banner113

MKMM Seçim Beyanamelerinin Konuştu

Mardin Küçük Millet Meclisi Mayıs ayı oturumu Kızıltepe’de gerçekleştirildi.

MKMM Seçim Beyanamelerinin Konuştu

Koordinatörlüğünü Bahar Yıldız’ın yaptığı MkMM, Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi toplantı salonunda Avukat Nazan Kaya’nın Moderatörlüğünde yapıldı.

 

Ak Parti Mardin milletvekili ve içişleri eski bakanı Muammer Güler, Ak Parti Mardin milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey ile Ak Parti Mardin milletvekili adayları Orhan Miroğlu, M.Vejdi Kahraman, Cengiz Demirkaya, Abdullah Erin, M.Emin Deniz, Ak Parti Mersin milletvekili adayı Muhsin Kızılkaya, Ak Parti Mardin il Başkanı Bahattin Öncü, İlçe başkanı Murat Durgan, STK temsilcileri ve davetlilerin katıldığı Mardin Küçük Millet Meclisi Mayıs ayı oturumunda Genel gündem maddesi “Seçim Beyannameleri” olurken yerel gündem maddesi ise elektrik ve GAP oldu.

 

Siyasi Partilerin seçim beyannamesi ile ilgili kısa bir slayt gösteriminden sonra  toplantıya ev sahipliği yapan MkMM eski başkanı M. Şerif Öter yaptığı açış konuşmasında, “Bu platformun mümkün olduğunca temele alınan ilkeler doğrultusunda hareket etmeye özen gösterdik. Önyargıdan, baskın ideolojik bakış açısından uzak ve herkesin kendi görüşlerini en aykırı biçimde dile getireceği bir platform olması için çalıştık. Bunu başardığımızı düşünüyoruz. Ve biz gördük ki aslında en problem olan şeyin konuşularak problem olmaktan çıktığını görmüş olduk. Bu haftaki oturumumuzun konusu etrafında kısaca dile getirmek istediğim bir şey var ise o da seçimlerde adayların, partilerin kullanmış oldukları üsluba çok özen göstermeleri gerektiğidir.”dedi.

 

Katılımcılardan Seval Begdaş’da Orhan Miroğlu’na “Barış süreciyle ilgili nasıl bir yol düşünüyorsunuz.” Diye soru yöneltirken, Mahsum Erdoğan’da Milletvekillerine “Bölgenin temel sorunlardan biri elektrik ve toplulaştırma meselesidir. Yine GAP projesinin bölgenin kalkınmasına hız kazandıracağını düşünüyoruz. Bu bağlamda GAP projesini özellikle takip etmekteyiz. Elektrik meselesinde bu yönde çalışmalarınız var mı?” diye sordu.

 

Çev-Gön Başkanı Menduh Çakar ise “Kaç yıldır bu GAP projesini bekliyoruz. Ama deniz altından tünelleri hemen yapabiliyorsunuz. Rahmetli Turgut Özal'ın döneminden bu yana hala GAP Projesi bitmedi. Bizim buraya GAP Projesi gelirse yani biran evvel hayata geçerse bölgemize refah gelir, huzur gelir, işsizlik sorunu ortadan kalkar ayrıca barış sürecine de katkı sunmuş olacaktır. Bu yüzden sizlerden duyarlık ve destek bekliyoruz.” Dedi.

 

Sosyolog Hamit Ölçer’de seçim beyannamesi ile ilgili yaptığı konuşmada, Burada fikrimi beyan etmeye çalışırken elbette ki partiler üstü bir tekniği kullanmak zorundayım. Ama yine de temel noktalarda bazı kritikleri yaparken de bütün partilere eşit mesafede göndermelerde bulunmamın da doğal karşılanacağından eminim.

 

Siyasal partilerin seçim beyannamelerine bakıldığı vakit belki de en çarpıcı ve bir o kadar da şaşırtıcı olmayan CHP’nin seçim beyannamesi oldu. Bunu bir sempati ile dile getirmiyorum. Ama CHP’nin Türkiye’de uzun bir aradan sonra bize sosyal demokrat açılımı tekrardan hatırlatmaları açısından cüretkarca ve açıkçası “meydan okuyan” bir beyanname ile karşımıza çıktığını görmekteyiz.

 

Sözgelimi kaynak tartışması noktasında bir partinin iddialı olması seçmen davranışını etkilemesi açısından yeterli olsa gerektir. Ve ikincisi pekala bir kaynak tartışması bu kadar önemli ise herhalde günümüz Türkiye’sinin manzarasının halklara ne ifade ettiği sizce fazlasıyla açık değil midir? Belki de mevcut iktidarın kazanımlarını tümden boşa atmamak gerektir.

 

Evet, doğrudur. AKP bu ülkede çok önemli hizmetlerde bulunmuştur. Hizmetlerde bulunmaya da devam ediyor. Ama vatandaşları bir tür bağımlı hale getirerek insanlara periyodik biçimde maaşlar verip bir düşkünler toplumunu yönetme anlayışı ve algısı “sosyal demokrasilerin” ölçütleri olamaz.

 

Elbette ki belli bir sistemi düşünmek mesela sadece bir sosyal demokrasi geleneği içerisinde düşüncelerimi dile getirmek için söylemiyorum bunu. Mesele burada bir halkın büyüyen bir devlet sistemi karşısında nasıl oluyor da hayat kalitesinin ortalama standardın çok altına düştüğü sorusuna yanıt aramaktır.

 

Öte yandan HDP’nin seçim beyannamesine bakıldığı vakit daha çok sosyo-kültürel politikaların ağırlıkta olduğu ve bunun yanında ekonomik açılımların da sosyal demokrasi geleneğini içerdiğini görmekteyiz. HDP’nin “radikal demokrasi” söyleminin bir gereği olarak belki de sosyo-kültürel politikalara ağırlık vermesini anlaşılabilir bulmaktayım.

 

Burada HDP’nin bana kalırsa en suistimale açık ve biraz da haklı olarak halkın tepkisini çeken ”Diyanet’in kaldırılması” ile ilgili bir maddenin fazlasıyla çarpıtıldığını düşünüyorum. Sözgelimi Diyanetin kaldırılması tartışmaları ne HDP’nin zamanında başlamıştır ne de ondan sonra tartışma konusu olmuş bir olaydır. Öteden beridir aslında din adamları içerisinde de bu tartışmalar söz konusu. Bu tartışma daha çok Diyanetin kaldırılması yönünde değil de “Diyanetin özerkleştirilmesi, serbestleştirilmesi, devlet tekelinden kurtarılması” yönünde bir proje idi aslında. Bu noktada HDP’nin seçim beyannamesini eleştirmek doğal iken ama pekala bunun istismar edilmesindeki olumsuz toplumsal sonuçları doğurması açısından da tüm partilerin biraz daha sağduyu ile yaklaşması gerekmez mi?

 

Son olarak AKP’nin seçim beyannamelerinin de kendi içinde güçlü donelere sahip olsa da çözüm süreci yönünde kamuoyunu rahatlatıcı bir söylem geliştirdiğine inanmıyorum. Eskiden “ortada bir Kürt yoktur” denilirdi. Şimdilerde ise “ortada bir masa yok” deniliyor. Bundan daha ironik bir şey olabilir mi bizim için? Şekline yaptığı konuşmanın ardından konuk Milletvekili ve adaylar yöneltilen soruları cevaplayıp seçim beyannamesi ve gündem ile ilgili görüşlerini açıkladılar.

 

Ak Parti Mardin milletvekili ve içişleri eski bakanı Muammer Güler yaptığı konuşmada, Demokrasinin, toplumsal uzlaşmanın daha ilerilere gitmesini arzu ediyoruz. Çok çarpıcı bir konudan söz etmek istiyorum. AK Partinin iktidar olduğu dönemlerde hiçbir şekilde aidiyetlere göre davranmamıştır. Yerel yönetimlerde yapılan yatırımlar noktasında özellikle Mardin’e olan yatırımlar noktasında eşi görülmemiş muazzam yatırımlar yapılmıştır. Sadece son yıl itibariyle 10 katrilyonluk yatırım yapılmıştır. AKP insan odaklı bir seçim beyannamesi ile karşımıza çıkmıştır. Çözüm süreci bağlamında da ne partimizin ne de cumhurbaşkanımızın samimiyetinden kuşku duyulmasın. AKP’nin tüm kadroları Güneydoğu’nun ve ülkenin çözüm süreci bağlamında en büyük sigortası durumundadır. Ve özellikle belirtmek gerekirse bizler eser siyasetine devam edeceğiz.

 

Seçim beyannamelerinde ön plana çıkan kaynak tartışmalarında da biz AKP olarak ayağı yere basmayan hiçbir vaatte bulunmak istemiyoruz. Bölgenin en büyük yerel sorununa değinecek olursak elektrik konusunda ve özellikle GAP projesi noktasında çok çaba sarf ettiğimizi ayrıca belirtmek istiyorum.” Dedi.

 

Ak Parti Mardin milletvekili adayları Orhan Miroğlu’da konuşmasında şunları söyledi, “ Elbette bu barış süreci bağlamında bazen isabetli bazen isabetsiz açıklamalar söz konusu. “Silahları Gömmek” diye bir kitap yazdım. Kitlelerin şiddete başvurmaması gerektiğini, ne Kürtler ne de Devlet tarafından şiddet yönteminin devreye sokulmaması gerektiğini özellikle vurgulamaya çalıştım. Çözüm süreci bağlamında özellikle dile getirmek istediğim şey bizim Kürt halkı olarak özellikle kendi barışımızı sağlamamız gerektiğidir. Ben bu çözüm süreci başlamadan önce bu konuda kafa yordum hep. Burada göz ardı etmeyeceğimiz bir şey var ki o da Cumhuriyetin kanunlarının fazlasıyla sorunlu oluşu idi. Türkiye’de artık 90 yılların üzerinden siyaset yapılmıyor. Eline silah almış, bugün ise siyasallaşmış bir yapı var. Elbette ki dağdaki eli silahlı kişileri konuşacağız. Geldiğimiz noktada en büyük kazanımlardan biri de devletin Kürtler’in siyaset yapmalarını arzu etmesidir. Ama burada ciddi bir sorun var ki egemen güçler bu ülkenin ilerlemesine engel oluyorlar.

 

1921 Anayasası ile yönetilmekteyiz. İnsan onuru üzerine kurulu, AB anayasasına uyumlu insana dayalı özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç var. Yüz yıllık bir muhasebe yapmamız lazım. Lozan’dan bu yana yaparsak daha net göreceğiz. Herkesi hepimizi kapsayacak bir anayasa gerekiyor.

 

Türk kimliği üzerinden bir ötekileştirme yapıldı. Bu Türklere de bir haksızlıktı. Barış denen şey zaten silah ile artık başarı sağlayamamaktır.

 

HDP Kürtlerin siyaset yapmasını istemiyor, Bölgeye hizmet etmesini istemiyor. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şey yapılmakta, Devlet baraj yapmak istiyor ancak engelleniyor. Kaynağın üçte biri barajın güvenliği için harcanıyor.” Dedi.

 

Ak Parti Mardin milletvekili Gönül Şahkulubey ise, “Elbette ki hepimiz biliyoruz bugünlere çok kolay gelmedik. İsterdik ki yeni bir anayasa yapalım ama türlü sebeplerden ötürü bunu ilerletemedik. Bugün keşke yeni bir anayasa ile halkın karşısına çıksaydık diyorum. Kimse daha önce OHAL’in kalkacağını hayal bile edemiyordu. Ama biz bunu başardık ve kaldırdık. Çıtayı sürekli yukarıda tuttuk. Ben hep yetmez diyorum. En büyük gücümüz insanımız ve coğrafyamızdır. İşte biz bundan ilham aldık. 12 yıllık vizyonumuzu daha ilerilere götürmek istiyoruz. Her siyasal düşünce insana hitap etmelidir. En çok önemsediğim şey de insan onurunu korumaktır. Bütün bunlar olurken her şeye rağmen güven ve istikrarın korunması çok önemli. Zaman ile ilgili ciddi sorunlarımız var. Çoğu kez hafta sonları bile çalışıyoruz. Bölgesel sorunlar açısından elektrik problemiyle çok yakından ilgileniyoruz. Ve çiftçi ile kurumlar arasında arabulucu rolünü yerine getiriyoruz. GAP ile ilgili olarak hızlı gelişmeler var. Ama bu projenin yavaşlaması çoğu kez bütçe dışı nedenlerden kaynaklanmaktadır. Biz yine de bunun daha da hızlanması için çalışıyoruz. Çözüm süreci bağlamında inadına barış ve inadına kardeşlik diyorum. Herkese sevgi ve saygılarımı sunar, teşekkür ederim.

 

Ak Parti Mardin milletvekili adayı Vecdin Kahraman’da yaptığı konuşmada, Bölgesel sorunlar noktasında özellikle elektrik sorunuyla ilgili bu işin üzerinde çok duruyoruz. Azimle bu işin üzerine gideceğiz. Burada genel gündem maddesi açısından diyebilirim ki eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında çok büyük farklar var. Hiç kimsenin yapamadığı işleri yaptık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda çok önemli işler başardık. Bundan sonra da desteğinizle her zaman ihtiyacımız olacaktır.”

 

Ak Parti Mardin milletvekili adayı Cengiz Demirkaya ise, “AKP hükümetleri demokrasi ile, yeni projelerle Türkiye’ye çok önemli kazanımlar bırakmıştır. Burada bölgenin en büyük sorunlarından biri olan elektrik sorunuyla yakından ilgilendiğimizi söylemek istiyorum. Bir Kızıltepeli olarak sizlerin yanında olacağımdan hiç şüpheniz olmasın.”

 

Ak Parti Mardin milletvekili adayı Abdullah Erin’de konuşmasında, “Sivil toplum AKP’nin onurudur. 2002’den bu yana çok büyük reformlar ve devrimler yaptık. Ve yapmaya devam edeceğiz.”

 

Ak Parti Mardin milletvekili adayı M. Emin Deniz ise, “Seçim beyannamelerimizde güçlü projelerimiz var. Bu proje özellikle çözüm süreci noktasında Güneydoğu’yu ilgilendiriyor. İnsanlarımızın çok güzel şeyleri hak ettiğini düşünüyorum. Çok şeyler söylemek istiyorum. Herkesin kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke olması dileğiyle.” Derken Ak Parti Mardin milletvekili adayı Orhan Miroğlu’nun misafiri olarak Mardin de bulunduğunu açıklayan Ak Parti Mersin milletvekili adayı Muhsin Kızılkaya yaptığı konuşmada şunları söyledi.

 

“ Akdeniz Bölgesi’nde payıma çözüm süreci düşmüştü. Bana göre AKP’nin 2023 manifestosu gurur duyulması gereken bir manifestodur. Ben buna manifesto diyorum. Söz konusu AKP’nin bu seçim beyannamesinde tek bir Kürt ya da Türk kelimesini görmezsiniz. Nobran bir dil kullanılmamıştır. Herkesi eşit mesafede kucaklamıştır. İnsan onurunu ön plana çıkaran bir deklarasyondur. Zaten AKP’nin yıllardır yapmaya çalıştığı şey de bu idi. Bu beyannamede şehirciliğin, medeniyetin ön plana çıktığını görüyoruz. İnsan haklarına dayalı bir seçim beyannamesi var.

 

Çözüm süreci bağlamında da özellikle demek istediğim şeyler var. Her iki tarafın da mevcut yöntemlerle bu işi bir yere götüremeyeceklerini kavradıkları oranda bir barıştan söz edebiliriz ancak. Bölge barışı daha geniş bir ortamda, platformda anlatılmalı. Çözüm sürecinin geldiği yerle ilgili olarak da, Savaşan taraf iğne ucu kadar başarı sağlama şansı varsa savaştan vazgeçmez. Savunmadaki de aynı şekilde. İki tarafında çaba sarf etmesi gereken bir durum.

 

Silahsızlanmadan vazgeçtiklerini söylemekteler, silahsızlanma tarihi deklare etmediler ki vazgeçsinler. Ortada bir takvim tarih yok, olsaydı anlamlı bir çıkış olurdu ama yok. Psikolojik savaş devam ediyor. Süreç ilerledikçe zaman geçtikçe süreç aşınmaya başlıyor.

 

Bugün Mardin de otellerde yer yoksa bu barış sürecinin yansımasıdır. İsminde Demokratik geçen partiler antidemokratik uygulamalar yapmakta. Mazlumken zalim olmamak gerekir. 90’lı yıllarda yaşadıklarını şimdi başkasına yapıyorsunuz.

 

Ahmet Kaya’ya yapılanları, Türkiye Türklerindir yazılı Hürriyet gazetesinin yanında nasıl durursunuz.

Ak Parti iktidara geldiğinde O zaman 10 yaşında olanlar şimdi 23-24 yaşında ve ülkenin her zaman böyle demokratik olduğunu sanıyorlar.” İfadelerini kullandı.

 

ORTAK SONUÇ:

Toplantının ardından yapılan ortak sonuç değerlendirmesinde iki konunun ön plana çıktığı açıklandı:

1- Her şeye rağmen çözüm süreci üzeride kararlılıkla durulması tüm katılımcıları ortak uzlaşı noktasıdır.

2- Bir diğer önemli uzlaşı noktası da partilerin seçim atmosferinde kullandıkları üsluba daha özen göstermeleri gerektiği yönündedir.

 

Mehmet Halit Solhan.

Güncelleme Tarihi: 11 Mayıs 2015, 17:32

derik47

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER