Dünün Sincarlı Yezidisi, Bugünün Şengalli Ezidisi olursa

Son günlerde Irak’ta (birçok halktan sonra) Yezidilerin de zülum görmesi Sol ve Kürt basınının bu konuyla ilgilenmesini sağladı.
Son günlerde Irak’ta (birçok halktan sonra) Yezidilerin de zülum görmesi Sol ve Kürt basınının bu konuyla ilgilenmesini sağladı. Oysa Irak’ta Arap öldürüldü ses çıkmadı, Türkmen öldürüldü ses çıkmadı, Süryaniler ve keldaniler yerlerinden edildi ses çıkmadı hatta Müslüman Kürt öldürüldü yine ses çıkmadı ama Yezidi Kürtler yerlerinden edilip veya katledilince tüm milliyetçi Kürt basını dört elle konuya sarıldı.
“Ne bayram, ne seyran...” insanın aklına bu sahiplenmenin insani olmaktan çok siyasi olduğu geliyor. Çünkü Irak’taki diğer halklar için cılız bir vah vahtan gayrı bir şey demeyen Milliyetçi Kürt basını bu defa kendini aşıp diğer ulusal basını da etkileyip ülkenin gündemini ve ülkedeki halkların bakış açısını manipule etmeye, yanlış yönlendirmeye ve hatta kandırmaya çalıştı ve bana göre az çok barşarılı oldu.
Bu defa ulusal basın milliyetçi Kürt basının karşısında cehaletinin ve bilgisizliğinin kurbanı oldu. Ulusal basın Yezidiler konusunda neyin ne olduğunu bir türlü özgün bir şekilde kaleme alamadı. Kürt basını Yezidilere Ezidi deyince ulusal basın da Ezidi yazdı, Kürt basını Şengal dedi, ulusal basın bin yıllık Sincar’ı unutup Şengal yazdı, Kürt basını en eski tek tanrılı din dedi, ulusal basın daha düne kadar işlediği Şeytanperestleri bile unuttu.
Ulusal basın oralarda ne olduğunu hep ikinci ağızdan öğrendi. Programlar yaptılar aralarında ama aralarında Yezidiler konusunda teolojik – antropolojik araştırmalarıyla bilinenler hiç olmadı. Son iki aydır bilimsel eserleriyle tanınan ya da üniversitelerde bu konularda çalışan hiç bir hoca bu konuda ulusal basında yer almadı.  Bunda ben Yezidilerin fevkalade dini yapılarının ifşa edilerek onların insani ve mazlum yönlerinin suistimal edilmemesinin amaç edildiğini hüsn-ü zan ediyorsam da aslında Yezidilere Kürtlerin ulusal denkleminde bir yer veriliyor.
Ben Yezidiler konusunda doğru bilgi verilmiyorsa bile yanlış bilgiden uzak durulması gerektiğini de burada dile getirmek istiyorum. Yüzyıllık Sincarlı Yezidiler kavramı varken Şengalli Ezidiler kavramının kullanılması işte bu suisitmalin örneğidir.
Zira yetkililerin açıklamalarında veya basın bültenlerinde “Yezidi Kürt”  kelimesinin geçmediğini onun yerine ısrarla “Ezidi Kürt” kelimesinin geçtiğini görüyoruz. Burada bilinçli bir dezenformasyon var. Tüm halka basın vasıtasıyla daha önceleri, toplumsal birikimlerinin bir sonucu olarak bildikleri Yezidiler yerine yeni bir kavram olan Ezidiler tanıtıldı.  Bu da kasıtlı bir davranıştı. Bu topluluk hakkında geçmişte ve bilimsel eserlerde yazılanların %99’u Yezidi kelimesini kullanılırken bunların Ezidi kelimesini kullamasının nedeni yeni bir topluluk kavramını meydana getirmektir. “Şeytanperest, putperest veya  müşrik” diye halk arasında bilinen Yezidiler kasıtlı olarak kullanılmayarak yerine muvahhid hatta sunilerden biraz farklı “Ezidi” adlı yeni bir topluluk basın vasıtasıyla millete yutturuluyor.
Çünkü Yezidilerin yeniden yorumlanması veya daha evvelki tarifleri yok etmek imkansıza yakın olduğundan yeni bir kavram oluşturmak ve içeriğini bunun doldurmak daha kolay. Ezidi kelimesini duyan halk ilk iş olarak bunlar nedir diye sorar ve içeriğini yeni duydukları ile doldurur. O anda televizyonda, gazetede ve internette ne duyarsa onunla bunu pekiştirir.
Bu yüzden basın özgürlüğünü ancak özgünlüğünde bulabilir. Bunun için ya yazmamalı ya da doğru yazmalı. Örneğin ya Müslüman Peşmergelerin Sincar’daki Şeytanperest Yezidileri niçin Müslüman IŞİD militanlarından korumaya ve savunmaya gerek duymadığını yazacaksın ya da susacaksın. Nihayetinde halka yalan söylemek suçtur.

YORUM EKLE