savaşının taşları döşeniyor. Saddam’a karşı ayaklanma başlatan Barzani’yi koruyan İran, Türkiye ile pkk arasında yaşanan savaşlarda pjaka silah veren ve Suriye üzerinden Türkiye’ye saldırtan İran’dı.  Barzani İran’a sığındığı yıllarda İran’daki tıpkı Suriye’de olduğu gibi, Kürtlere İran tarafından kimlik ve vatandaşlık verilmediğini gördü. Dünyada yaşayan Kürt nüfusunun yarısından fazlası Türkiye’de eşit Yurttaş olarak tüm kentlerde yaşıyorlar. Suriye ve diğer yerlerde yaşayan Kütler gibi vatansız, kimliksiz ve (LACİ) değildirler.

Türkiye’de yaşayan tüm halklar olarak ortak değerimiz vatanımızdır. Belki de şimdiye kadar hiç olmadığı kadar ülkemiz ve bölgemiz emperyalistlerin tehdidi altındadır. Bu bölgede ağlama ve feryat sesi Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça, Süryanicedir. Ama ne yazık ki Kahkahalar İbranicedir. Çünkü biz birbirimizi boğazlarken İsrail’in vaat edilmiş toprakları projesi ARZ-I MEV’UD a hizmet ediyoruz.  Bu günlerde çok fazla dikkatli olmalıyız. Ne Barzani nede başkası için birlik, beraberliğimizi zedelememeliyiz, aksine daha çok kenetlenmeliyiz. Bazı muhalefet partileri İktidarı şiddete teşvik ediyor bu çok tehlikeli bir yaklaşımdır. Sayın ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin  bu konuda ekonomik kaygılara dikkat çekmesi yerinde bir uyarıdır ve dikkate alınmalı.

Sayın Devlet Bahçeli’nin 5.000 Ülkücü Kerkük’e gitmek için hazır sözüne karşı birileri de şimdi başka partiden çıkıp,  10.000 fedai militan hazır derse ne olacak?

Bu Ülkeyi seven ve kardeşlikten yana olan herkes ve başta siyasiler bu çok gergin süreçte ateşe benzin değil, Allah rızası için söylemiyle, üslubuyla su döksün. “Dedi.

 

Güncelleme Tarihi: 08 Ekim 2017, 10:19

derik47

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER